Sağlık Bakanlığı bünyesinde ilaç ruhsatları için görüş bildiren 19 ayrı komisyon bulunuyor. Bu komisyonlardan birinin başkanlığını ise 1999 yılından bu yana Prof. İsmail Balık yapıyor. Komisyon üyelerinden görev yapıları nedeniyle kendilerini ifşa etmemeleri isteniyor. Balık ise sosyal medya hesabı Linkedin’deki bilgilerinde İlaç Ruhsat Komisyonu Başkanı olduğunu gizlemiyor. Balık, ilaç firmalarının sponsorluğundaki kongreleri düzenleyen İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Kullanımı Derneği’nin de başkanı.
Recep YETER/ Yeni Şafak
Yeni Şafak ilaç dosyası
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu bünyesinde ilaç ruhsatlandırma konusunda görüş bildiren 19 ayrı komisyon bulunuyor. Bu komisyonlarda görev yapan 100’ü aşkın isim üniversiteler, eğitim ve araştırma hastaneleri, kamu ve özel kuruluşlar ile ihtiyaç duyulan bilim dalları konusunda uzman bilim adamlarından oluşuyor. Son yönetmeliğe göre üç yıllığına seçilen komisyon üyelerinin görev süreleri uzatılabiliyor. Komisyonlar, Türkiye’de onaylanmış endikasyonların dışında, standart dozların üstünde, belirli yaş aralığı dışında ilaç kullanımı için ya da ülkede henüz ruhsatlandırılmamış ilaçların yurt dışından getirtilerek kullanımı amacıyla hasta bazında yapılan başvuruları tıbbi, etik ve akılcı kullanımı açısından bilimsel literatürler ışığında sonuca bağlıyor.
GÖRÜŞMELERİ BİLE YASAK
Komisyon üyeliklerine seçilenler TİTCK ile bu konuda bir etik sözleşmesi imzalamak zorunda. Komisyon üyelerinin isimlerinin de herhangi bir etkiye maruz kalmamaları için gizli tutulması gerekiyor.
Prof. İsmail Balık
18 yıl 6 aydır başkan!
Komisyon üyeleri arasında dikkat çeken bir isim var. Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, Komisyon üyelerinin kendilerini ifşa etmeleri yasak. Balık, sosyal medya hesabı Linkedin’deki bilgilerinde İlaç Ruhsat Komisyonu Başkanı olduğunu gizlemiyor. Balık, ilan ettiği bilgilere göre 1999 yılında atandığı komisyonlarda 18 yıl 6 aydır komisyon başkanlığı yapıyor. Söz konusu başkanlığın toplantılarda üyelere söz vermekten ibaret olduğu belirtiliyor. Prof. Dr. İsmail Balık, ilaç firmalarının sponsorluğunda yılda 5 kez gerçekleştirilen tıbbi kongreleri düzenleyen İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Kullanımı Derneği’nin de başkanı…
İEİS Başkanlığını Abdi İbrahim İlaç Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut yürütüyor.
500 şirket Ar-Ge’ye sadece 219 milyon TL ayırdı
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ilaç dosyası üzerine Yeni Şafak’a sektör değerlendirme açıklaması yaptı. Sektörün sorunları olduğunu kabul eden İEİS, AK Parti iktidarıyla birlikte vatandaşın ilaca erişimini kolaylaştıran ucuz ilaç politikalarına suçu atarken diğer yandan ise son dönemde çıkarılan ilaç yönetmeliklerini savundu. Bir kutu ilacın milyarlarca liralık ciro yaptığı, en yüksek ciro yapan 40 şirketin 19 Milyar TL’yi paylaştığı sektörde 500 kuruluşun toplam Ar-Ge harcamasının 2016 yılında sadece 219 Milyon TL olduğu da belirtildi. Açıklamada “Endüstri olarak uzun yıllardır en önemli gündem konumuz fiyat politikalarıdır. Bu kapsamda net olarak ifade etmek isteriz ki, endüstrinin bugün yaşadığı sorunların temelinde mali disiplin odaklı ilaç fiyat politikaları yer alıyor. 2010 yılından bu yana fiyat baskısıyla mücadele ediyoruz. Bu politikalar nedeniyle Türkiye ilacın en ucuz olduğu ülkelerden biri konumuna geldi. Bu durumdan düşük fiyatlı ürünler çok ciddi şekilde etkileniyor” denilmesi ve tüm problemin kaynağı olarak ilaca ucuz erişimin gösterilmesi dikkat çekti.
