26 Şubatta Rutin Okul Muayene ve izlemlerinin iptalini talep etmekle başladı ilk uyarımız.
- Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının hasta kişilerden sağlam kişilere genellikle toplanma alanlarından yayıldığı
2. Bu alanların başında sağlık kurumlarının geldiği
3. Sağlıklı çocukların bu dönemlerde mecbur kalınmadıkça bu gibi alanlara gönderilmesinin yayılmayı arttıracağı
4. Bu taramalar için yılın herhangi bir zamanının seçilmesinde bir beyis olmadığı gerçeğinden hareketle, sağlıklı çocukları ya da asemptomatik taşıyıcıları aile sağlığı merkezlerimize bu dönemde getirmenin kimseye hiçbir faydası olmayacağını söyledik. Hem resmi kanallardan, hem de medya aracılığı ile ilettiğimiz o talebimize yanıt alamadık.
Sonra çocukların sokağa çıkmasının yasaklanmasıyla sorun kökten çözüldü ama geç oldu, birçok temas yaşandı, birçok yeni vakamız ortaya çıktı.
16 Mart’ ta tüm televizyonlarda hocalarımız halkımıza, her türlü hastalıkları için aile sağlığı merkezlerimizi adres gösterirken biz halkımızın sağlığı adına, hiçbir sağlık kuruluşuna mecbur kalınmadıkça gidilmemesi gerektiğini söyleyerek, ‘’GİTME’’ motto lu afişlerimizi yayınladık. Medya da dile getirdik.
17 Mart günüydü, henüz ülkemizdeki bilinen vaka sayısı 18 idi. Her taraftan doğru – yanlış bir sürü veri geliyor, bilgi akıyordu. Kimse geriye çekilip büyük resmi görmüyor, sağlık çalışanlarının yakın gelecekte karşılaşacağı sorunları konuşmuyordu. Oysa biz yurt dışından gelen ve karantina da kalması gereken kişilerin merkezlerimize nasıl ellerini kollarını sallayarak girdiğini, sıra beklediğini, 14 günlük z03.9 kodlu raporlarını alıp toplu taşımalarla evlerine gittiklerini görebiliyorduk. Bekleme salonlarımızdaki hastaları da, sağlık çalışanlarımızı da temaslı hale getiren bu durumu görmek için bizzat sahada olmak gerekiyordu. O yüzden kimsenin ne yapacağını bilmediği bir ortamda 17 Mart ta Elimizi taşın altına koyduk ve ve Aile Sağlığı Merkezlerinin en önemli temas noktası olduğunu, buralarla ilgili çeşitli önlemler alınmazsa hem bizlerin yakın zamanda hastalanmaya başlayacağını, hem de temas yoluyla yeni vakaların buralardan çıkacağını belirttik. Yurt dışından gelenlere kamu özel fark etmeksizin ücretli idari izin verilmesi gerektiğini söyledik. Bununla eş zamanlı olarak sağlık çalışanlarının sağlığını korumak adına 14 Talebimizi de dile getirdik ve kişisel koruyucu ekipman eksiğimizi, müdürlüklerin oldukça yetersiz sayıda eldiven ya da maske dışında hiç bir ekipman dağıtmadığını, cephedeki asker bu kez sağlık çalışanı olduğunu, sağlık çalışanlarının tam koruyucu ekipmana sahip olmasını sağlamanın sağlık otoritesinin en başta gelen sorumluluğudur uyarısını yaptık.
“Sağlık çalışanını koruyamadığımız bir salgında, halkı hiç koruyamayacağımızı, bunun açık örnekleri geçtiğimiz aylarda dünyanın birçok ülkesinde deneyimlendiğini.” aynı deneyimi bizim yaşamadan önlem almamız gerektiğini ısrarla vurguladık. Hemen arkasından da Aile Sağlığı Merkezlerimiz için Triaj Şemamızı yayınladık.
Geldiğimiz noktada vaka sayılarımız hızla artarken biz uyarılarımızı yapmaya devam edeceğiz.
Şimdiye dek yaptığımız uyarıların bir kısmının geç de uygulamaya konmuş olduğunu görmek bizleri umutlandırsa da geç kalmışlığın da üzüntüsünü yaşamaktayız.
