Neden genç yaşta kalp krizi geçirmeye başladık?
Kalp krizleri gerçekten de erken yaşlara indi mi?
Amerikan Kardiyoloji Okulu‘na göre, ilk kalp krizlerinin çoğu erkeklerde 65 yaş civarında, kadınlarda ise 72 yaş civarında gerçekleşiyor. Ancak bugün 40 yaşın altındaki kişilerdeki kalp krizi vakalarında artış var. / Çağla Üren-euronews
Beşte biri, 40 yaş ve altı kişiler
2000-2016 arasında ABD’de kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılan 2.000’den fazla genç yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma da bunların beşte birinin 40 yaş ve altında olduğunu ortaya koymuştu. Üstelik araştırmaya göre 40 yaş ve altında kalp krizi görülme oranı son 10 yılda her yıl yüzde 2 artmıştı.
ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’nin verilerine göre de 2019’da 18 ila 44 yaş arasındaki yetişkinlerin yalnızca yüzde 0,3’ü kalp krizi geçirdi ve bu rakam geçen yıl yüzde 0,5’e çıktı. Yani bu yaş grubunda kalp krizleri hala nadir olsa da bu veri, son dört yılda yüzde 66’dan fazla bir artış anlamına geliyor.
COVID-19 pandemisi ‘yaraya tuz bastı’
Giderek artan sayıda araştırma, bugün geçmişe kıyasla daha fazla genç yetişkinin kalp sorunları yaşadığını ve kötüleşen yaşam tarzı alışkanlıklarının (kötü beslenme ve egzersiz eksikliği gibi) bunun sorumlusu olduğunu gösteriyor. Öte yandan birçok araştırma, COVID enfeksiyonlarının da yaraya tuz bastığını ortaya koyuyor.
Los Angeles’taki Cedars Sinai Hastanesi’nin Eylül 2022 tarihli araştırmasına göre, COVID-19 salgını başladığından beri ABD’de tüm yaş gruplarında kalp krizi kaynaklı ölümler daha yaygın hale geldi.
Üstelik 25 ila 44 yaş arasındaki kişilerde kalp krizi kaynaklı ölümlerde pandeminin ilk iki yılında yüzde 29,9’luk bir artış kaydedildi. 45 ila 64 yaşındaki yetişkinlerde kalp krizi ölümlerindeki artış yüzde 19,6 oranında, 65 yaş ve üzeri kişilerde ise yüzde 13,7 olarak belirlendi.
Dahası, ABD’den gelen veriler koronavirüsün daha hafif semptomlara neden olan Omicron varyantının baskın olduğu dönemde de kalp krizindeki artışın devam ettiğini gösteriyor.
COVID-19 kalp hastalıklarına nasıl neden oluyor?
Şubat 2022’de uluslararası araştırmacıların 150.000’den fazla COVID-19 hastası üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, enfeksiyondan kurtulanların hasta olduktan bir yıl sonra bile kayda değer ölçüde kalp rahatsızlığı geliştirme riski mevcut. Üstelik araştırmacılar, bunun semptomların şiddetinden bağımsız olduğunu söylüyor. Yani hafif geçirenler için bile risk var.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli hekim-bilim insanı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Ziyad Al-Aly, COVID-19’a yakalanan kişilerin yaklaşık yüzde 4’ünün düzensiz kalp atışı, kalp yetmezliği, iltihaplanma veya kalp krizi gibi kalp sorunları yaşadığını tahmin ediyor.
“Bu küçük bir oran ama aslında ABD’de ve dünya genelinde COVID-19’a yakalanan çok sayıda insana uyarlarsanız, küçük bir sayı değil.”
COVID-19’un kalbi tam olarak nasıl etkilediğini gösteren bazı araştırmalar var. Örneğin Şubat 2023 tarihli bir çalışma, COVID-19 enfeksiyonuna karşı oluşan bağışıklık tepkisinin, kalsiyumun kalpten sızmasına ve bunun da ölümcül, düzensiz kalp atışlarına yol açabileceğini bulmuştu. Bu çalışmadaki insanlar aşılanmamıştı.
COVID aşılarının rolü olabilir mi?
COVID-19 salgınlarının yanı sıra aşılar da genç yaşta kalp krizlerindeki artış bağlamında önemli bir tartışma başlığı. Tartışmayı besleyen asıl etken ise aşılarla miyokardit gibi kalp rahatsızlıkları arasında ilişki olması.
Miyokardit kalp kasının veya kalp duvarının orta kas tabakasının iltihaplanması anlamına geliyor.
COVID-19 aşılarının AB, ABD ve daha birçok bölgede sağlık otoritelerinin onayını almasının üzerinden üç yıldan fazla bir zaman geçti ve bu süre zarfında yapılan araştırmalar aşıların miyokarditle ilişkisine yönelik yeni veriler sağladı.
