Ana Sayfa Tıp&Sağlık Hemşireliğe de taban puan önerisi

Hemşireliğe de taban puan önerisi

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, “Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu’na göre, hekim ve hemşire ihtiyacının 2024 yılında, ebe ve tıbbi sekreterlik mesleği ihtiyacının ise 2025 yılında tamamlanacağı öngörülüyor” dedi. YÖK’te düzenlenen çalıştayda hemşirelik bölümlerine yerleştirmelerde taban puan getirilmesi önerisi geldi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, “Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu’na göre, hekim ve hemşire ihtiyacının 2024 yılında, ebe ve tıbbi sekreterlik mesleği ihtiyacının ise 2025 yılında tamamlanacağı öngörülüyor” dedi. YÖK’te düzenlenen çalıştayda hemşirelik bölümlerine yerleştirmelerde taban puan getirilmesi önerisi geldi

 

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu’na göre hekim ve hemşire ihtiyacının 2024 yılında, ebe ve tıbbi sekreterlik mesleği ihtiyacının ise 2025 yılında tamamlanacağının öngörüldüğünü bildirdi. YÖK’ten yapılan açıklamaya göre, Saraç, Hemşirelik Lisans Eğitimi Çalıştayı’nın açılışındaki konuşmasında sağlığın korunması ve geliştirilmesinde hemşireliğin çok önemli ve gerekliliğini ortaya koymuş bir meslek olduğuna işaret etti.

 

Hemşirelik bölümlerinin üniversitelerin sağlık bilimleri fakülteleri, hemşirelik fakülteleri ve sağlık yüksekokulları içinde yer aldığına dikkati çeken Başkan Saraç, Türkiye genelindeki hemşirelik bölümlerinde yürütülen lisans ve lisansüstü programlardaki derslerin büyük ölçüde birbirine benzemekle birlikte genel olarak üç modelin uygulandığını belirtti. Hemşirelik eğitiminin en az dört yıl veya 4 bin 600 saatlik teorik ve klinik eğitimi kapsadığını, toplam eğitim süresinin en az üçte birinin teorik eğitim, yarısının ise klinik eğitim olduğunu anlatan Saraç, bu nedenle hemşirelerin sağlık ekibi içinde önemli roller üstlendiğini vurguladı.

Hemşirelik programlarında 71 bin 538 lisans, 6 bin 157 yüksek lisans, 1.359 doktora öğrencisi olmak üzere toplam 79 bin 54 öğrencinin bulunduğunu bildiren Saraç, bin 562 öğretim elemanı, 125 profesör, 140 doçent, 429 yardımcı doçent olmak üzere 694 öğretim üyesinin bulunduğunu aktardı. YÖK tarafından, bu alanda son dönemlerde yapılan çalışmalardan örnekler veren Saraç, Yükseköğretim Kurulu olarak sağlık insan gücünün planlamasında Eğitim, Sağlık ve Maliye bakanlıkları ile işbirliği içinde çalışmayı sürdürdüklerini belirtti.

Başkan Saraç, Şubat 2014 tarihli Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu’na göre Türkiye’de aktif çalışan 129 bin 383 tıp doktoru, 21 bin 160 diş hekimi, 26 bin 617 eczacı, 149 bin 12 hemşire, 5 bin 821 fizyoterapist, 52 bin 351 ebe ve 130 bin 611 diğer sağlık personeli olmak üzere toplam 514 bin 955 sağlık personelinin bulunduğunu söyledi.  Bu verilerin ülkede hizmet veren sağlık insan gücünün kapasitesini gösterdiğinin altını çizen Saraç, şu bilgileri paylaştı:
“Toplam ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 1’ini aktif çalışan sağlık personeli ile sağlık alanında eğitim gören öğrenciler oluşturuyor. Bu rapora göre, mezun olan ve mezun olacak olan kişilere göre hekim ve hemşire ihtiyacının 2024 yılında, ebe ve tıbbi sekreterlik mesleği ihtiyacının ise 2025 yılında tamamlanacağı öngörülüyor. 2024 yılı ve sonrası dönemin, eğitim kontenjanları ve mezunların istihdamı gözden geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Sağlık iş gücü planlamasının sağlıklı yapılması ve yürütülmesi için, Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu birlikte bir planlama yapma gerektiği açık. Ayrıca sağlık eğitiminin her alanında uygulamalı eğitimlerin önemi aşikardır. Nazari ve tatbiki müfredatın hemşirelik eğitiminde de aksamadan yürütülmesi hususunda eğitim kurumlarımıza önemli görevler düşmektedir.

YÖK’ün açıklamasına göre, konuya ilişkin sorunlar ve çözüm önerilerinin tartışıldığı Çalıştay’da, öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı:
“Hemşirelik eğitim kurumlarında öğretim üyesi sayısının yetersizliği, hemşirelik lisans eğitimi alan öğrenci sayısının fazla olması, puan barajı olmaması, hemşirelik lisans eğitimi veren kurumlarda eğitim programları açısından farklılıklar olması, hemşirelik bölümlerine yönetici olarak hemşirelerin atanmaması, derslerin klinik uygulamaları için gerekli alanların yetersizliği, stajların ücretlendirmesi, iş kazası ve sigorta konularındaki belirsizliklerin ve farklı uygulamaların varlığı, klinik rehberlik uygulamasının standart olmaması.

Çalıştay’da ayrıca bu sorunların net olarak ortaya konulması ve çözüm süreçlerinin takibi için bir çalışma grubunun oluşturulmasının faydalı olacağı konusuna görüş birliğine varıldı. Hemşirelik Lisans Eğitimi Çalıştayı’nın sonuç raporuna da sorunlara çözüm önerileri arasında öne çıkan şu başlıklar yer aldı.

“Hemşirelik lisans programlara yerleştirmelerde bir puan barajının getirilmesi eğitimde yaşanan sorunların daha aza indirilmesi kadar nitelikli hemşirelerin yetiştirilmesine de katkı sağlayacaktır.  Ülkemizdeki tüm devlet üniversitelerindeki hemşirelik lisans programlarına aynı puan türüne göre (yeni sınav sistemindeki değişikliklerle birlikte) ve taban puan başarı barajına göre (örneğin en az 350.000 taban puanı) öğrenci alınması.

Öğrenci kontenjanlarının hazırlanacak bir program çerçevesinde yapılandırılarak azaltılması. Hemşirelik Eğitim kurumlarındaki öğretim üyesi/elemanı sayısının artırılması ve mevcut öğretim üyesi/elemanı olabilme yeterliliğine sahip yüksek lisans ve doktora mezunlarının istihdamının kolaylaştırılması konularında düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Hemşirelik eğitim programlarının yapılandırılması bakımından ulusal bir standart sağlanması son derece önemli.”