KONGRE SONUÇ BİLDİRGESİ
II.Ulusal Eczacılık Eğitimi ve Akreditasyon Kongresi Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde, 10-11 Mayıs 2018 tarihinde Anadolu Üniversitesi Kongre Merkezi, Salon Anadolu’da 134 katılımcıyla gerçekleştirildi. Eczacılık eğitimi programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak Türkiye’de eczacılık eğitiminin geliştirilmesi ve kalitesinin yükseltilmesini hedefleyen ECZAKDER ile 50. yılını kutlayan Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlediği kongreye 80 akademisyen, 43 öğrenci ve 11 eczacı katıldı. Eczacılık eğitimindeki yeni gelişmeleri ve yükseköğretimde akreditasyon sürecini paylaşmak, kalite güvencesi konusunda farkındalık yaratmak ve kalite kültürünü yaymak amacıyla düzenlenen kongrede 2 oturum ve 9 panelde toplam 24 davetli konuşmacı yer alırken, 28 poster bildirisi sunuldu.
YÖK Üyesi ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal tarafından gerçekleştirilen “2023’e Doğru TÜBİTAK ile Geleceğe Bakış” adlı sunumda Türkiye’de araştırma projelerinin sadece sayısal olarak değil, kalite açısından da iyileştirilmeye ihtiyacı olduğu vurgulandı. Temel sorunun sanayide çıktıların niteliği ile ilgili olduğu ve yüksek teknoloji odağının geliştirilmesi gerektiği belirtilirken, bunun için de nitelikli insan kaynağının çok önemli olduğuna dikkat çekildi. Avrupa İnovasyon Skor Tablosuna göre 2016 yılında 32. sırada olan ülkemizin, 2017 yılında 29. Sıraya yükseldiğini belirten Sayın Mandal, bu gelişmenin daha da iyileştirilmesi gerektiğini belirtti ve TÜBİTAK olarak 2018 yılı ve ötesi için temel stratejilerinin araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde ulusal hedeflere odaklanmış nitelikli bilgi ve nitelikli insan olduğunu vurguladı.
Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, yükseköğretimde kalite güvencesinin kilometre taşlarına yer verdiği konuşmasında kurumsal dış değerlendirmenin önemine vurgu yaptı ve akreditasyon kuruluşlarından beklentileri paylaştı. YÖK tarafından tescil edilen akreditasyon kuruluşları arasında ECZAKDER’in de olduğunu hatırlatan Sayın Döğeroğlu, eczacılık fakültelerinde çekirdek eğitim programı ve taban puan uygulamasıyla ilgili çalışmalarda son noktaya gelindiğini; ancak yeterlilik sınavıyla ilgili mevzuat değişikliğine ihtiyaç olduğu için bu uygulamanın hayata geçirilmesinin zaman alacağını belirtti.
ÇEP’ten GEP’e oturumunda, uzun soluklu ve kapsamlı bir çalışma sonrası entegre sistem eğitim modelini hayata geçiren Ankara, Anadolu ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültelerinin yöneticileri tarafından deneyimler ve ilk geri bildirimler paylaşıldı. Genişletilmiş eğitim programında koridor sayısının artmasının uygulamada zorluklara neden olduğu belirtilirken, fakültelerin çekirdek eğitim standartlarını sağlayıp sağlamadıklarını ECZAKDER’in kontrol etmesi gerektiği vurgulandı ve ECZAK standartlarında çekirdek eğitim programına ilişkin maddeler olduğu hatırlatıldı.
Eczacılık Dekanlar Konseyi tarafından oluşturulan Staj Esaslarını Çalışma Komisyonu üyelerinin yer aldığı Stajda yenilikler oturumunda Staj-ÇEP-2017 çalışmalarından söz edildi ve yapılan çalışmalar sonucunda 6 aylık zorunlu staj kapsamına endüstri stajının eklendiği bilgisi verildi. Serbest eczane stajlarına dair geri ödemelerle ilgili yaşanan sorunların çözülmesi ve endüstri stajlarına daha fazla önem verilmesi gerektiği belirtildi. Staj ve diğer mesleki konularla ilgili yaşanan sorunların önlenmesi için yeni açılacak eczacılık fakültelerine bir sınırlama getirilmesi gerektiği Türk Eczacıları Birliği’nin temel önerisi olarak sunuldu. Staj sorunlarının çözümü için Türk Eczacıları Birliği’nin Dekanlar Konseyi ile ivedilikle bir toplantı yapması önerildi.