Örneğin, Avrupa çapında bu yıl yapılan geniş ölçekli bir çalışma, aşıyla ilişkili miyokardit geliştirme riskinin en yüksek olduğu grubun 12-30 yaş aralığındaki erkekler olduğunu tespit etti. Buna göre olası miyokardit, mRNA aşılarının ikinci dozundan sonraki 1-14 gün içinde ortaya çıkıyor.
Söz konusu çalışmada 30 yaş altı gençlerin mRNA aşısının ikinci dozundan sonra miyokardit geliştirme riski oransal açıdan şöyle belirlendi:
– Pfizer-BioNTech aşısından sonra 10.000’de 0,26 (Fransız ulusal sağlık veri sistemi) ve 0,57 (İskandinav verileri).
– Moderna aşısından sonra 10.000’de 1,3 ( (Fransız ulusal sağlık veri sistemi) ve 1,9 (İskandinavya kayıtları).
Araştırmada ayrıca, 30 yaşın üzerindeki yetişkinlerde ve yaşlılarda, COVID-19 aşılamasından sonra miyokardit riskinin bu verilerin sadece biraz üzerinde olduğu da belirtildi.
COVID’in riski, aşının etkisinden daha yüksek
ABD’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden gelen veriler de benzer bir tabloya işaret ediyor. Verilere göre, en yüksek risk grubu olarak belirlenen ergenlik çağındaki erkeklerde, ikinci aşıdan sonra 100.000 vakadan 26,7’sinde miyokardit meydana geldi.
Öte yandan bu verilerde COVID-19 geçiren kişilerde bu oranın daha yüksek olduğu da görülüyor: COVID hastalarında oran 100.000’de 59 olarak belirlendi.
Ayrıca aşılamadan sonra ortaya çıkan miyokarditin, diğer nedenlerden kaynaklanan miyokardite kıyasla daha hafif seyretme eğiliminde olduğu da anlaşıldı.
Oranlar aşı öncesine veya aşısızlara kıyasla azalıyor
İngiltere’de 8 Aralık 2020 ile 23 Ocak 2022 tarihleri arasında 46 milyon yetişkin üzerinde yapılan geniş çaplı bir araştırma ise COVID-19 aşısı sonrasında hem kalp krizi hem de felç vakalarının görülme sıklığının, aşı öncesine veya aşı olmayanlara göre azaldığını göstererek dikkat çekiyor.
Söz konusu dönemde İngiltere’deki yetişkinlerin yüzde 90’ı Pfizer, Moderna veya AstraZeneca’dan en az bir doz COVID-19 aşısıyla aşılanmıştı.
Çalışma, kalp krizi veya felce neden olan atardamar pıhtısı gibi rahatsızlıkların görülme sıklığının COVID-19 aşısının ilk dozundan sonraki 13 ila 24 hafta içinde yüzde 10 daha düşük olduğunu gösteriyor.
İkinci dozun ardından bu sıklıkların, AstraZeneca aşısında yüzde 27, Pfizer/Biotech aşısından sonra 20 kadar düşük olduğu belirtiliyor.
Hakemli bilimsel dergi Nature’da yayınlanan çalışmanın ardından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Önceki araştırmalar, bazı COVID-19 aşılarından sonra nadir görülen kardiyovasküler komplikasyonların görülme sıklığının daha yüksek olduğunu bulmuştur. Örneğin, Pfizer/Biotech aşısı gibi mRNA tabanlı aşıların ardından miyokardit ve AstraZeneca aşısı gibi adenovirüs tabanlı aşıların ardından aşı kaynaklı trombosit düşüklüğü vakaları bildirilmiştir. Bu çalışma bu bulguları desteklemektedir, ancak COVID-19 aşısıyla ilişkili yeni olumsuz kardiyovasküler durumlar tespit etmemiştir ve aşılamanın faydalarının risklerden daha ağır bastığına dair güvence sunmaktadır.”
‘İddialar veriyle desteklenmiyor’
Buffalo Üniversitesi Jacobs Tıp Fakültesi’nde kardiyovasküler tıp şefi olan Dr. Vijay Iyer, COVID-19 döneminde kalp krizi vakalarındaki artışın, aşılardan değil, virüsün neden olduğu pıhtılaşmanın artmasından kaynaklandığına inandıklarını söylüyor.
“COVID aşısının bir şekilde artan kalp krizleriyle ilişkili olduğu efsanesinin veriler tarafından kesinlikle doğrulanmadığını düşünüyorum,” diyen Iyer, Spectrum’a yaptığı açıklamada şöyle ekliyor:
“Bunun ani kardiyak ölümler üzerinde önemli bir etkisi olduğu iddiası henüz kanıtlanmadı. Ancak şu anda COVID aşısının kalp krizlerinde artışa yol açtığına dair kesinlikle hiçbir kanıt yok.”
Genç yaşta kalp krizlerinin nedeni ne olabilir?
Bu noktada akla şu soru geliyor: Genç yaşta kalp krizlerinin artmasının nedeni sadece COVID mi?
