W- GSK Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Selim Giray ile gündeme dair sohbete devam ediyoruz.
Ülkemize önemli yatırımlar yapmaktasınız; GSK, Türkiye’de solunum ilaçlarının yerel üretimini destekleyecek bir teknoloji transferi için 214 milyon TL’lik (25 milyon sterlin) yeni bir yatırım yapacağını açıklamıştı (Eylül 2018) Yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
S.G.- Her yeni güne sağlık alanında çalışmanın verdiği sorumlulukla başlıyoruz. Yeni aşı ve ilaçlar geliştirmek kadar bu ürünlerin ülkemize kazandırılması yönünde çalışmalar da yapıyoruz. Bunun için güçlü yerelleşme adımları atıyoruz.
Yerelleşmenin ilk fazında yaptığımız yaklaşık 5 milyon sterlin değerindeki yatırımla, ilaç portföyümüzdeki 15 ithal ürünü yerel üretime aktardık. Birinci fazın tamamlanmasıyla birlikte kutu bazında yüzde 46 olan yerel üretim payımız, 4 yerli üretim ortağımız ile yüzde 62’ye yükseldi.
2018 yılında GSK ise solunum hastalıklarının tedavisinde kullanılan nebül teknolojisinin Türkiye’de üretilmesi için bir ortaklık gerçekleştirdik. 25 milyon sterlin tutarındaki bu yatırımımızla, 2021 yılında iki farklı astım ilacımızı da yerel olarak üretmeye başlayacağız. Böylece yerel üretim oranımız yüzde 72’ye çıkacak. Ayrıca, patentli orijinal HIV ürünümüzün yerel üretimi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
W- Bu yıl The ONE Awards’ta, ilaç kategorisinde “Yılın İtibarlısı” seçildiniz.
Ayrıca, Great Place to Work Enstitüsü “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” araştırmasında üst üste 4 yıldır En iyi işveren olarak seçilmeye devam ediyorsunuz. Bu başarı nasıl geldi ve sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz?
S.G.- Sağlık sektörü çok önemli ve özel bir sektör. Toplum sağlığına fayda sunmak bir gurur kaynağı olduğu gibi büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu sorumluluğun bilinciyle hayatın her anında iyilik, sağlık için çalışmaya ‘Ben Varım’ diyen çalışanlarımız bizim için her koşulda öncelikli. GSK’da hayata geçirdiğimiz uygulamalar ile çalışanlarımız için değerli anlarda yanlarında olduğumuzu hissettirecek şekilde çalışıyoruz. Çalışanların kendilerini oldukları gibi rahatça ifade edebilmeleri, işlerini yaparken kendilerini iyi hissedebilmeleri ve kariyerlerinde ilerlemek istedikleri alanlarda desteklenmelerini önceliklendiriyoruz.
Biz GSK olarak iyi bir işveren olmayı kurumsal hedeflerimizin merkezine almış bir şirketiz ve her alanda olduğu gibi, bu konuda da gelişimin sürekliliğine inanıyoruz. Bunu da, farklı platformlarda çalışanlarımızın geri bildirimlerini alarak ve yenilikleri birlikte hayata geçirerek gerçekleştiriyoruz.
Hâlihazırda uygulamakta olduğumuz çalışan ve ailelerinin sağlığını korumaya yönelik uygulamalarımızın yanında, içerisinde bulunduğumuz bu dönemde de yine çalışanlarımızın ve ailelerinin sağlığını ve güvenliğini birinci önceliğimize alarak onların zihnen ve fiziken sağlıklı olmalarını destekleyecek pek çok yeni uygulamayı hayata geçirdik. Diğer yandan çalışanlarımızın yeteneklerini en iyi şekilde ortaya çıkarabilecekleri, güvenle yarına hazırım diyebilecekleri yetenek ve gelişim yönetimi programlarımız tüm hızıyla devam etmekte.
Son iki yılda açık pozisyonlarımızın dörtte üçünü iç yeteneklerimizle doldurduk. Ayrıca bu süre zarfında her üç kişiden biri ek bir sorumluluk aldı, başka bir alana geçti ya da terfi etti.
Liderliğe ve gelişime verdiğimiz önemle, yurt dışına ve bölge ofislerine en çok yetenek ihraç eden ülkeyiz. Son üç yıl içinde yönetim ekibimizden 15 çalışanımız, toplamda da 37 çalışanımız bölge ofislerinde ve yurt dışında farklı rollere atandı. Büyük çoğunluğunu genç yeteneklerin oluşturduğu bir şirket olarak bu fırsatları aramıza yeni katılan genç arkadaşlarımız için de sağlıyoruz.
Özellikle bu yıl GPTW tarafından lâyık görüldüğümüz ‘Toplumsal Paylaşım Özel Ödülü’nün bizler için anlamı çok büyük. Çünkü GSK Türkiye’de sosyal sorumluluğu içeriden doğan ve dışarı yayılan bir hareket olarak tanımlıyoruz. Çalışanların kendilerinden bir şeyler katabildiği sosyal sorumluluk projelerinin daha sürdürülebilir olduğuna ve başarıya ulaştığına inanıyoruz. 2013 yılından bu yana da Toplum Gönüllüleri Vakfı ile birlikte gençleri ve çocukları bilinçlendiren projeleri hayata geçirerek daha sağlıklı bir Türkiye’ye yatırım yapıyoruz. 60. yılımızda çocukların bedensel söz hakkı başta olmak üzere tüm hakları konusunda farkındalıklarının artması amacıyla hayata geçirdiğimiz ‘Kırmızıda Dur De!’projesi de tam da bu şekilde çalışanlarımızın önerileri ve yüksek katılımı ile hayata geçirdiğimiz bir proje. Bu projede ilköğretim okullarının 3. ve 4. sınıf öğrencilerine verdiğimiz eğitimlerde, TOG gönüllüsü gençlerin yanında 50 çalışanımız gönüllü olarak yer alıyor ve de 2021 yılı sonuna kadar toplamda 40 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz.
