Konfor alanımızın dışına çıktığımızda, rutinlerimizi değiştirdiğimizde, hayatımıza sağlıklı beslenmeyi, günlük spor yapmayı, kilo kontrolünü özetle bilinçli yaşam şeklini dahil ettiğimizde birçok hastalığa yakalanma olasılığımızı da düşürmüş oluyoruz. Peki tam olarak neler yapmalıyız? Liv Hospital Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Itır Şirinoğlu Demiriz, toplum olarak artık daha bilinçli olduğumuz kanser hastalığı ile ilgili önerilerde bulundu.
Daha bilinçliyiz
Toplumumuz artık kanser tanısında çok daha bilinçli ve uyumlu. Tüm dünyada her bir farklı kanser türü için çok çeşitli, geniş çaplı giderek daha da moleküler yöntemlere evrilerek tanı ve tedavide gelişmeler olumlu yönde ilerlemektedir.
Destek olmak bizlerin elinde
Bizler hekim olarak tanı ve tedavi aşamalarını yönetebildiğimiz kadar aile bireylerinin sağlıklı ömürlerine devam edebilmeleri konusunda da destek olmaya çalışmaktayız. Bu süreçte hareketsiz yaşamdan (sedanter) uzaklaşmak, stres kontrolünde ve sağlıklı beslenmede tavsiyelerde bulunmak da bizlerin görevidir.
Elbette ki hiçbir yöntem yüzde yüz engelleyici değildir ancak bilinçlenmek her şeyden önemlidir.
Neler yapabilirsiniz?
Egzersiz: Kanser ve egzersiz arasındaki ilişki birçok bilimsel çalışmada kanıtlanmıştır. Hareketsiz kalan bedenin kansere yatkınlığı birden fazla sebep nedeni ile artmaktadır. Örneğin haftalık 4-6 saat yürüyüşler ile hastalık riski %10 azaldığı gibi eğer tedavi sürecinde ise iyileşmeyi, bedenin eski gücüne kavuşmasını da hızlandırmaktadır.
Kilo kontrolü: Aşırı kilolu bireylerde kanser gelişim oranı yaklaşık %60 artmaktadır. Aktif yaşamak, sağlıklı egzersiz politikaları ve elbette sağlıklı beslenme ile kilo kontrolü sağlanması koruyucudur.
Sağlıklı beslenme: Özellikle bağışıklık sistemimizi, barsak mikrobiyotamızı destekleyen gıdalardan ağırlıklı beslenmek çok kıymetlidir. Bu grup dahilinde meyveler, sebzeler, yoğurt gibi probiyotik süt ürünleri ve işlenmemiş proteinler hem kilo kontrolünde etkin hem de kanserden koruyucudur. Tuzlu gıdalar, işlenmiş kimyasal içerikli fast food ürünlerini soframızdan kaldırmalıyız.
Yoga, meditasyon, orman yürüyüşleri: Yaşam koşullarının her geçen gün zorlaştığı günümüz şartlarında kendimize vakit ayırmalı, müzik eşliğinde doğa yürüyüşleri ya da ruhu dinginleştiren yoga gibi meditasyonlara şans vermeliyiz. Stresin tetiklediği sayısızca negatif olay gibi kanser üzerine de etkisi inkar edilemez.
Hepimizin alıştığı şeylerden vazgeçmesi ya da değişiklik yapması konfor alanımızın bozulması gibi düşünülse de bazen konfor sanılan sizin için zararlı olabilir.