W- TEB Genel Sekreteri Değerli Ecz.Arman Bey’den güncel konulara için değerlendirmelerini alacağız.
“Rehber Eczanem” projeniz hakkında biraz daha detaylı bilgi alabilir miyiz? I. Basamak sağlık hizmetlerinde eczacıların rolü ne olmalıdır? Geleceğin eczacısı nasıl olacak?
A.Ü.- 2015 yılında 8 bölge eczacı odamızda pilot uygulama ile başladığımız süreç 2016’da Sürekli Mesleki Gelişim ve Astım-KOAH eğitim modülleri ile devam etti. 2017 yılında eğitim modüllerine Diyabet programını ekledik. 2018’de de Farmasötik Bakım ve Hipertansiyon modüllerini ekledik. Böylelikle, proje olarak başladığımız süreçte hem ulusal yaygınlaştırmayı tamamladık hem de artık kapsamlı bir program dahilinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Son geldiğimiz noktada Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda Erzincan, Çankırı ve Uşak illerinde “Türkiye’de Kan Basıncı Kontrolünün İyileştirilmesi Projesi” ve Rehber Eczanem İşbirliği projesine dahil olarak eczacıların birinci basamak sağlık hizmetlerindeki rolünü daha da görünür yapacak adımlar atıyoruz. Bu noktada, Türkiye’de rehber eczanem programı özelinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sağlık Bakanlığımız, Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) ile bir işbirliği sürecini başlattık. Bu projeye çok güveniyoruz. Geleceğin eczacısının yaratma mesleğimize değer katma projesi olarak görüyoruz. Şuan itibariyle, Türkiye genelinde Rehber Eczanem Programında eğitici kapsamında 57 koordinatör, 280 eğitici eczacı olmak üzere 337 Eğitmenimiz mevcut.
Bugüne kadar TEB olarak 8 Sürekli Mesleki Gelişim, 7 Astım-KOAH, 6 Diyabet, 6 Hipertansiyon, 6 Farmasötik Bakım eğitimi düzenledik. Bu eğitimlere 54 eczacı odasından toplam 5.651 meslektaşımız katıldı. Yani tüm Türkiye’deki meslektaşlarımızın %21’i rehber eczanem programı eğitimlerine katılmış durumdalar. Bu süreci tüm imkan ve olanaklarımız ile destekliyoruz; çünkü inanıyoruz ki geleceğin eczacısı ilaç tedarik hizmetlerine ek olarak daha fazla danışmanlık hizmeti sunacak ve sağlık sistemi içinde hastalık yönetim programlarının asli unsuru olarak yer alacak. Bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve tedavisi süreçlerinde daha fazla rol alacaklar. İşte Rehber Eczanem Programının bize sunacağı olanaklar bunlar. Rehber Eczanem Programı, geleceğin eczacısını sürekli mesleki gelişim felsefesi doğrultusunda kaliteli ve standart hizmetler sunabilecek yetkinliklere kavuşturacak.
W- tebrp Web uygulamanız ile amaçlarınız nelerdi ve uygulamaya ilgi nasıldır?
A.Ü.- tebrp Türk Eczacıları Birliği’nin özkaynakları geliştirildi. Eczacılar ve eczane çalışanları için farmasötik bakım asistanı olarak tasarlanan yeni tebrp web uygulamasının çalışmaları tamamladık ve 15 Kasım 2017 tarihinde meslektaşlarımızın kullanımına sunduk. Kullanıcılar, özel bir kurulum ve güncelleme gerektirmeyen; ilaç, ara ürün, takviye edici gıda, tıbbi malzeme, kozmetik kategorilerinde 19000 in üzerinde müstahzar, 2700 in üzerinde aktif bileşen içeren yeni tebrp web uygulamasına, internet erişimi olan her yerden ücretsiz olarak ulaşabilmekte.
Müstahzarlara ilişkin ilaç fiyat listeleri, reçete ilaç listeleri, KÜB/KT bilgileri, etkin madde listeleri, bilgilendirme mektupları, ruhsat iptalleri, SUT ve eki güncellemeleri, MEDULA ve ilgili tüm duyurular takip edilebiliyor. Sistemdeki gerekli tüm güncellemeler ekibimizce gerçekleştiriliyor.