AR-GE Ekosisteminde eczacılık eğitiminin rolünün ele alındığı oturumda Türkiye’deki mevcut AR-GE merkezlerinin var olan molekülleri yinelemek yerine inovatif moleküller veya projeler geliştirmesi gerektiğinin altı çizildi. Dünya ile rekabet edebilmek için AR-GE merkezlerinin bu şekilde yapılandırılmasının önemine vurgu yapıldı. Temel bilimciler ile klinisyenlerin bir arada çalışması ve teknoparklarının geliştirilmesi önerildi. Ulusal AR-GE veri tabanı oluşturulması gerektiği ve bu sürecin yönetilmesi için müsteşarlık benzeri bir yapının kurulması gerektiği belirtildi. Üniversite-sanayi işbirliğine ve teknoloji transfer ofislerine ihtiyaç duyulduğu dile getirildi. Ön lisans eğitiminde kalifiye teknik eleman yetiştirilmesi, lisans eğitiminde sanayi ağırlıklı seçmeli derslerin açılması ve lisansüstü tezlerin sanayi destekli sürdürülmesinin AR-GE çalışmalarında başarıyı artıracağı hatırlatıldı.
Kongrenin ikinci gününün ilk oturumunda öğrencilerin eczacılık mesleğine bakışı ele alındı. Öğrencilerin yardımcı eczacılık, eczane açma sınırlaması, eczacılıkta yaş sınırı getirilmesi, staj sorunları ve Erasmus hareketliliği gibi konularla ilgili eleştiri, öneri ve deneyimleri kongre katılımcılarından gelen katkılar ile detaylıca tartışıldı.
Mezunların eczacılık eğitimine bakışının ele alındığı panelde eczacılık mesleğinin tanıtımında meslek örgütlerinin önemine vurgu yapıldı, dijital adaptasyonun ve yabancı dilin eczacılık eğitiminde gittikçe artan öneminden bahsedildi. Teorik eğitimin pratik uygulamaya yansıması gerekliliğinden ve geri bildirimin öneminden söz edildi. Öğrencilerin kariyer planlaması için kariyer danışmanlık sisteminin getirilmesi önerildi. Stajların günümüz koşullarına göre revize edilmesi gerektiği belirtildi. Öğrencilerin yeni açılan eczacılık fakültelerine akademisyen olarak yönelmesinin, bu tür mesleki sorunların önüne geçebilmek için iyi bir yol olabileceği vurgulandı. Sektördeki AR-GE merkezlerinde eczacılara da yer verilmesi önerildi. Endüstride eczacıların çalışabilecekleri yeterince alan olduğu; ancak öncelikli şartlardan birinin yabancı dil olduğu ve lisans eğitiminde ekonomi derslerine yer verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Finans, işletme ve hukuk gibi derslerin sadece serbest eczane ve endüstri eczacılığı için değil, hastane eczacılığı için de çok önemli olduğu vurgulandı. Hastane eczacılarının hastane eczanesi dışındaki alanlarda daha aktif olarak çalışabilmeleri için acil, yoğun bakım, aseptik ilaç hazırlama, kalite gibi konuların lisans eğitiminde daha fazla yer alması gerektiği önerildi.
Uluslararası Eczacılık Federasyonu FIP Eczacılık Eğitim Müdürü Ecz. Nilhan Uzman’ın da konuşmacı olduğu mezunlar panelinde FIP’in öncelikli 3 hedefinin sağlıklı birey, nitelikli eğitim ve toplumsa dönüşüm olduğu belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün de 2030 vizyonunda eczacılık için nitelikli işgücü istihdamının önemine yer verildiği dile getirildi. FIP’e göre müfredatın mutlaka gözden geçirilmesinin bir zorunluluk olduğu vurgusu yapıldı. Eğitimin sürdürülebilir olması gerekliliği, eczacıların global olarak yetiştirilmesinin önemi ve stratejilerin Birleşmiş Milletler ve DSÖ hedefleri doğrultusunda geliştirilmesi gibi öneriler FIP’in eczacılık eğitimine ilişkin diğer önerileri olarak sıralandı ve ECZAKDER’e de önemli bir sorumluluk düştüğü belirtildi.
