Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi’nde düzenlenen Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Basın Bilgilendirme Toplantısı‘nda yaptığı konuşmada, insanoğlunun yeryüzüne geldiğinden bu yana sağlık sorunlarıyla karşılaştığını ve bunların çözümü için çare bulmaya çalıştığını söyledi.
Tanı ve tedaviye ilişkin geçen süre içinde büyük birikimlerin elde edildiğini anlatan Demircan, “Bu süreçte deneysel bilim dönemine gelindiğinde geleneksel diye adlandırdığımız daha önceki dönemlerde üretilen bilgilerin kullanımı biraz olsun geri plana itilmeye başlandı. Ancak insanlığın yüz yıllarca, binlerce yıl içinde geliştirmiş olduğu bilgi birikimi ve tecrübe bugün bilimsel alanda masaya yatırılıp, bu tecrübeden istifade etmek kadar doğal bir şey olamaz. Bilimin de gerektirdiği budur.” değerlendirmesinde bulundu.
Demircan, şunları kaydetti:
“Madem ki atalarımız tarih boyunca bu problemleri çözmek için belli uygulamalar yaptılar, bu uygulamaların bugün özellikle bilimin ışığında tekrar masaya yatırılarak değerlendirilmesi ve insanlığın hizmetine sunulması gayet doğaldır. Bugün dünya bu konuda da büyük bir gayretin içerisindedir. Biz de Türkiye olarak hastalıklarla mücadele alanında geleneksel tıptan istifade etme kararlılığı içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili de gerekli düzenlemeleri yaptık.”
“Uygulama yetkisi hekimlere verilmiştir”
Sağlık Bakanı Demircan, “Yaptığımız düzenleme ile artık halkımıza, geleneksel tıp hizmetleri, denetlenebilir sağlık kurumlarında, sertifikalı uzmanlar tarafından sunulmaktadır. Türkiye entegrasyon ve standardizasyon açısından bugün itibarıyla örnek bir ilerleme kaydetmiş durumdadır.” dedi.
Türkiye genelinde, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde 37 geleneksel tıp uygulama merkezi ve 18 eğitim merkezi bulunduğunu bildiren Demircan, “Yani geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, belli kurallar dahilinde, belli eğitimler verilerek ve hekim tarafından yapılıyor. Bu uygulamaları yapma yetkisi hekimlere verilmiştir ve belli merkezlerde yapılmaktadır. Dolayısıyla kuralsız bir uygulama yoktur.” diye konuştu.
Demircan, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinin, uygulamanın yanı sıra eğitim ve araştırma-geliştirme faaliyetleri de yürüttüğünü aktararak, “Ülke genelinde devlet hastaneleri, özel hastaneler ve tıp merkezleri olmak üzere halen 439 ünite, halkımıza geleneksel tıp uygulamaları hizmeti sunuyor. Bugüne kadar bin 600 hekim ve iş hekimine sertifika verilmiş bulunuyor. Diş hekimleri sadece ağız bölgesinde uygulama yapabiliyor.” dedi.
Ahmet Demircan, 15 geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamasının mevzuatla düzenlendiğini belirterek, bunların akupunktur, fitoterapi, hipnoz, homeopati, kupa, larva, hirudoterapi, apiterapi, mezoterapi, kayropraktik, müzikterapi, osteopati, ozon, proloterapi, refleksoloji olduğunu bildirdi.
“Birbirinin rakibi değildir, birbirinin tamamlayıcısıdır”
Vatandaşların yoğun biçimde bu uygulamalardan yararlanmak için sağlık kurumlarına geldiğini dile getiren Demircan, “Asırlar öncesinden bugüne miras kalan medeniyet birikimlerimiz, günümüz geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları için de önemli bir kaynak oluşturmaktadır. İnşallah Türkiye, kadim medeniyet coğrafyamızın geleneksel tıp uygulamalarını insanlığın hizmetine taşıyacak bir köprü ülke olacaktır.” diye konuştu.
Bakan Demircan, Anadolu’nun insanlık tarihi kadar eski olduğunun altını çizerek, bu coğrafyada adeta insanlığın hafıza kaydının oluştuğunu ve burada geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının önem taşıdığını söyledi.
“Modern tıp ile geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları birbirinin rakibi değildir, birbirinin yerine ikame edilecek değildir. Bir sürecin devamıdır, ikisi de birbirinin tamamlayıcısıdır.” diyen Demircan, insanlık tarihi içinde geleneksel tıbbın hep yer aldığını vurguladı. Demircan, “Süreç insanlık tarihi kadar eskidir, bugüne kadar gelen bir süreçtir. Bu süreç içerisinde geleneksel tıp başından beri vardır, modern tıp ise son dönemlerin gelişmeleri sayesinde oluşmuştur. Birbirinden ayrı düşünmemek lazım. Bilim bunların hepsini birleştirmesi gereken unsurdur, husustur.” dedi.
“Sertifikasını alan her hekim Bakanlık denetiminde bu hizmeti verebilir”
Daha sonra soruları yanıtlayan Demircan, “Aile hekimlerinin geleneksel tıp uygulamalarına nasıl dahil olacağı” sorusu üzerine, “Aile hekimleri geleneksel tıp uygulamasını yapacak bir diye bir düzenleme yok. Geleneksel tıp uygulaması yapmak isteyen hangi hekim grubunda olursa olsun, eğitimini, sertifikasını alırsa bizim denetimimizde bu hizmeti yapabilir. Türkiye’de bu uygulama da hekimler üzerine oturtulmuştur.” dedi.
Bakan Demircan, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alınıp alınmayacağı konusunda ise bir görüşme ve çalışma yapmadıklarını vurgulayarak, böyle bir talep gelmesi durumunda bunu görüşebileceklerini söyledi.
“Merdiven altı uygulamalara 3 hapis cezası kararı verildi”
“Merdiven altı geleneksel tıp uygulamalarına ilişkin ne tür cezai uygulamaların yapıldığının” sorulması üzerine Demircan, bu konuda Bakanlığın çıkardığı bir yönetmelik olduğunu hatırlatarak, buna uymayanlara hapis cezası da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlar uygulandığına dikkati çekti.
Demircan, hekim ve sağlık personeli olmayanların yaptıkları uygulamalara verilen cezalara ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Vatandaşımızın bizden ruhsat ve belge almamış kimseye bu uygulamayı yaptırmaması lazım. Vatandaşın da bu konuda hassas olması lazım. Bu kurallara uymadan yaptıracağınız bu tür uygulamalar sağlığınızı tehlikeye sokar. Bu konuyla ilgili kanunda da 1-3 yıl arasında hapis cezası var. İzinsiz, ruhsatsız, yetkisiz uygulama yapmak suçtur. Bugüne kadar 20 tane ceza vermişiz. Bunları takip ediyoruz. Vatandaşın da bu konuda hassas davranması lazım. Medyamızın da vatandaşımızı bilgilendirme konusunda hassas olması gerekiyor. Toplumda bilinç düzeyini yükseltmemiz lazım. Bu konuya magazinel yaklaşmamak lazım. Cezalar 2014’ten bu yana yapılanları kapsıyor. Bu konuda verilmiş 3 hapis, aynı zamanda mahkemeleri devam edenler de va