Prof. Dr. Canfeza Sezgin, kanser konusunda kafa karışıklığını gidermek için yeni kitabı Kanserde Doğru Bilinen Yanlışlar’ı kaleme aldı. Sezgin kitapta, kanserle ilgili 103 doğru bilinen yanlışı ve 28 gerçek vakanın iyileşme sürecini okuyucularla paylaşıyor
– Kanserin kesin çözümü olduğu ve bunu ilaç firmalarının sakladığı düşüncesi, maalesef bütün hasta ve hasta yakınlarımızdan duyduğum bir söylem. Bir yerde bulunan bitkinin çayının kanseri kesin tedavi ettiği, kemoterapi alan hastanın çabuk öldüğü, kanserli kitleden biyopsi yaptırmanın kanserin yayılmasına neden olduğu gibi yanıltıcı efsaneler de var.
– Kanser tanısını internet üzerinden araştırmak ne kadar doğru?
– İnternette ‘kanser’ arandığı zaman reklam amaçlı haberler ilk sıralarda geliyor. Özellikle ‘bitkisel tedavi’, ‘kanserin kesin tedavisi’, ‘yan etkisiz kanser tedavisi’ diye arama yapıldığında, kanser tedavisi konusunda eğitimsiz insanların ticari işleri karşımıza çıkıyor. İnsanlara cazip gelen karşılıksız vaatler hastaları kandırıyor. Bu, maddi manevi suiistimallere neden oluyor. Gerçek kanser tedavisine başlanmadığı için vakalar sakatlık ve ölümle sonuçlanıyor.
– “Hastalar kanserden değil kemoterapiden ölüyor” gibi bir algı var. Ölümle sonuçlanan bir vakada hastalık ve tedavi payı sizce ne kadar?
– Kemoterapiye bağlı ölüm ileri evre hastalarda yüzde 2-3 oranında. Erken evre hastalarda ise yüzde 1’in altında. Kemoterapiye bağlı hasta ölümlerini engellenmek ve yaşam kalitesini arttırmak için hastanın yaşı, cinsiyeti ve genel duruma göre tedavi uyguluyoruz. Hastaya özel kemoterapi planlaması öldürücü değil hayat kurtarıcıdır.
– Kanserden korunmanın en etkili yöntemi nedir?
– Basit yaşam değişiklikleri ile hastalıktan korunmak mümkün. Bilim dünyası kansere karşı korunmada en etkili yöntemin Akdeniz tipi beslenme, balık tüketimi, zararlı alışkanlıklardan uzak durma ve düzenli egzersiz yapılması olduğunu belirtiyor. Tüm bunlar kanser riskini yüzde 30-40 azaltıyor. Yani, kanserin en etkili ve ucuz tedavisi kanserden korunmaktır.
– Kanserin en büyük tetikleyicisi nedir?
– Hastalığın yaklaşık yüzde 33’ü tütün ürünlerinin tüketilmesi, yüzde 20’si şişmanlık ve aşırı kilo ile ilişkilidir. Hareketsizlik, mesleki riskler, mikrobik etmenler, aile hikayesi, alkol, radyasyon, hava kirliliği gibi diğer faktörler de kanseri tetikler.
Prof. Dr. Bülent Orhan:
“Kanseri konuşmaktan korkmayın”
“Korkmaya gerek yok, mücadele etmeye gerek var”
Türkiye’de kansere yakalananların, korkarak çevresine söylemediği hastalık aslında erken teşhisle tedavi edilebiliyor. Bir çok hasta ise hastalığını korkarak geç söylediği için bu hastalık sebebiyle hayatını kaybediyor. Bu konuya dikkat çeken Acıbadem Hastanesinden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan, “Kanser korkusu, kanserin adı bile çok uzun yıllardır ölümcül hastalıkla özdeşleşmiştir. İnsanlar bu ismi duyduklarında çok ürküyorlar. Aslında bizim için sadece bir hastalık ama kalp, şeker, tansiyon gibi bir hastalık. Bu korku insanları maalesef yanlış şeyleri yapamaya yönlendiriyor. Kanserini gizleyen, kanser olduktan sonra teşhisi kabul etmeyip doktora gitmekte geciken ve durumu giderek daha kötü olan hastaları çok görüyoruz” dedi.
Bu konuda çok üzücü anılarının olduğuna temas eden Prof. Dr. Orhan, “Özellikle kadınlarda meme kanserinde bu konu öne çıkıyor. Kanser olduktan sonra veya eline kitle geldikten sonra kitlesini saklayıp çok büyük yaralar açılana kadar doktora gitmemekte direnen hastalarının olduğunu görüyoruz” diye konuştu.