AHEF Genel Sekreteri Dr. Hakan UZUN ile aile hekimliği sistemi özelinde raporlar hakkında söyleşi gerçekleştireceğiz
W- 14 şubat tarihinde gerçekleşen söyleşimizde (bknz) “Hekimler rapor yazmaktan hasta bakamıyorlar, 127 çeşit rapor istemi var…”
I.basamakta, temelde bildiğimiz kadarı ile “istirahat”, “ehliyet”, “evlilik” vb rapor grupları var, bunların dayandığı mevzuat-düzenleme nedir?
H.U.- Aile hekimliği mevzuatı yanı sıra, Sürücü Adaylarında Aranacak Sağlık Şartları Yönetmeliğinde ehliyet raporlarının sağlık şartları tanımlanmıştır,1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu göre de evlilik raporlarının sağlık şartları tanımlanmıştır.
W- Belirttiğiniz raporlar içinde ne kadarı mevzuata uygundur?
ASM imkanları içinde mevzuata uygun olsa bile verilmesi sakınca doğurabilecek sağlık raporları var mıdır?
H.U.- Tüm tanımlanmış sağlık raporlarının bir mevzuatı yoktur.
Bu yüzden Sağlık Bakanlığından aile hekimliğinde verilebilecek raporların kanuni düzenlemeleri yapmalarını istiyoruz.
Kanunen tanımlanmamış tüm raporları aile sağlığı merkezi şartlarında vermek sakınca doğuracaktır.
Kanunla tanımlanmasına rağmen bazı raporları konsültasyon istemeden aile sağlığı merkezlerinde vermek de sakınca doğurabilir. Buna ehliyet raporlarını örnek verebiliriz. Ehliyet raporlarında tanımlanmış sağlık sorunlarının olup olmadığını aile sağlığı merkezi şartlarında tespit edebilmemiz mümkün değildir. Bir epilepsi hastalığını ASM’ şartlarında tespit etmemiz mümkün değildir. Bu yüzden ehliyet raporlarını direkt olarak, konsültasyon istemeden ASM’ de vermek sakınca doğuracaktır.
W- Aile Hekimi raporlar konunda kaç bakanlık-kurumla muhatap olmaktadır, her rapor istemi talebine yanıt verme zorunluluğu var mıdır?
H.U.- Her bakanlık kendisine göre rapor istemi icad etmektedir.
Bu icad ettiği raporları Sağlık Bakanlığına da danışmadan vatandaştan talep etmektedir. Buda aile hekimlerinde gereksiz iş yüküne ve sağlıkta şiddete neden olmaktadır.
Her icad edilen rapora aile hekimleri olarak verme zorunluluğumuz yoktur. Raporlar sağlık şartlarının kanunla tanımlanması gerekmektedir.
W- Raporlarda Aile Hekimi’nin hukuki sorumlulukları nelerdir?
Vatandaşın şu rapora Aile Hekimi imza ne var ki? Tarzı yaklaşımının vaka-i adiye olmasında diğer kurumların rolü nedir?
H.U.- Aile hekimi attığı imzadan sorumludur.
Vatandaşın basite indirdiği gibi “at buraya bir imza “ kadar basit bir imza değildir bu. Maalesef bu konuda kurumların, memurların, rapor talep edenlerin at buraya bir imza cahilliği vardır. Bu yüzden hem kurumların hem de vatandaşların sağlık okur yazarlığını artırmamız gerekmektedir.
W- Aile hekimi hastayı görmeden tedavi düzenleyebilir ve ilaç reçete edebilir mi, istisnai durumlar var mıdır?
H.U.- Aile Hekimleri ve tüm hekimler Sağlık Bakanlığı’nın resmi yazıları ve SGK Tebliğlerine göre hastayı görmeden ve muayene etmeden resmi reçete düzenleyemez.
Bunun hiç bir istisnası yoktur.
W- Aile hekimleri, hastanın veya hasta olmayan bir vatandaşın muayeneden – sağlık raporundan bağımsız olarak ilaç reçetelenmesini istemesi talebi ile ne sıklıkla karşı karşıya kalıyor ve istenmeyen durumlar da ne yapılması gerekiyor?
H.U.- Türkiye’de ki sağlık sisteminin en büyük sorunlarından biriside vatandaşlarımızın ilaç yazdırma gibi kötü bir alışkanlığa sahip olmasıdır. Bu alışkanlık sebebiyle hastalar ilaçlarını ya eczaneden önceden alarak veya hastanın kendisi gelmeden yakını tarafından aile hekimleri tarafından yazılmasını talep etmektedirler. Bu talep ile aile hekimleri çok sık karşılaşmaktadır. Bu sebeple hasta yakını ve aile hekimleri arasında tartışmalar ve sağlıkta şiddete varan olaylar olmaktadır.
Bu durumda çözüm olarak bir dönem SGK uyguladığı sonra kaldırdığı raporlu ilaçların rapor süresi boyunca eczaneden hekime tekrar yazdırma zorunluluğu olmadan hasta yakını tarafından ilaçların alınabilme uygulamasının tekrar yürürlüğe konması bu sorunu büyük ölçüde çözecektir.
W- Hukuka yansıyan davalar var mıdır? AHEF olarak bu konuda çalışmanız var mıdır?
H.U.- Mahkemeye düşmüş çok dava vardır.
Sporcu raporlarında kardiyolojik konsültasyonun istenmemesi ve sahada ölen sporcularımız, işe giriş raporlarını yetkisiz olarak veren aile hekimlerin verdiği inşaat işçilerinin inşaattan düşerek ölmesi sonunda devam eden davalar gibi bir çok davayı sayabiliriz..
W- Geçtiğimiz aylarda TİSK Başkanı Kudret Önen’in “gerçeğe aykırı istirahat raporları işyeri düzenini bozuyor” şeklinde basına yansıyan açıklaması oldu. Bu konuya ait değerlendirmeniz olur mu?
H.U.- Her hekim verdiği rapordan sorumludur.
Bu yüzden atılan imzanın ağırlığını herkes taşımalıdır. Gerçeğe aykırı bir rapor olduğu düşünülüyorsa hasta hakem hastaneye sevk edilebilir.
W- 28 mart tarihinde “AHEF olarak önceliklerimiz ve bakanlığımızdan beklentilerimiz” yazınızda (bknz) sair raporlar konusunda (8. Madde) düzenleme talebiniz vardı, bakanlık talebinizi nasıl karşıladı, bu konuda ilerleme var mıdır?
H.U.- AHEF olarak Sağlık Bakanlığı ile yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmektedir.
W- Sayın Başkanım değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz.