W– Dünya Aferez Birliği Başkanı, “Transfusion & Apheresis Science” Dergisi Editörü, “The Joint Accreditation Committee – ISCT & EBMT” (JACIE) Müfettişi ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş ile akademik kapsamlı kanser merkezi, klinik araştırmalar, kök hücre nakli, aferez, hematolojik kanserler özelinde röportaj.
Sevgili Hocam sizi kısaca tanıyalım demek size çok haksızlık olacak zira oldukça fazla ulusal ve uluslararası üyelikleriniz, kurduğunuz merkezler, yayınlarınız, kitaplarınız, kongre-sempozyum-seminer organizasyonlarınız – sunumlarınız, ödülleriniz hatta kök hücre nakli alanında yaptığınız çalışmalar nedeniyle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından “Takdirname”niz bulunmakta. Sıra dışı bir kariyer ve bilim insanlığı! Tüm bunlara yetecek zamanı nasıl buluyorsunuz ve önemlisi enerjinizin kaynağı hakkında paylaşımda bulunur musunuz?
F.A.- Ailemizin, milletimizin ve ülkemizin geleceği gerçek anlamdaki akademik çalışmaların sonuç ve gelişmelerine bağlıdır. Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşabilmesi sadece nitelikli insan kaynağı ve nitelikli bilgi üretimiyle mümkündür. Nitelikli bilgi ise akademik çalışmalara bağlıdır. Bu bağlamda çalışmak ve üretken olmak çok önemli. Tüm bu bilimsel çalışmaları gerçekleştirirken heyecan duymak lazım.
Akademik yaşam felsefem; “heyecan” duyulmayan işler başarılamaz!..
Bu bağlamda sürekli yeni fikirlerin ve farklı çalışmaların peşinde koşarım. Nitelikli bilgi-iş üretmek konuşmakla, algı oluşturmakla olmuyor. Çok çalışmak gerek, çaba sarf etmek ve ciddi emek vermek gerek. Sadece çalışarak üretebiliriz, çabayla elde edilen başarıyı kimse inkâr edemez. Akademik olarak çok genç yaşlarda klinik ve kök hücre nakli merkezleri kurdum. Bilimsel dernekler kurdum, başkanlıklar yaptım. Uluslararası enstitü ve hastane proje koordinatörlükleri yaptım. Dünya Aferez Birliği Başkanlığı ve uluslararası dergi editörlüğü yapmaktayım. Akademik kapsamlı kanser merkezi proje yöneticiliği yaptım. Tüm bunları yaparken; “bilimsel veriler ışığında standartlar oluşturmak yani kalite odaklı olmak; çok çalışmak, hakkettiği emeği vermek, çalışırken “heyecan” duymak ve sonuç odaklı olmanın yanında birlikte yapmak, paylaşmak ve Rabbime şükür etmek” anlayışında oldum.
W- Ödülleriniz içinde sizin için özel anlam içereni var mıdır?
F.A.- Ülkemizde kök hücre nakli ve hematoloji alanında yaptığım çalışmalar nedeniyle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından “Yılın Hekimi” ödülüne layık görüldüm. Yine kök hücre nakli, hematoloji ve aferez alanında yaptığım ulusal ve uluslararası çalışmalar nedeniyle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından “Takdirname” ile ödüllendirildim. Bunlar Devlet büyüklerimizin akademik gayret ve çalışmaları görmesi, liyakate önem vermesi bakımından güzel örneklerdir.
Ülkemiz son 10 yılda kök hücre nakli ve aferez alanında hem sayısal hem kalite bakımından gelişmiş batı ülkeleri yarışır hale gelmiştir. Kök hücre nakli ve aferez merkezlerinin yaygınlaşması, gelişmesi ve kalite düzeyinin artışına katkıda bulunan ekibin liderliğini yapmak son derece gurur verici.
Aferez bilimine ulusal ve uluslararası düzeyde sağladığım katkılar nedeniyle “Yaşam Boyu Onur Ödülü” ve Hematoloji bilimine katkımız nedeniyle “Üstün Hizmet Ödülüne” layık görüldüm. Bunlar da sivil toplum kuruluşları tarafından akademik liyakate verilen güzel örneklerdir.
Yine üniversite öğrenci kulüpleri tarafından “Yılın Akademik Lideri” ve “Kanser Alanında Örnek Bilim Adamı” ödülleri gençlerimiz tarafından da çalışmanın, üretmenin, liyakatin görülmesi olarak almaktan son derece gurur duyduğum başlıca ödüllerdir. Benim için hepsinin yeri ayrıdır.
W– 2016 yılının Nisan ayında Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen organizasyonda, Dünya Aferez Birliği Başkanlığına seçildiniz ve 25 Nisan’da başkanlık görevini Kanadalı meslektaşından devralarak, Birliğin 17’nci ve tarihindeki en genç başkanı oldunuz. Ülkemize yaşattığınız bu gurur için size şükranlarımızı sunarken, başkanlığın anlamını ve sizin duygularınızı almak isteriz.
