Bel ağrıları; herkes tarafından hayatın bir bölümünde hissedilen ağrılar arasındadır. Bel ağrısının en önemli nedenleri genellikle ağır kaldırma, yanlış duruş, kas zayıflığı gibi nedenlerden oluşur.
Hayatı olumsuz yönde etkileyen bu ağrılarda ilk akla gelen bel fıtığı şüphesidir ve hastalar genellikle ameliyat korkusu nedeniyle erken dönem de doktora gitmeyerek ağrının daha da şiddetlenmesine neden olabilmektedir. Her ağrı bel fıtığını işaret etmez, erken dönemde ağrıların önüne geçmek doğru tanı ve tedavi ile mümkündür.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Yiğit Kültür bel ağrısı yöntemleri hakkında bilgiler verirken, her bel ağrısının bel fıtığını işaret etmediğini tanı ve tedaviler ile ağrıların önüne geçilebileceğini söyledi.
Bel ağrısının en sık sebebi nedir ve tedavi sürecinde nasıl ilerlenir?
Bel ağrısı toplumda acil servise başvuru nedenlerinin başında gelmektedir. Bu başvuruların büyük çoğunluğu mekanik ağrı karakterindedir ve altta yatan problemli bir durum yoktur. Mekanik ağrıların sebebi çoğunlukla omurga etrafındaki kas, ligaman ve bağların gerilmesi sonrasında oluşan yangı, enflamasyon ve ödemdir. Çeşitli travmalar, ağır yük kaldırma, fazla kilo, sigara kullanımı, hareketsizlik veya aşırı aktivite predispozan faktörlerdir. Çoğunlukla birkaç gün içinde ağrı azalmaya başlar ve en geç birkaç hafta içinde ağrı tamamen kaybolmaktadır. Bu durumlarda yatak istirahati çok fazla önerilmez çünkü ağrıya sebep olan sitokinlerin kan dolaşımı ile spontan olarak vücuttan uzaklaştırılması için standart bir aktivitenin devamı teşvik edilir. Uzun süreli korse kullanımı adele zayıflamasına sebep olabileceği için korsenin yaklaşık 1 hafta kullanımı genelde önerilir. Bu süreçte ağrının kontrolü için uygun topikal veya oral non-steroid ilaçlar yardımcı olabilir.
Hangi durumlarda bel ağrısı problem yaratabilir ve ileri tetkik/tedavi edilmesi gerekir?
Bazı durumlarda bel ağrısının kaynağı sadece kas/adele/tendon gerilmesi-zedelenmesi olmayıp altta yatan ve incelenmesi gereken durumlar olabilir. Eğer kişinin ağrısı 4-5 haftadan uzun sürüyorsa, ağrının şiddeti azalma eğilimi göstermiyorsa, bel ağrısı kalçadan bacaklara vuruyorsa veya uyluk ile bacağın herhangi bir bölgesinde ağrı/uyuşma/karıncalanma eşlik ediyorsa, sistemik ateş varsa, idrar ve dışkı yapmada veya tutmada problemler oluyorsa, yakın ağır kaldırma, yanlış omurga cerrahı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Her bel fıtığı ameliyat gerektirir mi? Ameliyat gerektiren bel fıtığı nasıl bir karakterdedir?
Yapılan bir çok çalışmada hiçbir şekilde bel ağrısı şikayeti olmayan hastalarda dahi çekilen emar (MR) görüntülerinde çok kez bel fıtığı tespit edildiği görülmüştür. Tabi ki de bu tarz fıtıklara yaklaşımda ameliyat ile tedavi gündeme gelmemektedir. Önemli olan mevcut fıtıkta problemli veya problem yaratmayan fıtık ayrımının yapılmasıdır. Eğer bel fıtığının kişide yarattığı ağrıda zamanla belirgin derece azalma yok ise, bel ağrısına eşlik eden bir kalça/uyluk/bacak ağrısı var ise, bacaklarda güç kaybı var ise ve kişinin ağrısı şiddetli ise mutlaka tetkik edilmeli, gerekli tanı-tedavi planlamaları yapılmalıdır. Birçok durumun tedavide aciliyet gerektirebileceği dikkate alınarak erken müdahale önem kazanabilmektedir.