Birinci Basamak Sağlık Ordusunun Güçlü Bir Şekilde Savaşa devam edebilmesi için 21 Mart ta yayınladığımız ve bir kısmının kısmen ya da aynen uygulamaya girdiğini gördüğümüz acil taleplerimizi güncelleyerek tekrar ediyoruz;
- Aile Sağlığı Merkezlerinde kapıda “Triaj” uygulaması zorunlu kılınmalı, kapıya en yakın oda izolasyon odası olarak düzenlenmeli, “Triaj” personeli olarak görev yapacak ekiplerin bulaşa karşı güvenli çalışma koşullarını oluşturması için gereken kolaylıklar ve destek sağlanmalıdır. ( Uygulamaya kondu)
- Kronik hastalıkları olan hastaların ilaçlarının tümü, tıbbi malzemeleri, stripleri raporlarına istinaden eczanelerden karşılanmalı, bununla ilgili reçete uygulaması tamamen sonlandırılmalı. Hastaların bu sebeple sağlık kurumlarını kullanmalarını önlemek adına bu süreçte raporlu ilaçlara dair reçeteler eczanelerce sisteme girilememeli. Raporlu ilaç ve tıbbi sarf malzemeleri 3 aylık dozlar şeklinde verilmeli. ( Uygulamaya Kondu)
- Kamuda ve özel sektörde 14 günlük izolasyon gereken çalışanlara idari izin verilmeli, özellikle özel sektörün rapor taleplerini önlemek adına bu süreçte özel sektörün bu taleplerine karşı önlem alınmalı. (Kısmen uygulamaya kondu, özel sektör zorlanmalı)
- N95, FFP2 ve FFP3 tipi maskelerin reçeteli reçetesiz satışı durdurulup tüm stoklara el konulmalı bunlar sağlık çalışanlarına dağıtılmalıdır. (Uygulamaya Kondu)
- Tüm sağlık çalışanlarının iş riski en aza indirilmelidir. Covid-19 pozitif vakalar aile hekimlerine bildirilmelidir. Temas olmuşsa takibi yapılmalıdır. (Kısmen uygulamaya kondu)
- Salgında hedef salgını önlemek olmalıdır. Bununla ilgili bilgi ve tecrübenin birinci basamakta olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Corona Bilim Kurulu’ na saha temsilcileri gözlemci sıfatı ile alınmalı öneriler sunabilmelidir. (Halk sağlığı Hocalarımız dahil oldu, sahadan AİLE Hekimlerinin de kurula girmesi bekleniyor)
- Aile sağlığı merkezleri ve aile hekimlerinin bu savaştaki yeri ve görevleri ile ilgili kararlar aile hekimleri temsilcilerinden bağımsız verilmemelidir.
- İdari kadronun geçmişte de yıpratıcı olan emrivaki tavırlarının böyle bir dönemde kabul edilmesi mümkün değildir. Bu savaşta her konumdaki sağlık çalışanlarının olduğu gibi aile hekimliği çalışanlarının da moral motivasyonunu bozacak tutumlarının kabul edilemeyeceği konusunda bu kadro şiddetle uyarılmalıdır. Bu savaş tüm kadrolarımızla birlikte kazanılacaktır.
- Aile Hekimliği çalışma düzenleri değiştirilmeli, olağan dönemde bile yıpratıcı olan performans uygulamaları, denetimler sonlandırılmalı, enerjimiz pandemi ile mücadele ve sağlık çalışanlarının güvenliğine ayrılmalı, birim bazında çalışma sonlandırılarak kolektif mücadelenin gereği kolektif çalışmaya dönülmelidir.
- Esnek mesai ve gruplandırma terk edilmeli, olabildiğince azami performans asgari enerji sağlanacak vardiyalı çalışma uygulaması başlatılmalıdır.
- Aile sağlığı merkezlerinin dezenfeksiyon ve kişisel korunma ekipmanları hızla ve yeterli düzeyde karşılanmalıdır. Sadece Maske değil, gözlük, bone, tulum ve yeterince dezenfektan müdürlükçe karşılanmalıdır.
- Askerlik raporları hariç tüm sağlık raporları uygulamaları durdurulmalıdır.
- Aile Sağlığı Çalışanı eksiği bulunan birimler için hızla kadro açılmalı, özelden aile sağlığı çalışanı alınabilmesine imkân tanınmalıdır.
- Tüm sağlık kurumlarında olduğu gibi özellikle hizmette Covid-19 merkezli çalışmaya bağlı gerginliklerin olabileceği bu dönemde Aile Sağlığı Merkezlerine Güvenlik Görevlisi istihdam edilmelidir. Sağlık Çalışanlarına karşı uygulanan şiddet hızla ve etkili şekilde cezalandırılmalı, kalıcı bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Alt sınır 2 yıl olmalı, medyada şiddetin özendirilmesine de benzer cezalar verilmeli, bu cezalar ertelenmemelidir.
