İstanbul’da aralarında dişhekimlerinin de yer aldığı yaklaşık iki bin kamu sağlık çalışanı 1 Haziran itibariyle filyasyondan kurumlarına geri döndü. İstanbul Dişhekimleri Odası (İDO) ‘filyasyon dönüşünde’ büyük sorunlar yaşanmaması için çözüm önerileri sundu ve Sağlık Bakanlığı’ndan taleplerde bulundu.
İDO’nun taleplerinden bazıları şöyle: “Sağlık çalışanları ve hastaların enfeksiyondan korunması için tüm kurumlarda pandemiye uygun izolasyon ve havalandırma önlemleri alınmalı. Enfeksiyon kontrolü için yardımcı personel eksikliği giderilmeli. Sağlık çalışanları performans baskısından kurtarılmalı ve ‘insani koşullarda’ çalışabilmeli.’’
Pandeminin en yoğun yaşandığı il olan İstanbul’da 15 ay önce kamu ağız diş sağlığı kurumlarından, filyasyonda görevlendirilen yaklaşık iki bin dişhekimi, hemşire, diş teknisyeni, diş hekimi yardımcısı, veri giriş elemanı ve temizlik personeli 1 Haziran’da kurumlarına ve asıl işlerinin başına döndü. Fedakarlıkla yürüttükleri saha görevinden sonra, on beş aydır yeterli hizmet alamayan hastaları şimdi hizmet bekliyor onlardan.
Ancak ortada yanıt bekleyen iki önemli soru var: Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM) pandemi koşullarına uygun hale getirildi mi ve pandemi koşullarında yeniden eski yoğunluklarda mı çalışılacak? İstanbul Dişhekimleri Odası, ADSM’lere yeniden dönüş ve sonrasında yaşanabilecek sorunlarla, bunların çözümüne ilişkin talepleri içeren bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Pandemi ciddiyetini korurken, aşılama oranının da yeterli olmadığı koşullarda ADSM’lerin yoğunluk yaratılmadan, pandemiye uygun çalışma protokolleriyle hizmet vermesi hayati önem taşıyor” dendi ve Sağlık Bakanlığı’ndan şunlar talep edildi:
- İki veya daha fazla dişhekiminin bir arada çalıştığı klinikler yeterli dezenfeksiyon ve izolasyona imkân sağlayacak biçimde ve uygun havalandırma sistemleriyle ayrılmalı, pandemi koşullarına uygun biçimde düzenlenmeli.
- Dört el çalışma sisteminin dişhekimliğinde önemli bir ihtiyaç olduğu ve pandemide enfeksiyon kontrolü açısından çok daha vazgeçilmez olduğu hatırlanarak, yardımcı personel eksikliği giderilmeli.
- Dişhekimliğinde acil tanımına uygun işlemeyip, randevusuz hastaların akın ettiği ve aşırı yoğunluklarla bulaş riskinin artabildiği, 24 saatlik acil nöbet poliklinik hizmetleri, amacına uygun bir sisteme dönüştürülmeli veya kaldırılmalı.
- Birden fazla hekimin bir arada çalıştığı çoklu kliniklerden dolayı bazı kurumlar vardiya sistemine geçiyor. Bu sistemde, geç saatlerde verimli sağlık hizmeti verilemediği, sağlık çalışanlarında fiziksel ve psikolojik bazı sorunlara yol açabildiği saptanmıştır. İş kazaları oranlarının da arttığı geç saat vardiyaları iş güvenliği bakımından da sorunlar yaşatabilmekte. Geç saatlerde ulaşım, güvenlik sorunları da oldukça ciddi bir sorun olup, tüm bunlar göz önünde bulundurularak, çalışanlar açısından şeffaf ve katılımcı bir yaklaşımla uygun düzenlemeler yapılmalı.
- Yıllardır uygulanan performans sisteminin; toplum ve çalışan sağlığı, özlük hakları, sağlıkta şiddet açısından sıkıntılı boyutları biliniyor. Performansı artırma kaygısıyla hasta sayısı, hastaların alınma sıklığı ve işlem sayısının güncel çalışma protokollerini ihlal edecek oranda artırılması, pandemi koşullarında ertelenebilecek işlemlerin bu koşullarda dahi yapılma gayreti, hasta ve çalışanların sağlığını riske sokacaktır. Dolayısıyla bant tipi bu çalışmadan vazgeçilerek, koruyucu önleyici ağız diş sağlığını önceleyen sağlık politikalarının geliştirilmesi gereklidir. Pandemi koşulları bir ‘fırsat’ olarak görülüp, bu değişikliklerin hayata geçirilmesi mümkündür.
- Ayrıca, ağız diş sağlık hizmetlerinin verilmesinde, kamu özel ayırımı yapılmaksızın, ülkedeki tüm dişhekimlerinin işgücünden yararlanılmalıdır. Devlet, yurttaşlarımızın özel muayenehane, poliklinikler ile merkezlerden ağız ve diş sağlığı hizmeti almasının yolunu açmalıdır.