Ana Sayfa Tıp&Sağlık Hücrelerin İçinde “Ölüm Zamanlayıcısı” Keşfedildi

Hücrelerin İçinde “Ölüm Zamanlayıcısı” Keşfedildi

Daha küçük nükleoller yaşlanmayı yavaşlatır ve “ölüm zamanlayıcısı” görevi görürken, daha büyük nükleoller rDNA’yı dengesizleştirerek hücre ölümüne yol açar.

Weill Cornell Medicine’deki araştırmacılara göre hücresel gençliğin sırrı, hücre çekirdeği içinde yoğun bir yapı olan küçük bir nükleolus’u korumakta yatıyor olabilir. Bu bulgular, ekmek ve bira yapımındaki rolüyle tanınan ancak hücresel düzeyde insanlara şaşırtıcı derecede benzeyen bir model organizma olan mayada ortaya çıkarıldı.

A mortality timer based on nucleolar size triggers nucleolar integrity loss and catastrophic genomic instability

Çalışmada, insan ömrünü uzatabilecek yeni uzun ömür tedavilerine yol açabilir. Ayrıca, bir hücrenin ölmeden önce ne kadar zamanı kaldığını gösteren bir ölüm zamanlayıcısı da oluşturur.

İnsanlar yaşlandıkça kanser, kardiyovasküler hastalık ve nörodejeneratif hastalıklar gibi sağlık sorunları geliştirme olasılıkları daha yüksektir.

Küçük Paketler

Çekirdek, hücrenin kromozomlarını ve ribozomal DNA’nın (rDNA) bulunduğu nükleolus’u tutar. Nükleolus, protein oluşturma makinesi olan ribozomların RNA kısımlarını kodlayan rDNA’yı izole eder. rDNA, tekrarlayan yapısı nedeniyle hasar gördüğünde bakımı ve onarımı daha zor hale gelen genomun en kırılgan parçalarından biridir. rDNA’daki hasar doğru bir şekilde onarılmazsa, kromozomal yeniden düzenlemelere ve hücre ölümüne yol açabilir.

Mayadan solucanlara ve insanlara kadar organizmalarda, nükleoller yaşlanma sırasında genişler. Diğer taraftan, kalori kısıtlaması veya daha az yemek gibi yaşlanma karşıtı stratejiler daha küçük nükleollerle sonuçlanır.

Araştırmacılar, nükleolusu bağlamanın onu kompakt tutmak için yeterli olduğunu ve küçük nükleollerin yaşlanmayı kalori kısıtlamasıyla hemen hemen aynı oranda geciktirdiğini keşfettiler.

Son Anlar

İlginç bir şekilde, nükleoller hücreler yaşlandıkça tüm yaşam süresi boyunca aynı oranda genişlemedi. Mayanın yaşamının çoğunda küçük kaldılar, ancak bir nükleol boyutu eşiğinde, nükleoller aniden hızla büyümeye ve çok daha büyük bir boyuta genişlemeye başladı. Hücreler, bu eşiğe ulaştıktan sonra ortalama olarak yalnızca yaklaşık beş hücre bölünmesi daha yaşadılar.

Yaşlanma sırasında DNA, bazıları hücre için yıkıcı olabilen hasar biriktirir. Ekip, testlerde büyük nükleollerin küçük olanlardan daha az kararlı rDNA’ya sahip olduğunu buldu. Ayrıca, yapı büyük olduğunda, genellikle nükleolustan dışlanan proteinler ve diğer faktörler artık dışarıda tutulmuyor. Sanki nükleol sızdırıyor ve kırılgan rDNA’da tahribata yol açabilecek moleküllerin içeri girmesine izin veriyor.

Araştırmacılar daha sonra, insan kök hücrelerinde yaşlanma üzerindeki nükleolar etkileri incelemeyi planlıyor. Kök hücreler, öldüklerinde diğer hücre tiplerinin yerini alma potansiyeline sahip oldukları için özeldir. Ancak sonunda kök hücreler bölünmeyi bırakır, bu nedenle araştırmacılar bu projeden elde edilen bilgiyi kullanarak daha uzun süre dayanmalarını sağlamayı umuyorlar.