10 Aralık 2018 tarihinde de tebrp web uygulamasının mobil versiyonu olan tebrp mobil uygulamasının geliştirme çalışmaları tamamlandı. Meslektaşlarımız, tebrp mobil uygulamasını mobil cihazlarına ker iki platformdan da ücretsiz olarak indirerek; mevcut tebrp kullanıcı adı ve parolaları ile uygulamayı kullanabilmekteler.
Tebrp’ye ilgi çok yüksek. Şuan Mayıs 2019 itibariyle 23.000 aktif kullanıcı sayısına ulaştı. Türk Eczacıları Birliği olarak tebrp web uygulamasının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için çalışmaya devam ediyoruz. Geliştirme faaliyetleri, kullanıcılarımızdan gelen geri bildirimler doğrultusunda planlanmakta ve sürekli olarak devam etmektedir. Kullanıma sunulmasının ardından sadece yazılım geliştirme faaliyetleri olarak 800’üzerinde uygulama güncellemesi uygulanmış, sadece ilaç dışı ürün kategorisinde 4000’e yakın yeni müstahzar eklenmiş, 1500’e yakın ürüne ilişkin etkin madde bilgisi eklenmiş, 1500’ün üzerinde KÜB/KT/Prospektüs bilgisi eklenmiş/güncellenmiş ve 2600’ün üzerinde müstahzar görseli eklenmiştir. tebrp, tüm bu güncellenme ve geliştirmeler ile nitelikli bir Farmasötik Bakım Asistanı olmanın yanısıra meslektaşlarımızın ihtiyaçlarına yanıt verebilecek bir kapsamlı bir ilaç bilgi kaynağı haline gelmiş ve bu özelliği sürekli olarak geliştirilmektedir.
W- Protokol revizyonu ve Ek Protokol görüşme süreciniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Eczacıların mali tablosunun düzelmesi için yaptığınız (sgk protokol-hizmet bedeli vb) ve yapmakta olduğunuz çalışmaları paylaşır mısınız?
A.Ü.-Bildiğiniz üzere Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol 2016 yılında imzalanmıştı. 4 yıllık olarak imzalanan bu Protokol’deki hükümler gereği her yıl revizyon görüşmeleri gerçekleştiriyor ve o yıla ilişkin Ek Protokol imzalıyoruz. Bu yılki süreci Sayın Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk ile yapmış olduğumuz 13 Mayıs 2019 tarihli görüşme ile nihayetlendirdik.
2019 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi öncelikle Bölge Eczacı Odalarımızdan mevcut Protokol hakkındaki görüşlerini talep ettik. Bu görüşler ve öneriler doğrultusunda oluşturduğumuz raporların değerlendirildiği ve yine Oda Başkan ve Yöneticilerimizin katılımıyla Şubat ayında Protokol Çalıştayı düzenledik. Protokol Çalıştayı’nda kabul edilen görüş ve öneriler Oda Başkanlarımızın üyesi olduğu bir Protokol Komisyonumuz var; o Komisyonumuz tarafından tekrar değerlendirildi ve üzerinde çalışıldı. Daha Sonra SGK yetkilileri ile revizyon görüşmelerine başladık. Bu yıl diğer senelere göre biraz uzun sürdü görüşmelerin nihayetlendirilmesi. Bu sebeple biz 13 Mayıs Tarihinde 7 . Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı düzenledik. Toplantıya katılan Oda Başkanlarımız ile birlikte Sayın TC Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’u ziyaret ederek bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmeler sonrasında protokolün ilgili maddelerinde mutabakata vardık.
Her zaman söylediğimiz gibi bizler sadece halkımıza en iyi ve kaliteli ilaç ve eczacılık hizmetini sunmaya çalışıyoruz. Bu süreçte mesleğimizi de geleceğe taşımak ve bu kutsal mesleği en iyi şekilde icra etmek istiyoruz. Ve inanıyoruz ki halk sağlığını önceleyerek mesleğimizi geleceğe taşımak mümkün. Bunun için meslek örgütümüz Türk Eczacıları Birliği çatısı altında, tüm bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte vatandaşlarımız için en iyi ilaç ve eczacılık hizmeti ve mesleğimiz ve meslektaşlarımızın geleceği için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.
