Kömürlü termik santrallere havayı kirletme izni veren yasa Meclis’te görüşülürken uyarılarda bulunan TÜSAD, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vetosunun ardından konunun toplum sağlığı açısından önemine bir kez daha dikkat çekti. TÜSAD KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, termik santrallerin solunum sağlığını tehdit ettiğini belirtirken, bunun ülke ekonomisi açısından önemli bir maddi kayıp oluşturduğunu da vurguladı.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), filtresiz termik santrallere ek süre tanınmasını içeren yasanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veto edilmesinin toplum sağlığı açısından önemli bir gelişme olduğunu belirtirken, uyarılarına devam etti. TÜSAD KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, özellikle kömürlü termik santrallerin hava kalitesinin bozulmasına neden olduğunu ve solunum sağlığını tehdit ettiğini belirtirken bunun ülke ekonomisi açısından önemli bir maddi kayıp oluşturduğuna da dikkat çekti. Mirici, “Bizim görevimiz halkımızı ve politika yapıcıları bilgilendirmek, TÜSAD olarak bunu yapmaya devam edeceğiz” derken, solunum sağlığı açısından fosil yakıt kullanımının tamamen durdurulması gerektiğini dile getirirdi.
Meclis’te yasa görüşülürken gerekli çevresel yatırımları yapmadıkları için kapatılması gereken termik santrallere 2.5 yıl daha ek süre verilmesinin doğru olmayacağı yönünde uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mirici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vetosunun ardından şu değerlendirmeyi yaptı: “Hekim olarak uyarılarımıza rağmen kömürlü termik santrallere havayı kirletme izni veren yasanın Meclis’te kabul edilmiş olması bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Ancak bu yasanın Sayın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi, bu konuda gerekli adımların atılacağı yönünde bizi umutlandırdı. Özellikle kömürlü termik santrallerin, hava kalitesinin bozulmasına neden olduğu ve solunum sağlığını tehdit ettiği biliniyor. O nedenle biz bu uyarıları yapmak zorundayız. TÜSAD olarak kuruluş felsefemiz ve tüzüğümüz gereği hem halkımızı hem de politika yapıcıları bilgilendirmek bizim görevimiz. Bu amaçla raporlar hazırlamakta ve resmi makamlar tarafından oluşturulan komisyonda görev almaktayız. Oluşan kirliliğin düzenli olarak ölçülmesi ve azaltılması için hali hazırda var olan yasal düzenlemelerin uygulanması ve gerekli yeni düzenlemeler için bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz.”
Termik santrallerin hava kalitesinin bozulmasına, havanın kirlenmesine yol açarak başta KOAH ve astım olmak üzere bir çok akciğer hastalığının artmasına neden olduğuna dikkat çeken Mirici, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Zatürre, bronşit gibi alt solunum yolu enfeksiyonları ile üst solunum yolu enfeksiyonlarının hava kirliliğinde daha fazla görüldüğü biliniyor. Aynı zamanda akciğer kanseri de hava kirliliği nedeniyle artış gösteriyor. Ne yazık ki ülkemizde ve dünyada kronik hastalıklar adeta bir salgına dönüştü. Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemizdeki ölümlerin yüzde 90’ı kronik hastalıklar nedeniyle ortaya çıkmakta ve 38 milyon insanımız en az bir kronik hastalıktan yakınmakta. Bunun yaklaşık 5 milyonunu hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olan kronik havayolu hastalıkları (KOAH ve astım) oluşturmakta. Kronik hastalıkların yaşam tarzı, beslenme, çevresel faktörler gibi ortak nedenleri olduğu göz önünde tutulursa, kronik hastalıklar için alınacak her önlemin ülkemizin yararına olacağını vurgulamak gerekiyor.”
Öte yandan kronik hastalıkların, vaktinden önce gerçekleşen ölümler, iş gücü kaybı ve sağlık harcamaları nedeniyle yılda 45 milyar liralık bir kayba yol açtığını belirten Mirici, sözlerini şöyle tamamladı: “Esasen solunum sağlığı açısından fosil yakıt kullanımın tamamen durdurulması dünyada olduğu gibi bizim de önerimizdir. Bu noktaya gelinceye kadar, sorunun tüm paydaşları ile tartışılması ve bu konudaki mevcut bilgilerin maliyet hesabına katılması gerektiğini düşünüyoruz.”