DEET gibi zehirli olmayan, daha uzun süre etkili ve kokusuz bir sivrisinek kovucu geliştirildi. Bilim insanları insan derisinde bulunan bakterileri genetik olarak değiştirerek, hastalık yayıcı sivrisineklere karşı görünmez kıldı
Kanla beslenen dişi sivrisinekler, solunan karbondioksit, vücut ısısı ve cildimizin mikrobiyomunun (doğal olarak bulunan mikrop topluluğu) bir parçası olan zararsız bakteriler tarafından üretilen bileşikler yoluyla insanları veya diğer hayvanları bulurlar. CO2 ve ısı sivrisinekleri bize doğru yönlendirse de, onları doğrudan cildimize yönlendiren etken derimizdeki bakterilerin yaydığı kokulardır.
San Diego Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Ömer Akbari liderliğindeki bir ABD bilim insanları ekibi yakın zamanda, asidin üretiminden sorumlu genden yoksun olacak şekilde genetik olarak tasarlanmış iki bakterinin yeni versiyonlarını üretti. Ana fikir, bu değiştirilmiş bakterilerin mevcut bir mikrobiyoma sokulması durumunda,S. epidermidis ve C.amycolatum’un mevcut doğal formlarının yerini büyük ölçüde alacaklarıydı .
Laboratuvar testlerinde, canlı fareler üzerindeki traşlı kısımlar iki bakterinin doğal ya da tasarlanmış formlarıyla kaplandı. Sonraki 14 gün boyunca fareler her gün 10 dakika boyunca dişi Aedes aegypti, Anopheles gambiae ve Culex quinquefasciatus sivrisineklerine maruz bırakıldı. Bu üç sivrisinek türü de sıtma ve dang humması gibi hastalıkların yayılmasından sorumludur. Uygulamadan üç gün sonra başlayan genetik mühendisliği ürünü S. epidermidis’in, bakterinin doğal formuna kıyasla sivrisinek çekiciliğini %64,4’e kadar azalttığı tespit edildi. Dahası, bu etki 11 gün boyunca sürmüştür. Diğer genetiği değiştirilmiş C. amycolatum da benzer sonuçlar vermiştir. Ayrıca DEET’in kovucu etkisi tipik olarak sadece dört ila sekiz saat sürer. Bununla birlikte, DEET daha güçlü bir etkiye sahiptir, ancak bakteriyel kovucu daha da geliştirilirse bu durum değişebilir.