Hekimler ve Sağlık Ortamı
Prof.Dr.A.Özdemir AKTAN
TTB Merkez Konseyi Başkanı
Türk Tabipleri Birliği (TTB) tüm sağlık çalışanları adına 14 Mart için 14 acil talep belirledi ve bu talepleri yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na elden iletti. Bu talepler yıllardan beri talep edilen, herkese eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti verme beklentisi yanında hekimlerin mesleklerini geçinme ve gelecek kaygısı yaşamadan, huzurlu bir ortamda yapmaları arzusunu vurgulamaktadır. Bu talepler yeni olmayıp, daha önce de bakanlığa iletilmiş olan istekler idi. Ancak sağlıkta özelleştirmenin doludizgin devam ettiği sağlık ortamında sorunlar çözülmek bir yana, katlanarak artmaktadır. Bu taleplerde ilk üç tanesi tüm hekimler için ortak olma özelliğini taşımaktadır.
1- Emekli hekim ücretleri acilen iki katına çıkarılmalıdır. Mevcut hekim ücretleri de emekliliğe yansıyacak şekilde arttırılmalıdır.
2- Hekimler arasında dayanışma yerine rekabete yol açan, hekimlik uygulamalarını değersizleştiren ve hastaları “puan”a dönüştüren mevcut “performansa göre ücretlendirme” sisteminden ivedi olarak vazgeçilmelidir. Kamuda çalışan hekimlerin ücretleri, Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı “Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda önerildiği şekilde iş güvenceli tek bir işte çalışarak insanca yaşamaya, mesleki gelişimi sürdürmeye yetecek, emekliliğe yansıyacak biçimde düzenlenmelidir. Daha önceki Tam Gün uygulamaları nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kalan hekimlerin eski görevlerine dönebilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimlerin hastalarına yeterli süreyi ayırabilmelerine ilişkin düzenlemeler yapılmalı, kamuda ve özel sektörde hekimlere yirmi dakikadan daha kısa süre içerisinde hasta randevusu verilmemelidir.
3- Sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkını güvence altına alacak düzenlemeler ile sağlık ortamlarının şiddetten arındırılması için Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan öneri doğrultusunda Türk Ceza Kanunu’nda gerekli değişiklik yapılmalıdır. Hekimleri ve sağlık çalışanlarını kamuoyu ve hastalar nezdinde küçük düşürücü tutum ve söylemlere son verilmeli; Alo 184 Sabim Hattı’nın faaliyetleri öncelikle durdurulmalı ve akıbeti sağlık çalışanlarının örgütleriyle birlikte değerlendirilmelidir.
14 Mart 2013 gününde de hekimler “iyi hekimlik” yapmak istediklerini ve isteklerinden vazgeçmeyeceklerini dile getirmektedirler. Hekimleri en çok üzen nokta ise mesleği değersizleştirme çabalarıdır. Tıp fakültelerinin ve tıp öğrencilerinin sayısı hiçbir nitelik kaygısı yaşanmadan arttırılmaktadır. Bunun yanında başbakanımızın tüm uzmanları yardımcı doçent, doçent ve profesör yaparak eğitim kadroları yaratmak çabası zaten sorunlu olan tıp eğitimini daha da bozarak ülkenin geleceğine damgasını vuracaktır. Yöneticilerimizin söylemleri sağlık çalışanlarını motive etmek bir yana daha çok aşağılayıcı nitelikte olmaktadır. Sağlıkta tırmanan şiddet hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarını dehşete düşürmektedir.
TTB nin asistanlar arasında yapmış olduğu ankette gelecek kaygısı yaşayan, mecburi hizmetten, fazla çalışma sürelerinden ve eğitim eksikliğinden yakınan asistan hekimlerin her şeye rağmen tekrar hekimliği ve aynı uzmanlık alanını seçecekleri ortaya çıkmaktadır. Hekimlik hizmeti ve ülkede verilen sağlık hizmeti her türlü zorluğa rağmen mesleğine aşık ve zorluklarda çekinmeyen, nitelikli hekim ve sağlık çalışanları tarafından verilmektedir. Ancak sağlık çalışanları mesleğin değersizleştirilmesi ve gelecek kaygısı ile heyecanlarını yitirmek üzeredirler. Unutulmamalıdır ki sağlık hizmeti hekimler ve sağlık çalışanları olmadan yürütülemez. Motivasyonu en alt düzeye çekilmiş sağlık çalışanları ile de bu sistemin yürüyemeyeceğini yöneticilerimiz artık görmeli ve hızla harekete geçmelidir.
Tüm hekimler ve TTB, 14 Mart için 14 talebin takipçisi olacak ve gerekirse emekten gelen gücünü kullanmaktan çekinmeyecektir.