Glokom, tedavi edilmediği takdirde görme kaybına ve körlüğe neden olabilen kronik bir göz hastalığıdır. Görme sinyallerinin gözden beyne iletilmesinden sorumlu olan optik sinirin hasar görmesinden kaynaklanır. Glokomun şu anda kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, ilerlemesini yavaşlatabilen veya durdurabilen tedaviler mevcuttur. Bununla birlikte, bu tedavilerin başarısı büyük ölçüde hastanın uyumuna ve reçete edilen rejime bağlı kalmasına bağlıdır.
Glokom için en yaygın tedavilerden biri, hastalığın gelişimi ve ilerlemesi için ana risk faktörü olan göz içi basıncını (GİB) düşürmek için göz damlası kullanımıdır. Göz damlalarının etkili olabilmesi için düzenli olarak ve belirtildiği şekilde kullanılması gerekir. Bir hasta göz damlalarını kullanmayı unutursa veya belirtildiği şekilde kullanmazsa, GİB yüksek kalabilir ve bu da daha fazla optik sinir hasarına ve görme kaybına yol açabilir.
Uyum, bir hastanın tedavi planıyla ilgili olarak doktorunun talimatlarına ne ölçüde uyduğunu ifade eder. Bu, ilaçları reçete edildiği şekilde almayı, düzenli randevulara gitmeyi ve önerildiği şekilde yaşam tarzı değişiklikleri yapmayı içerir. Diğer yandan bağlılık, bir hastanın zaman içinde tedavi planını takip etmeye devam etme becerisini ifade eder. Hem uyum hem de bağlılık glokom tedavisinin başarısı için kritik öneme sahiptir.
Tüm kronik hastalıklarda tedaviye uyumda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Glokomu diğer kronik hastalıklardan ayıran özelliklerin başında glokomun sıklıkla asemptomatik başlaması ve görmede meydana getirdiği ve getireceği geri dönüşümsüz hasarın hastalar tarafından tam olarak anlaşılamaması gelmektedir.
Ne yazık ki, birçok hasta glokom tedavi planlarına uyum ve bağlılık konusunda sorun yaşamaktadır. Bazıları ilaçlarını almayı unutabilirken, diğerleri göz damlalarının yan etkilerinden rahatsız olabilir veya kullanımını zahmetli bulabilir veya fiziki ya da zihinsel sorunlar nedeniyle doğru kullanmayı beceremeyebilirler. Diğerleri ise görmelerinde artış olmaması gerekçesi ile tedavi planlarını takip etmeyi tamamen bırakabilir. Hasta uyumunu sorgulamadan yeterli göz içi basıncı elde edilemediğini düşünerek ilave ilaçlar reçete edilmesi de bir başka ciddi sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yan etkilerinden dolayı kullanılamayan bir ilacı başka bir molekülle değiştirmek veya mevcutsa prezervansız formuna geçmek hasta konforunu arttırarak tedaviye uyumu sağlayabilir.
İlaç tedavisine uyumun yanı sıra glokom hastalarının göz doktorları ile düzenli göz muayenelerine gitmeleri de önemlidir. Bu muayeneler doktorun hastanın durumunu izlemesini ve gerektiğinde tedavi planını ayarlamasını sağlar. Düzenli takip randevuları da hastaların tedavi planlarına uymalarını sağlamaya ve sahip olabilecekleri endişeleri veya soruları ele almaya yardımcı olur.
Unutulmamalıdır ki Glokomda görme kaybı ve körlük uygun tedavi ve düzenli takip ile önlenebilir. Bu durumun hastaya kısaca anlatılması bile tedaviye çok büyük katkıda bulunacaktır. Tüm dünyada bu nedenle Mart ayında bir hafta süresince toplumsal farkındalık yaratacak etkinlikler düzenlenmektedir.
Prof. Dr. Tekin YAŞAR
SBÜ Beyoğlu Göz EAH – TOD Glokom Birim Sekreteri