İMALE GEÇİŞ UYGULAMASINI MEMNUNİYETLE İZLİYORUZ
İEİS’nın açıklamasındaki “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun büyük bir titizlikle yürüttüğü ilaç sektöründe ithalden imale geçiş uygulamasını da memnuniyetle takip ediyor ve destekliyoruz. Uygulamayla, ithal edilen pek çok ürünün yurt içinde üretimi sağlanacak.” ifadesi de İlaç Dosyası’nda özellikle dikkat çektiğimiz yabancı ilacın Türkiye’de imali ile yüzde 100 yerlinin farkını bir kez daha teyit etti. Yerli girişimcilerden bir kısmı ise “ithali ilacı Türkiye’de üretme politikası yerine parası tamamen Türkiye’de kalan ve ihracat açığını gerçekten kapatabilecek “eşdeğer ve orijinal” ilaç üretimine öncelik tanınması gerektiğine vurgu yapıyor.
İLAÇ KURUMUNUN YAKLAŞIMI MUTLU EDİYOR
İEİS açıklamasında ilaç kurumunun 2018 başında PIC/S üyesi olmasının da yerli üretilen ilaçların kalitesinin tescili ve otoritemizin yetkinliğinin uluslararası alanda kabulü anlamına geldiği belirtilerek “İlaç sektörünü ilgilendiren düzenlemeler yapılırken yerli üretimi özendiren ve destekleyen bir yaklaşımın varlığı bizleri mutlu ediyor” ifadesi kullanıldı. İEİS Yeni Şafak’a gönderdiği değerlendirmede ilaç endüstrisindeki çalışan sayısının son 5 yılda yüzde 18 arttığını ve 35 bine ulaştığı vurgulandı. Bu açıklamaya göre Türkiye’de 19 Milyar TL’nin çok daha altında büyüklüğe ve çok daha yüksek istihdama sahip pek çok sektöre göre ilaç endüstrisindeki istihdam miktarının düşüklüğü dikkat çekiyor. 35 bin istihdamın yaklaşık 15 bini 500 firmadan 55’ini bünyesinde bulunduran İEİS şirketlerinde çalışıyor. Sendika tarafından hangi üye şirketin kaç istihdamı olduğu ve AR-GE’ye ne kadar bütçe ayırdığına dair ayrıntılı bilgi bulunmadığı da iletildi. Açıklamada “Kendi molekülünü geliştiren bir ülke haline geleceğimize yürekten inanıyoruz. Biyoteknoloji alanında da gelişmek için var gücümüzle çalışıyoruz.” ifadesine yer verildi.
Binlerce ilaç mucidi var
Türkiye’nin sağlıkta kritik yatırımlara imza attığını belirten Artı Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayraktar, ülkemizde binlerce ilaç mucidi olduğunu, şirket gelirinin yüzde 50’sinden fazlasını Ar-Ge’ye aktaracaklarını söyledi. Türkiye’yi küresel ilaç liginde oyun kurucu yapmak istediklerini anlatan Bayraktar, “Patenti alınmış, ruhsatı çıkarılmış milli ilaç üretimiyle global baskıyı kırmak istiyoruz. Dışa bağımlığı azaltmak, milyarlarca doların ülke dışına çıkışına son vermek ilk hedefimiz” dedi.
BAĞIMLILIKTAN KURTULMAK ZORUNDAYIZ
Türk bilim adamları ve mucitlerinin ortaya koyduğu değerlerin finansal değere dönüşmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Biz bu amaçla Türkiye’nin yetiştirdiği genç mucit Erdal Can Alkoçlar’la biraraya geldik. Kendilerinin bu konuda uzun yıllar tecrübeleri ve çok ciddi Ar-Ge çalışmaları var. Fakat patentlerin ruhsat alarak bir ürüne dönüştürülmesi ve hatta bu ürünleri satabilmeleri, finansal yetersizlikten dolayı mümkün değil. Hatta büyük ilaç şirketleri 3 kuruşa onların ruhsatlarının peşinde. Ama biz bunu gerçekten bir finansal ürüne çevirelim, o finansal ürün buna kaynak sağlasın, bu kaynak da yatırım yapsın dedik. ” şeklinde konuştu.