- Aile Hekimliğinde mevcut yıllık izin ve sağlık izinleri kuralları tekrar elden geçirilmelidir. Bir çalışanın bu savaşta hastalığı kapması halinde bu meslek hastalığı sayılmalı ve hiçbir şekilde izolasyona bağlı idari izin sırasında gelir kaybına uğramaması için gereken yasal düzenleme yapılmalıdır. Sağlık Çalışanlarının ve ailelerinin test ve tedavileri ayrıcalıklı olmalıdır. Özel sektörden gelen sözleşmeli çalışanların vefatı halinde oluşacak mağduriyet giderilmeli, enfeksiyon nedeniyle vefat halinde şehitlik hakları teslim edilmelidir.
- İdari izinli sayılacak sağlık kadroları konusunda genişletilme yapılmalı, hastalığa ait komorbidite özellikleri dikkate alınmalıdır.
- Tüm sağlık çalışanlarına kendi özgün koşulları sebebi ile, belli sınırlar dahilinde, çalışma biçimlerinde değişiklikler yapma serbestisi tanınmalıdır.
- Aile Hekimliği personeline salgın boyunca ek maddi destek sağlayıcı önlem alınmalıdır. Tavandan ek cari gider ödemesi, vergi muafiyeti vs
- Hastanelerle aile sağlığı merkezleri arasındaki kopukluk giderilmeli, hastanelerin evde takip algoritmaları aile hekimleriyle birlikte değerlendirilmeli, evde takiplerin temas riskleri ortadan kaldırılmalıdır.
- Teletıp uygulamaya konulmalı, bununla ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır.
Tüm bunların içinde en acil düzenleme sağlıkta şiddet konusunda olmalıdır.
Tüm dünyanın diken üstünde olduğu, tüm alışkanlıklarımızın değiştiği, toplumsal dinamiklerin alt üst olduğu bu salgın döneminde mecliste yapılan yasal düzenlemelerin tümünden daha elzem ve önemli olan bu değişikliklerin bekletilmesi, ertelenmesi veya yumuşatılmasının salgınla mücadelede oluşturacağı zafiyete izin vermek mümkün değildir.
Dolayısı ile Etkin Sağlıkta Şiddet Kanunu derhal tüm siyasal partilerin imzası ile getirilmeli ve bekletilmeden meclisten çıkarılmalıdır.
Bu kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinin, ülkemizin sağlık ordusuna borcudur.
Bu anlamda beklentimiz:
- Derhal TCK ya “sağlık çalışanlarına karşı uygulanan suçlar” başlığı ile bir bölüm açılmalı ve:
– Hasta ve yakınlarınca uygulanan fiziksel suçlara alt sınırı 5 yıldan başlayan
– Hasta ve yakınlarınca uygulanan sözel baskı, tehdit, hakaret ve çalışanın şevkini kıracağı açık olan kötü sözleri söyleyenlere alt sınırı 2 yıldan başlayan
– Bu suçların basın ve sosyal medya yoluyla işlenmesi halinde cezanın iki kat arttırıldığı
– Açılacak davaların hızla görülmesi için süre sınırlamasının olduğu
– Verilen cezaların ertelenemez ve paraya çevrilemez olduğuna dair maddeleri içeren yasal düzenleme yapılmalıdır.
- Kabahatler kanununa “Sağlık kurumlarında suç teşkil etmeyen ama düzeni ve huzuru bozarak gerilimi arttıracak hareketleri yapanlara karşı anında ceza verilebilmesine imkan tanıyan bir maddenin eklenmesi ve uygulamasının kolluk kuvvetleri aracılığı ile başhekimliğe, kurum ve bölüm yönetimine bırakılmalıdır.
- RTÜK ün sağlık çalışanlarının dikkatini dağıtacak, huzurunu bozacak, şevkini kıracak her türlü yayına anında ve etkili müdahalesine izin veren düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
- Tüm sağlık kurumlarına etkin ve geniş yetkili güvenlik görevlisi temini de derhal sağlanmalıdır.
Dikkate alınarak uygulamaya alınmış tüm kararlar için Bakanlığımıza teşekkür ediyor, diğer taleplerimizin de dikkatle elden geçirilmesini, bu taleplerin salgınla mücadelede önemini kuvvetle vurguluyoruz.
İSTAHED YÖNETİM KURULU