Londra’da Global İlaç ve Biyoteknoloji Konferansı Düzenlendi
Hastalara Yeniliklerle Buluşturmak, Yeni Yaklaşımlar, Modeller ve Zorluklar temasıyla Londra’da Global İlaç ve Biyoteknoloji Konferansı düzenlendi.
Medikal veri sağlayıcısı Muhammed Al-Ubaydli, sağlıkta asıl çarenin hastaların sisteme dahil edilmesi ve sürdürülebilir sağlık politikalarının ciddi şekilde uygulanabilmesiyle bulunabileceğini belirterek, ‘Sürdürülebilir sağlıkla ilgili gerçekçi çözüm, sağlık otoriteleriyle doktorların, hastaların, sağlık personelinin ve diğer paydaşların hastayla birlikte çalışmasını sağlayacak bir sistemin kurulmasıyla başarılacaktır’ dedi.
Financial Times ev sahipliğinde ‘Hastalara Yeniliklerle Buluşturmak, Yeni Yaklaşımlar, Modeller ve Zorluklar’ temasıyla Londra’da düzenlenen ‘Global İlaç ve Biyoteknoloji Konferansı’nda hastayla ilgili sonuçların ve gerçek yeniliklerin önem kazanmasıyla gündeme gelen yeni stratejik gelişmeler masaya yatırıldı.
Al-Ubaydli, etkinliğin bu bağlamda en önemli gündem maddesini oluşturan ve Türkiye’de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Sağlık, Kalkınma ve Maliye bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlıkta Kalite İyileştirme, Artritle Yaşam dernekleri ve AbbVie tarafından desteklenen ‘Sürdürülebilir Sağlık İçin Çözüm Arayışı Kronik Hastalıklarda Sürdürülebilir Uygulamalar Projesi’ne ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Konferansta sağlık sektörü paydaşları olarak yeni gelişmeleri ele aldıklarını belirten Al-Ubaydli, bu gelişmelerin en önemlilerinden olan sürdürülebilir sağlık projesinin de dünya gündemindeki en önemli başlıklardan olduğunu söyledi.
Al-Ubaydli, şu anda sağlık bakım hizmetleri kaynaklarının yüzde 80’inin, uzun vadeli hastalıklarla mücadele eden ve toplumun yüzde 20’lik kesimini oluşturan bireylere harcandığını ifade etti.
Muhammed Al-Ubaydli, bu kişilerin, bu kaynak ve harcamalar sayesinde daha uzun süre yaşayabildiklerini dile getirerek, ‘Yani tıp işe yarıyor, buraya kadar çok güzel. Ancak tabii ki kaynakların ne kadar yetiştirilebileceği sorunu var. Toplum nüfusunun artması sorunu var. Daha fazla kaynak ayıracak paramız olsa bile yeteri kadar doktor yok. Yani böyle bir durumda nüfus, doktor sayısı ve sağlık kaynakları arasında bir çelişki gündeme geliyor’ dedi.
‘Sağlıkta artık vatandaş merkeze alınıyor’
Bunun çözümü olarak hastaların kendilerine bakabilmesinin sağlık otoriteleri tarafından hedef olarak gündeme alınması gerektiğini vurgulayan Al-Ubaydli, şöyle devam etti:
‘Sağlıkta asıl çare, parayı ya da doktor sayısını artırmaktan çok hastaların sisteme dahil olması ve sürdürülebilir sağlık politikalarının ciddi şekilde uygulanabilmesidir. Sürdürülebilir sağlıkla ilgili gerçekçi çözüm de sağlık otoriteleriyle doktorların, hastaların, sağlık personelinin ve diğer paydaşların hastayla birlikte çalışmasını sağlayacak bir sistemin kurulmasıyla başarılacaktır. 21. yüzyılda gidilecek yön budur. Kısa vadeli acil hedefimiz masrafları azaltmak ve hastane açısından güvenliği artırmak. Ancak uzun vadeli hedefimiz bir sosyal kurum olarak vatandaşın kendisiyle ilgili bilgilerin kontrolüne sahip olmasını sağlamak. Vatandaş kendisiyle ilgili datanın kontrolünü elinde bulunduracak. En büyük uzun vadeli hedefimiz bu ve bu da toplumlar açısından çok büyük bir değişiklik anlamına gelmektedir.’
Al-Ubaydli, bu anlamda sağlık sektöründe uluslararası büyük bir dönüşüm yaşandığına işaret ederek, hekimlerin başta olmak üzere, tüm sağlık bileşenlerinin hastayla ortak çalıştığı bir sisteme doğru geçiş yapıldığını kaydetti.
Bunun çok büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Al-Ubaydli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Bu son derece demokratik bir geçiş süreci. Çünkü artık vatandaş merkeze alınıyor. Devlet ya da meslek uzmanları merkezden kenara çekiliyor. O yüzden çok demokratik bir geçiş. Ancak bu durum, sağlık üreticileri, hekim ve vatandaşların bu süreci kavraması ve benimsemesiyle gerçek amacına hizmet edecektir. Şu anda OICD ülkelerini kast ederek söylüyorum, her ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde 10’u sağlık hizmetlerine harcanmakta. Eğer bu dönüşümü başarabilirsek sektörün ülkelerin gayri safi milli hasılasına katkı yapabileceği bir seviyeye ulaşacağız. Bu da dolayısıyla sürdürülebilir sağlığın devamlı hale geldiği anlamına gelecek.’
haberler.com