Türkiye’de atık ilaç toplama konusunda yetkili kooperatifin başkanı Eczacı Mehmet Saydan, ilaçların çöpe atıldığını, bu durumun bir çevre felaketine dönüşebileceğini söyledi.
Ecza dolabınızda, buzdolabınızda sakladığınız ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçlarınızı ne yapıyorsunuz? “Çöpe atıyoruz” dediğinizi duyar gibiyim. Peki hastalığınızın tedavisi için belirli dozlarda kullandığınız bu ilaçların, şişesiyle doğaya karıştığında yine sağlığınız için risk oluşturabileceği hiç aklınıza geldi mi? Kimyasal bir atık olan ilaç, serbestçe doğaya atıldığında, içtiğimiz suyun, toprakta yetişen bütün bitkilerin içerisinde tekrar masamıza geliyor. Belirli dozlarda şifa olan ilaç, bu defa zehir olarak bize ve çocuklarımıza ulaşıyor.
ECZANELERDEN YILDA 10 KİLO ATIK İLAÇ ÇIKIYOR
Son kullanma tarihi geçen ilaçlar sadece evlerde değil, eczanelerde, sağlık ocaklarında, hastanelerde ve ecza depolarında da birikiyor. “Atık ilaç” olarak adlandırılan bu ilaçların serüvenini, Türkiye’de “miadı dolmuş ilaçları” toplayarak depolama yetkisi bulunan en büyük kuruluş olan Pharmabotanica Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Eczacı Mehmet Saydan’la konuştuk.
Pharmabotanica, Türkiye’nin 81 ilindeki eczanelerden gönderilen ilaçları toplayan, ortaklarını tamamen eczacıların oluşturduğu bir kooperatif. Kuruluşun Ankara’daki deposuna Türkiye çapındaki eczanelerden yılda 80 ton atık ilaç geliyor. Ancak atık ilaç bilançosunun çok daha büyük olduğunu söyleyen Ecz. Saydan “Kaba bir hesapla her eczaneden yılda ortalama 10 kilo son kullanma tarihi geçmiş ilaç çıkar. Türkiye’de 26 bin eczane var. Sadece eczanelerden 260 ton atık ilaç gelmesi gerekir. Buna hastaneleri, sağlık ocaklarını, depoları ve evsel atıkları da eklersek yaklaşık 300 ton ilaç atık oluyor. Fazlası var eksiği yok ama tam bir kayıt sistemi olmadığı için net bir rakam söylemek mümkün olmuyor. Bunların büyük bir kısmı da çöpe gidiyor” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talimatlarına göre ilacın yüksek ısılı fırınlarda kutusundan çıkarılmadan imha edilmesi gerektiğini ifade eden Saydan, Türkiye’de bu işi yapan iki kuruluş olduğunu söyleyerek “Bunlardan biri ve en büyüğü Kocaeli Belediyesine ait İzaydaş atık imha tesisi, diğeri Ankara’daki daha küçük özel bir şirket. Biz de topladığımız ilaçları Kocaeli’deki kuruluşa gönderiyoruz. İlaçlar burada yüksek sıcaklıkta imha edilerek elektrik enerjisi elde ediliyor” dedi.
TAKİP YAZILIMI GELİŞTİRDİK
Türkiye’de atık ilacın kutu bazında değil kilo olarak ölçüldüğünü söyleyen Ecz. Saydan, bu durumun miyadı dolmuş ilaçların takibini engellediğini söyledi. Bu yüzden imha edilmek üzere gönderilen her bir ilacı kayıt altına alabilmek için bir bilgisayar yazılımı geliştirdiklerini anlatan Saydan “Gelen ilaçları türüne göre adıyla, tek tek kayıt ediyoruz. Bu bilgi aslında ilaç firmalarının bir sonraki yıl için planladıkları üretimleri için de çok değerli. Fazla üretilen ve miyadı geçtiği için atılan her ilaç ekonomi için kayıptır” diye konuştu.
AVRUPA’DA AYNI İLACIN MİADI 5 YIL
Türkiye’de miadının iki yıl olduğunu söyleyen Ecz. Mehmet Saydan, hepsinin olmasa bile bazı ürünlerde aynı ilacın miadının Avrupa’da 4-5 yıl olabildiğini hatırlatarak bunun sebebini şöyle açıkladı: Sağlık Bakanlığı son kullanım tarihi konusunda standartları belirlemek için firmalardan test yapmalarını istiyor. Bu testin de iki yıllık yapılması mecburi. Ama ondan sonrası firmaların insiyatifinde. Firmalar iki yıllık testi yapıyor ve kutunun üzerine koyuyor, piyasaya sürüyor. Ondan sonraki üç, dört, beş yıllık test ayrı bir masraf gerektirdiği için yapılmıyor. Özellikle pandemi döneminde eczanelerin elindeki büyük miktarda miadı dolmuş ilaç kaldı. Hâlbuki (bazı ilaçları bunun dışında tutuyorum) bütün ilaçlar iki yılda bozulmuyor. Bakanlığın buna önem verip bu testleri daha uzun süreli yapmayı mecbur tutması gerekir. Böylece bozulmayan ilaçların boşuna imha edilmesi, ekonomiye zarar olarak dönmesine engel olunur.
ÇEVRE FELAKETİNE DÖNÜŞÜYOR
Evde artan, son kullanım tarihi geçmiş ilaçların bir çevre felaketine dönüşmemesi için kâğıt, plastik vb ürünler gibi çöpe atılmaması gerektiğini hatırlatan Ecz. Mehmet Saydan “Yönetmeliğe göre atık ilaçları toplamak belediyelerin görevi. Ancak ödenek bulunmadığı için belediyeler bu işi yapmıyor. Bizim tavsiyemiz ilaç firmalarının ürettikleri her ilacın fiyatına 1 kuruş eklemeleri. Bir fonda toplanan bu paranın belediyelerin ve diğer kuruluşların imha faaliyetlerine aktarılması. Böylece sağlığa zararlı zehir hâline gelen ilaçların toprağa, suya karışması önlenebilir” diye konuştu.
EN ÇOK AĞRI KESİCİ VE ÇOCUK ŞURUBU
Eczanelerden kendilerine gönderilen son kullanım tarihi geçen ilaçlarda en çok kas gevşetici, ağrı kesici ve çocuk şuruplarının bulunduğunu belirten Ecz. Mehmet Saydan “Bu durum evlerde de böyle. Ne yazık ki, ihtiyacımız olmasa da evde bulunsun diye ağrı kesici, antibiyotik, antigribal ürünleri stokluyoruz” dedi.