Eczacılık mesleğinde yeni ufukların ele alındığı panelde, eczane uygulamalarında kalite için toplumun da sürece dahil edilmesi gerektiği, her ülkenin mesleki yeterlilik sınavlarını kendi koşullarına göre geliştirmesi, yeterlilik sınavının nasıl yapılacağı konusundaki belirsizliklerin giderilmesi gerektiği belirtildi. Mesleğimizdeki en önemli gelişmelerden biri kabul edilen uzmanlık sürecinde gelinen son nokta itibariyle hem EUS hem de eğitim içeriğine dair güncel bilgiler paylaşıldı. Eczacılık eğitiminde entegrasyon sisteminin de içinde olduğu çeşitli eğitim modelleri avantaj ve dezavantajları yönünden karşılaştırıldı. Eczacılık doktorası olarak adlandırılan PharmD. diplomasının klinik eczacılık eğitimiyle verilen bir unvan olduğu vurgusu yapıldı ve bu diplomanın dünyadaki durumundan bahsedildi. Türkiye’de eczacılık eğitiminde yaşanan sorunların ve tartışmaların ECZAK’ın kurulmasıyla azaldığı ve çalışmaların uzlaşı içinde sürdürüldüğü ifade edildi.
Eczacılık Dekanlar Konseyinin son yıllarda eczacılık eğitimi ve uygulamalarına yönelik olarak yapmış olduğu faaliyetlerin paylaşıldığı oturumda, çekirdek eğitim programının oluşturulma süreci, staj zorunlu süresine endüstri stajının eklenmesi, yeni doçentlik alanlarının açılması, eczacılık fakültelerinin açılma standartları, eczacılık fakültelerine giriş taban puanlarına sınırlama getirilmesi gibi mesleğimiz için değerli çalışmalar paylaşıldı. Ayrıca eczacılık fakültelerindeki norm kadro çalışmaları ile ilgili sorunlar tartışıldı.
Akreditasyon sürecinin eczacılık eğitimine kazandırdıklarının paylaşıldığı oturumda 3 yıllık süreçte elde edilen gelişmeler ECZAKDER Genel Sekreteri ve ECZAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Belma Gümüşel tarafından sunuldu. Akreditasyon standartlarının önemli bir kısmının eczacılık fakülteleri tarafından karşılandığı veya önceki ziyarete göre iyileştirildiği bilgisi paylaşıldı; ancak araştırma görevlisi sayısı, performans değerlendirmeleri, kurullarda dengeli dağılım ve stajların yerinde denetlenmesi gibi konuların halen iyileştirilmeye ihtiyaç duyulan alanlar olduğu belirtildi. Aynı oturumda Anadolu, Ankara ve Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültelerinin akreditasyon sürecinde gerçekleştirmiş oldukları iyileştirme çalışmaları detaylarıyla paylaşıldı.
Kongrenin son oturumunda eczacılık eğitimi ve akreditasyonun geleceği için öngörülen hedefler ve çalışmalar Kongre Eş Başkanları ECZAKDER Başkanı Prof. Dr. Sevim Rollas ve Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Öztürk tarafından değerlendirildi ve iyi dilek temennileri ile kongre başarıyla tamamlanmış oldu. Üçüncü kongrenin İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve dördüncü kongrenin de Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ev sahipliğinde gerçekleştirilme talepleri ECZAKDER yönetimine iletildi.
Kongrede emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara teşekkür eder, saygılar sunarız.
ECZAKDER Yönetim Kurulu adına Prof. Dr. Sevim Rollas ve
Kongre Düzenleme Kurulu adına Prof. Dr. Yusuf Öztürk