İLAÇ ÜRETİMİNE BAŞLAYACAĞIZ
Artı Yatırım Holding’in yeni sahibi olan Bayraktar, şirketi satın aldıklarında 2 ruhsat, 5 patent bulunduğunu belirterek, “Biz şirketi olduğu gibi aldık ve 3 patentin de ruhsat müracaatlarını yaptık. Daha sonra ruhsatlanmış 5 patentin ilaç üretimine başlayacağız. Tamamen Türk mucitlerinin geliştirdiği patenli ve ruhsatlı kanser ilaç üretimine hazırlanıyoruz” dedi.
İlaca yok diyemeyiz
Türkiye’ye yurtdışından ithal edilen ilaçlarda yaşanan sıkıntıları Yeni Şafak’a anlatan Konya Eczacı Odası Başkanı Adem Açıkgöz, eczanelerin ilaç olduğu halde ‘ilacım yok’ deme şansının bulunmadığını kaydetti. Açıkgöz, “Biz belki reçete anlamında ticaret yapıyor gibi görünebiliriz ama sağlık danışmanıyız. Sağlık kuruluşuyuz. Vatandaşa hizmet etme noktasında eczaneler vardır. O yüzden olan ilaca yok deme gibi bir lükse sahip değiliz” dedi. 2005 yılından bu yana Türkiye’de ilaç fiyatının defalarca düşürüldüğünü hatırlatan Açıkgöz, “Referans ülke denilen AB ülkelerinden 5 tanesini biz referans alıyoruz. Onlarda ilaç düşünce, bizde de düşüyor. Veriler ışığında Türkiye’deki ilacın rakamsal ucuzluğu var. Türkiye’ye bazı ilaç kalemleri az gelebiliyor. O nedenle biz eczacılar olarak depolardan ilaç temin etmekte zorlanıyoruz” şeklinde konuştu. Şu an piyasada 3 bin 500 ila 4 bin kalem ilacın bulunduğunu söyleyen Adem Açıkgöz, “Günlük en aktif kullanılan ilaçların sayısı ise 2 bini geçmiyor. Kemoterapi ve onkoloji ilaçları artık eczanelerden verilmiyor. Üniversite hastaneleri ve hastaneler ihale yoluyla ilaçları alıyorlar. Hastalara hastanelerde uyguluyorlar yani bu ilaçlar eczanelerden alınmıyor. Onkoloji ilaçlarının yüzde 95’i hastane eczanelerinden temin ediliyor” diye konuştu.
- Satın alamıyorsanız açık havaya çıkın
- * ABD’de ilaç fiyatlarının tümüyle astronomik hale gelmesi üzerine medyada ilaç satın alamayanlara yönelik tavsiye yazıları yayınlanmaya başladı. Her bir kutusu 300 dolara satılan ve astım hastaları için bugüne kadar keşfedilmiş en iyi ilaç olduğu iddia edilen Advair isimli ilacı satın alamayanlar için 8 fikir başlıklı makalede şu önerilerde bulunuluyor:
- 1. Ücretsiz örnekler hakkında doktorunuzla konuşun
- 2. Advair iki farklı güçtedir, örneğin doktor 250’yi günde iki kez kullanmak üzere yazarsa günde bir kez 250 kullanmak belki de hepsini kullanmaktan daha iyidir.
- 3. Doktora danışmayı ayda bir kez yerine 2 ayda bir yapabilirsiniz
- 4 .Beclavent, Azmacort, Advair, Vanceril gibi alternatif kortikosteroidler almayla ilgili olarak doktorunuzla konuşun.
- 5. Kortikosteroid ihtiyacı olanlar için, sabah Advair’i ve akşamları yedek kortikosteroid alabilirler.
- 6.Med’i daha uzun süre kullanmak için yukarıdakilerin bir kombinasyonunu yapabilirsiniz
- 7.En ucuz astım ilaçlarını bulmak için bu web sitesini kontrol edin: http://www.needymeds.org/.
- 8.İlaç şirketlerinin ilaç ücretlerini ödeyemeyen vatandaşlar için programları vardır – onları arayın!
- 9.Satın alamıyorsanız açık havaya çıkın.