Yurtdışından ithal edilen çoğu ilacın özellikle son 6 aydır Türkiye’deki eczanelerde olmadığını sürekli gündeme geliyor. Piyasada bulunamayan bu ilaçların çeşitli nedenlerle olmadığını ancak en önemli neden olarak da zam beklentisi nedeniyle karaborsaya düşmüş olabileceğine işaret eden İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ‘Türkiye’de ilaçların yüzde 60’ı ithaldir. 90 küsur yıllık Cumhuriyet’te yabancıların bulduğu ilaçların hep eşdeğerini yapmışız. Bu sayede ilaç firmalarımız da büyük paralar kazandı. Ancak ülkeye yatırım yapmak, laboratuarlar kurmak ya da Ar-Ge merkezleri kurmak gibi dertleri olmamış. Kimse mücadele etmemiş. Yurtdışında bulunan ilaçlar hep kopyalanmış. Şu anda bu durumda olmamızın nedeni de tam olarak budur’ diye konuştu.
Birinci planda sağlık olmalı
Sağlıkta dönüşümle birlikte ilaçların hep daha ucuza mal edilmek istendiğine vurgu yapan İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, şöyle devam etti: İlaçlar hep ucuza mal edilmek ve ithal edilen ilaçlardan alınan vergilerle kazanç sağlanmaya çalışıldı. Ama yeni nesil ilaç ya da yeni teknolojiyle üretilen ilaçların getirilip, getirilmemesine önem gösterilmedi. Dünya sürekli değişiyor ve gelişiyor. Yeni hastalıklar ve onlarla mücadelede daha etkin ilaçlar geliştirildi. Türkiye’de ise tek olay ilacı ucuza mal etmek oldu. Bu anlayış da bizi kötü etkiliyor. Bugün o ilaçlara karar verenlerin yarın o ilaçlara ihtiyacı olabilir. O nedenle de sağlık hizmetlerine önem verilmeli. Devletin vatandaşının sağlığını birinci plana çekmesi gerekir. İlacın ucuza mal edilmeye çalışılmasının yanlış olduğunu her yerde dile getiriyoruz ancak devlet senede şu kadar kâra geçtiğini söylüyor. Senede geçilen o kâra değil zayi olan ya da sağlık sorunu yaşayan insana bakılmalı.
İthalin üzerinden vergi alıyoruz!
‘Türkiye’deki ilaçların yüzde 60’ından fazlası ithaldir’ diyen Sayılkan, hatta ilaç üreten yerli firmaları bile yabancıların satın almaya başladığını belirterek, ‘Eczacıbaşı, Deva gibi bazı firmaların sahipleri dahi yabancılaştı. Bu durum ise yılların ihmali. 90 küsur yıllık Cumhuriyet’te yabancıların bulduğu ilaçların hep eşdeğerini yapmışız. Bu sayede ilaç firmalarımız da büyük paralar kazandı. Ancak ülkeye yatırım yapmak, laboratuarlar kurmak ya da Ar-Ge merkezleri kurmak gibi dertleri olmamış. Kimse mücadele etmemiş. Yurtdışında bulunan ilaçlar hep kopyalanmış. Şimdi de milli ilaç diyerek bu durumu kurtarmaya çalışıyoruz. Milli ilaç derken de ithal üzerinden vergi alıyoruz. Yani biz sürece geç kalmışız’ ifadelerini kullandı.
İlaç sanayinde yatırım yapılmalı!
Türkiye’de ilaç araştırması noktasında ciddi eksiklikler olduğuna dikkat çeken Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü: Amerika’daki Silikon Vadisi gibi Türkiye’de de ilaç üzerine çalışma yapılacak bir alan belirlenip, bu alanda çalışma yapmak isteyenlere olanak sağlanmalı. Bu da katma değeri yüksek üretim grubu içinde yer alır. Hükümet sürekli bu noktada destek olacağını da söylüyor. O zaman ilaç sanayi üzerine çalışılsın. Dünya’da bir kanser ilacı için 10 yıl çalışma yapılıyor. Ama sonrasında da bu ilaç sayesinde milyonların sorununa çare olunuyor. Bu kanser için ilaç çözümü bak neler oluyor! Küçük düşünerek sadece günü kurtarırız. Yabancı ülkelerden ilaç getirip, üzerine vergi koymak ve buradan sağlanan gelir sadece günü kurtarır. Dünya hastalıklara karşı bambaşka bir araştırma içinde. Biz de ise yıllık 1 milyar liralık kâr düşünülüyor. O kârın getirisi ne olacak? Bu gelirle daha fazla duble yol mu yapacaksın? Öncelikle hangisinin daha önemli olduğuna karar vermek gerekiyor. İthalat yaptırıp bunun üzerinden tasarruf yapmak mı önemli yoksa milyonlarca insanı etkileyecek sağlık problemine çözüm geliştirmek mi?