F.A.- Dünya’da 15 ülkede aferez ile ilgili olarak kurulan dernekleri tek çatı altında toplayarak, aferez ile ilgili bilimsel gelişmelerin paylaşıldığı Dünya Aferez Birliği’nin (WAA) tarihindeki hem en genç hem de ilk Türk Başkanı olmak ülkem adına gurur verici.
Başkan seçilmemi sadece şahsımın değil aynı zamanda Türkiye, Türk bilim dünyası ve Türk hematoloji camiasının başarısı olarak görüyorum.
Uluslararası organizasyonlarda Başkan ve karar verici noktasında görev almak oldukça zor. Ancak hem gurur verici hem de bir o kadar da sorumluluk isteyen bir görev. Çünkü, yalnız kendimi değil ülkemi de temsil ediyorum. Bu görevlerde daha fazla Türk bilim adamının görev alması gerekli. Bunun için de çalışmak ve üretmek lazım. Günlük dedikodu ve politikalarla uğraşmamak, sabırlı olmak ve heyecan duymak lazım. Başka kişi, kurum, millet ve devletlerin bize saygı duymasını istiyorsak önce biz kendimize saygı duymalıyız. İşimizi en iyi şekilde bilimsel çerçevede yapmalıyız. Kendimizle ve yaptıklarımızla her aşamada gurur duymalıyız. Herkesten üstün değil ancak kimseden de aşağı olmadığımızı unutmamalıyız. Biz büyük bir imparatorluk kurmuş milletinin evlatlarıyız, sahip olduklarımızın kıymetini bilmeliyiz.
W- Aferez’in ilgi alanları nelerdir?
F.A.- Kan ile uğraşan bir bilim dalı olan Aferez, bir hastalığı iyileştirmek için veya istenilen kan bileşenini veya kök hücre veya hücresel tedavi ürünlerini elde etmek için kanın vücut dışında işlenmesiyle ilgilenen bir bilim dalıdır.
Aferez, kanser tedavisinden nörolojik hastalıkların tedavisine, böbrek hastalıklarından hematolojik hastalıklara kök hücre tedavisinden tümör aşılarına kadar çok geniş yelpazede faaliyet gösteren bir bilim dalıdır. Bir kaç örnek verecek olursak;
Kanser aşısı: kanserin önlenmesi ve tedavisinde bir umut!
Kök hücre: umut ve gelecek vaat etmeye devam ediyor.
Nörolojik hastalıklar: aferez ile şifa buluyor!
Karaciğer nakli: aferez köprü olabilir mi?
Organ nakilleri: aferez başarıyı artırabilir!
Yüksek kolesterol: aferez önemli bir tedavi seçeneğidir.
Hasta alyuvarlar aferez ile uzaklaştırılabilir!
Akut lösemiler: aferez hayat kurtarıcı olabilir!
Trombotik trombositopenik purpura: aferez hayat kurtarıcı bir tedavidir.
Yeni “Car-T-hücre” tedavisi: Gelecek nesil tedavilerde aferez olmazsa olmazdır!
W- Sayın hocam, 100’ün üzerinde uluslararası ve 50’nin üzerinde ulusal çalışmaları, 500 üzerinde bilimsel tebliği, 40’ın üzerinde kitabı olan yoğun klinik araştırma yapan bir bilim adamısınız. Ülkemizde klinik araştırmaların potansiyeli nedir? Görüşlerinizi alabilir miyim?
F.A.- Klinik araştırma ve Ar-Ge alanında büyük gelişme potansiyeline sahibiz. Nüfus özellikleri, hastalık tipleri, yetişmiş hekim, sağlık personeli kapasitesi ve altyapı göz önünde bulundurulduğunda ülkemizin klinik araştırmalar konusundaki potansiyeli yüksek olmasına karşın mevcut durumda global klinik araştırmalardan gerekli payı alamamaktadır!..
İlaç pazarı büyüklüğüne göre ilk 15 ülke içinde olmasına rağmen klinik araştırma sıralamasında 31-37 sıra arasında değişmektedir. Dünyada yapılan klinik araştırmalardaki payımız %0,7-1 arasında değişmektedir. Dünyada pazar büyüklüğü 100-120 milyar dolar. Potansiyelimiz sıralamada ilk 10, pay olarak %3 ve finansal gelir olarak 3-4 milyar doların üzerindedir. Ancak şu anda Türkiye’nin klinik araştırmalardan aldığı pay yalnızca 150 milyon dolar. Ülkemizin 2023 hedefi ilk 15 içerisinde yer almak olmalıdır. Bu çalışmaların devlet politikası haline gelmesi, ilgili tüm paydaşların inanması, iş birliği yapması ve çalışması ile daha fazlasını başarabiliriz.
W- Bu konuda akademik kurumlara ve paydaşlarına düşen nedir?
devam edecek….