Aslında yukarıda da bahsedildiği üzere kalp krizlerinin beklenenden genç yaşlarda görülme sıklığının artması 1990’lardaki verilerle de destekleniyor. Bu da COVID pandemisinin tek faktör olmadığı anlamına geliyor.
Michigan Üniversitesi’nin tıp merkezi Michigan Medicine, söz konusu faktörleri iki ana başlıkta ele alıyor:
Kontrol edilemeyen risk faktörleri
Yaş: Kalp krizi ölümlerinin çoğu halen 65 yaş ve üzeri hastalarda görülüyor, ancak erkeklerde risk 45, kadınlarda 55 yaşında artmaya başlıyor.
Cinsiyet: Genel olarak, erkeklerin kalp krizi geçirme riski daha yüksek.
Genler: Aile geçmişi erken dönemde sorun yaratabilir. Koroner kalp hastalığı teşhisi konulduğunda babanız veya erkek kardeşiniz 55 yaşında veya daha gençse, (anneniz veya kız kardeşiniz için 65) dikkatli olmakta fayda var.
Kontrol edilebilecek risk faktörleri
Kolesterol: Yaşam tarzı değişiklikleri kolesterol dengesini sağlayabilir, ancak ilaç kullanımı da gerekli olabilir.
Beslenme: Sağlıklı beslenme kalp hastalığına karşı oldukça etkili bir silah. Meyve, sebze ve tahıllara odaklanmak, ayrıca az yağlı süt ürünleri, kümes hayvanları ve balıkla beslenmek gerekiyor. Kırmızı et ve şekeri sınırlamak şart.
İçki: Alkol kalp sağlığı risklerini artırabilir, trigliseritleri yükseltebilir ve düzensiz kalp atışına neden olabilir. Erkekler için günde iki kadeh, kadınlar için bir kadehten fazlasını içmemek gerekiyor.
Kan basıncı/tansiyon: Yüksek kan basıncı kalbin daha fazla çalışmasına neden olur ve zamanla hasara yol açar. Kan basıncınız 120/80’den yüksekse kalp krizi riskiniz yüksek kabul edilir.
Diyabet: Diyabetli hastalarda koroner kalp hastalığı riski iki kat daha fazla. Bunun nedeni, yüksek kan şekerinin kontrol altına alınmadığında atardamarlarında plak artışına yol açabilmesi.
Sigara içmek: Sigara içmek her dört kalp krizinden biriyle doğrudan ilişkili. Sigara içen kişilerde kalp krizi riski sigara içmeyenlere göre iki ila üç kat daha fazla.
Fiziksel aktivite: Egzersiz kan basıncını, kolesterolü ve kiloyu düşürebilir. Doktorunuz aksini söylemedikçe her hafta orta ila şiddetli aktiviteden oluşan 40 dakikalık üç ila dört seans uygulanabilir.
Kilo: Aşırı kilolu veya obez olmak, kalp kriziyle ilgili çeşitli risk faktörleriyle bağlantılı.
Duygular: Kronik stres ve kaygı bir faktör alabilir. Atardamarların daralmasına ve kan basıncının yükselmesine neden olabilirler. Zayıf ruh sağlığı da hareketsizliğe ve kötü beslenmeye yol açabilir.
TKD / Kardiyovasküler Risk Hesaplama
Kalbiniz ne kadar genç? Kardiyovasküler Risk Hesaplama Tablosu
Aşağıdaki risk hesaplama tablosu, size ve doktorunuza, önümüzdeki 10 yıl içinde bir kardiyovasküler olay geçirme riskinizi hesaplamaya yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Risk tahminleri, Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’nün Framingham Kalp Çalışması verilerine dayanmaktadır.* Bu risk hesaplama tablosu doktorun koyduğu tanı yerine kullanılmamalıdır. Bu tablodan hesaplayacağınız risk puanını, kalp sağlığınız ile ilgili yapacağınız bir sonraki ziyarette doktorunuzla konuşunuz.
* Wilson, PW, et. al. Prediction of Coronary Heart Disease Using Risk Factor Categories. Circulation 1998 97 (18): 1837-1847
Genel risk puanını hesaplamak için 1. basamaktan başlayın ve 7. basamakta toplam puanınızı hesaplamak için tüm basamakları izleyin. 8. basamakta potansiyel riskinizi bulmak için, 7. basamakta hesapladığınız toplam puanı kullanın. Örneğin, yaşınız 55, LDL (“kötü”) kolesterolünüz 120, tansiyonunuz 140/90 ise ve sigara içiyorsanız, toplam puanınız 8’dir. Bunun anlamı, 10 yıl içinde kalp hastalığı gelişme riskinin %18 (ya da yaklaşık 5’te 1 olasılık) olduğudur.
ileri okuma :
COVID-19 vaccines and adverse events of special interest: A multinational Global Vaccine Data Network (GVDN) cohort study of 99 million vaccinated individuals
Conclusion: This multi-country analysis confirmed pre-established safety signals for myocarditis, pericarditis, Guillain-Barré syndrome, and cerebral venous sinus thrombosis. Other potential safety signals that require further investigation were identified.