Kanal daralması ve bel kayması nedir? Tanı ve tedavi süreci nasıldır?
Orta-ileri yaştaki hastalarda görülen kanal daralması ve bel kayması problemleri çoğunlukla omurganın dejeneratif (kireçlenme) süreçleri sonrasında meydana gelmektedir. Bu problemler çoğunlukla her iki omur arasındaki “intervertebral disk”yapılarındaki uzun vadede meydana gelen sıvı ve yükseklik kaybı sonrasında problemin omurların diğer bölgelerine yayılması sonrasında ilerleyici bir kısır döngüye sebep olarak kişinin günlük aktivitelerini, yaşamsal faaliyetlerini ve konforunu oldukça etkileyebilecek durumlara sebep olabilmektedir. Kanal daralması ve bel kaymasının yarattığı ağrı ve nörolojik durumlar sebebiyle kişinin günlük yürüme mesafesi azalabilmekte, hareket halindeyken olan ağrılar kişiyi oldukça rahatsız edebilmektedir. Her hastada mevcut problemin durumuna göre oluşan şikayet tablosu genellikle farklı ve kişiye özel olmaktadır.
Omurga-bel problemlerinin değerlendirmesinde ilk aşamada muayene oldukça önem arz etmektedir. Bazı durumlarda kalça-diz gibi komşu eklemlerdeki problemler bel problemleri ile karışabilmekte iken detaylı bir fizik muayene ile bunun ayrımına tecrübeli bir hekim tarafından rahatlıkla varılabilmektedir. Sonrasında rahatsızlığın durumuna göre röntgen-dinamik röntgen- MR- tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır. Ayrıca her hastada bu tetkiklerin uygulanma yöntemleri farklı olup hekimin radyoloji uzmanı ve teknisyenini bu konuda yönlendirmesi önemlidir. Omurgadan çıkan sinirlerde mevcut rahatsızlıktan kaynaklı bir bası varlığını tespit ve dökümante edebilmek amacıyla omurga problemlerinde yetkin bir Nöroloji uzmanı tarafından yapılacak EMG birçok durumda hekimin mevcut problemin kaynağına detaylı bir şekilde ulaşabilmesine yardımcı olabilmektedir.
Her kanal daralması ve bel kayması ameliyat gerektirir mi? İleri yaşlı hastalarda bu problemlere yönelik cerrahi uygulanabilir mi?
Her kanal daralması ve bel kayması problemi cerrahi gerektirmemektedir. Birçok durumda cerrahi dışı yöntemlerden faydalanılabilmektedir. Bu tedaviler kilo verme, egzersiz, fizik tedavi ve görüntüleme yöntemleri eşliğinde omurgaya enjeksiyon uygulamalarını içermektedir. Ayrıca ameliyat gerektiren bazı durumlar “acil” kabul edilmekte ve uygulanmakta bazı durumlar ise ”görece acil” yani ilerleyen zamanda gelişebilecek nörolojik problemleri engellemek amacıyla mümkün olan en erken ve uygun zamanda cerrahinin planlanması şeklinde olup, bazı durumlarda da kişinin hayat kalitesini arttırmak, ağrılarını kontrol altına almak ve günlük aktivitesini daha iyi bir seviyeye ulaştırmak için cerrahi tedavi seçilmektedir.
Omurga cerrahisi ameliyatlarının bu konuda yetkin bir ekip ile yapılmasında fayda vardır. Anestezi ekibi, nöromonitorizasyon ekibi, ameliyat hemşire ve personelleri ameliyatın birçok aşamasında önemli görevlere sahiptir. İleri yaştaki hastaların da ameliyatları omurga cerrahisinde tecrübeli bir anestezi ekibinin desteğiyle ve ameliyat sonrası ilk akşam gözlem altında tutulabilmek amacıyla tam kapsamlı yoğun bakım ünitesinin mevcudiyetiyle mümkün olabilmektedir.