W- “Aşı reddi” konusunda TEB olarak çok net bir duruşunuz var, bu konudaki düşüncelerinizi ve çalışmalarınızı paylaşır mısınız?
A.Ü.– Sizin de söylediğiniz gibi Türk Eczacıları Birliği olarak “Aşı Reddini” kabul etmemiz, mümkün değil. Aşı reddi geleceğimizi açıkça tehdit ediyor. Ülkemizde 2011 yılında 183 olarak kaydedilen aşı reddi sayısının 2017 yılında 23 bin 600’e yükselmiş. Bu akıl almaz artış halk sağlığı sorunlarını, salgın risklerini, ölümle sonuçlanabilecek vakaları beraberinde getirdiği gibi ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı da tehdit ediyor. Herkes bilmelidir ki sağlık alanındaki en önemli buluşlardan olan aşılar sayesinde geçmişte pek çok kişinin ölümüne yol açmış olan menenjit, çocuk felci, kızamık, kabakulak gibi hastalıklar ölümcül olmaktan çıkmıştır. Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri, aşı sonucunda her yıl yaklaşık 3 milyon kişinin enfeksiyona bağlı ölümünün engellendiğini, pek çok hastalığın ve salgının önüne geçildiğini göstermektedir. Ancak son zamanlarda büyük oranda artış gösteren aşı reddi, uzun yıllar süren çalışmalar sayesinde olumluya giden tablonun hızla olumsuza dönmesine sebebiyet vermektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları, 2019 yılında sağlığı tehdit eden 10 sebepten birisinin de “aşı kararsızlığı” olduğunu gösteriyor. Kızamık vakalarının dünya genelinde %30 oranında artmış olması, Avrupa’da yaşanan geniş çaplı kızamık salgını da aşı reddinin sonuçlarından. Ülkemizdeki verilere baktığımızda 2016 yılında 9, 2017 yılında 69, 2018 yılında ise 557 kızamık vakasının bildirilmiş olduğunu görüyoruz.
Sağlık Bakanlığımız, aşıların güvenilir ürünler olduğunu; özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışının engellemesinin, bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne geçilmesinin hedeflendiğini kamuoyu ile sıklıkla paylaşmaktadır. Aşılama programları, halk sağlığına yaptığı katkının yanı sıra ekonomik ve sosyal alanlarda da başarıyı beraberinde getirmektedir. Aşılar, üretim ve dağıtım aşamalarında çok sıkı kontrollerden geçirilmekte; ülkemizde uygulanan tüm aşılar Dünya Sağlık Örgütü, EMA, FDA gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce ya da TİTCK tarafından ruhsatlandırılmakta, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen ve onaylanan GMP (İyi Üretim Prosedürleri) kurallarına uygun üretilmektedir.
Medyada bilimsel temelden yoksun açıklamalar yapan kişilere yasal yaptırımlar uygulanmalıdır. Halk sağlığını tehdit eden her sürecin karşısında olduğumuz gibi aşı reddinin de karşısında olmaya özellikle çocuklarımızın sağlığını savunmaya devam edeceğiz.
W- “14 Mayıs Eczacılık Günü” ne özel mesajınızı paylaşır mısınız?
A.Ü.- İnsan, toplum ve doğa yararına nitelikli sağlık, ilaç ve eczacılık için eczanede, hastanede, kamuda, ilaç sektöründe ve üniversitelerde çalışan, üreten, değer yaratan ülkemizin dört bir yanında büyük bir fedakârlık ve özveri ile ilaç, eczacılık ve danışmanlık hizmeti sunmakta olan tüm meslektaşlarımın 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’de ilk eczacılık sınıfının açılmasının 180. Yıldönümünde, tüm Bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte, Meslek örgütümüz Türk Eczacıları Birliği’nin çatısı altında mesleğimizin daha ileri noktaya gelmesi için çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum.
W- Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür eder, başarılarınızın daim olmasını dileriz.