Tüm bunların sonucu olarak, bu alanlarda layık görüldüğümüz ödüller bizleri gururlandırdığı kadar, daha iyisini hayata geçirme anlamında da teşvik edici oluyor.
W- Liderliğinizde, GSK Türkiye çok önemli çalışmalar yapmakta. Önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmek istedikleriniz nelerdir?
S.G.- Global ölçekte; inovasyon, performans ve güven odaklı bir stratejimiz var. Bu stratejinin, Türkiye’nin beklenti ve ihtiyaçlarıyla örtüşerek hayata geçmesi için 60 yıldır “her anında iyilik sağlık” prensibiyle çalışıyoruz. Türkiye’nin ekonomik ve jeopolitik dinamiklerini göz önüne alarak planlarımızı oluşturuyoruz. Bunu yaparken de çalışanlarımızı bu yol haritasını birlikte şekillendirmek için süreçlere dahil ediyoruz. Büyüme, dijitalleşme ve en çok çalışılmak istenen şirket olma hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Büyüme hedeflerimiz çerçevesinde, faaliyet gösterdiğimiz tedavi alanlarında karşılanmamış medikal ihtiyaçların giderilmesi ve yenilikçi ürünlerin erişime sunulmasını önceliklendiriyoruz. Aynı zamanda, Türkiye’nin orta vadeli kalkınma planına uygun olarak ihracat ve yerelleşme yatırımlarımızı güçlendiriyoruz.
Türkiye aynı zamanda GSK için bölgesel bir yönetim üssü olarak da stratejik bir öneme sahip. Aralarında Rusya, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu 17 ülkenin yönetimi Türkiye’den gerçekleşiyor. İstanbul’da İlaç, Tüketici Sağlığı ve Tedarik Zinciri bölge yönetim ofisleri bulunuyor. Bu da sadece ekonomik olarak burada yaratacağımız fırsatlar bakımından değil insan kaynakları stratejimiz için de yeni olanaklar yaratmamızı sağlıyor. Uluslararası rollerde daha fazla Türk yöneticinin yer alması için yarattığımız kariyer fırsatlarını artırmak, en çok çalışılmak istenen şirket olma hedefimizi destekliyor.
W- Salgın sonrasında ilaç sektörünün iş yapış şekilleri nasıl etkilenecek, görüşlerinizi alabilir miyiz?
S.G.- Her alanda olduğu gibi sağlık sektöründe de dijitalleşme anlamında bir dönüşüm yaşanıyor. Aslında bu salgın, içinde bulunduğumuz bu dönüşüm sürecini daha da hızlandırdı diyebiliriz.
Saha kadromuz için evden çalışmak yeni bir kavram olsa da, uzaktan erişim yoluyla hekimlere ulaşmak çok uzun zamandır hayatımızda olan bir kavram. Bu noktada dijital altyapımız ve deneyimimiz oldukça güçlüydü, dolayısıyla saha ekiplerimiz hekimleri ile bu şekilde çalışmalarına devam etmekteler. Bu noktada ekiplerimiz evden çalışmaya başladıkları 13 Mart itibariyle, sürece hızlıca adapte olabildiler.
GSK Türkiye olarak, dijital platformlarımızla da sağlıkta dijital dönüşümün öncülüğünü üstleniyoruz. En önemli paydaşlarımızdan olan sağlık çalışanları için, uzmanlıklarına özel geliştirilmiş online platformlar sunuyoruz. Türkiye’de 13 bin hekime GSKpro, 11 binden fazla eczacıya Turuncu Hat ile ulaşan GSK Türkiye, 2019 yılında sağlık çalışanlarına 773 bin kez yüz yüze ulaşırken, 7,7 milyon dijital dokunuş gerçekleştirdi. GSK Türkiye’nin sadece eczacılara yönelik geliştirdiği, sağlık sektöründeki güncel gelişmeler, araştırmalar, bilimsel yayınlar, canlı yayınlarla geniş bir içerik sunan Turuncu Hat, aynı zamanda tüm cihazlarla uyumlu bir şekilde eczacıların tedarik süreçlerini kolaylaştırıyor. Türkiye’deki eczacıların yüzde 47’sinin üye olduğu Turuncu Hat Eczacı Platformu, bilimsel içeriklerin ve GSK’nın tedavi alanlarındaki güncel bilgilerin yanı sıra eczacıların günlük hayatta ihtiyaç duyabilecekleri pratik bilgileri de onlara ulaştırıyor. Sektörde alanında bir ilk olan ve yaklaşık 5 senedir eczacıların hizmetinde olan Turuncu Hat’ın hem mobil uygulaması hem de web sitesi ile eczacılara kesintisiz bir iletişim sunuyoruz.
GSK Türkiye olarak amacımız, teknolojinin ve dijital dünyanın bütün imkanlarını kullanarak paydaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak. Sektörün de bu doğrultuda hızlanan bir trendle gelişmeye devam edeceğini düşünüyor, çalışmalarımıza da bu hedefle ve dijital dönüşümün lideri olma tutkumuzla devam ediyoruz.
W- Sayın Selim Bey değerli görüşlerinizi paylaştığınız için ve de ülkemize kattığınız değerler için çok teşekkür ederiz.
GSK, Dünya Sağlık Örgütü listesindeki 33 antijenin 30’unu üretiyor