Ciddi bir ilaç yokluğu içerisindeyiz ve bu tablo gün geçtikçe derinleşiyor. Her şeyden önce söylemekte fayda var: Bu krizin sorumlusu biz eczacılar değiliz. Eczacılarımız hastalarına ilaç veremiyorsa, hastalarımız ihtiyaçları olan ilaçlarına ulaşamıyorsa bunun sebebi hâlihazırdaki ilaç fiyatlandırma politikalarıdır, 14 yıldır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesidir, yerli ilaç politikalarının istenen düzeyde olmamasıdır.
Derinleşmekte olan bu kriz karşısında kamuoyunu uyarmak bizim görevimiz, çünkü halk sağlığını korumakla yükümlüyüz. Bunu yaptığımız için günlerdir mesleğimizi ve meslektaşlarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik tutumlar ile karşı karşıyayız. Eczanelerimize denetimler düzenleniyor, meslektaşlarımız susturulmaya çalışılıyor ve hedef gösteriliyor. Bu tavrı kabul etmiyoruz.
Her ne kadar ilaç fiyatlarının artmasına karşı olsak da ilaç fiyatlandırmasına esas olan Avro kuru 4.57 TL iken güncel Avro kuru 11 TL civarında seyrediyor. Aradaki makas giderek açılıyor ve piyasada bulunamayan ilaç sayısı günden güne artıyor. Ve ne yazık ki bu karşı karşıya kaldığımız ilk ilaç krizi değil. Biz bunu yıllardır yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve ilaç firmaları şubat ayında ilaç kurunda anlaşana dek pek çok ilacı temin edemiyoruz, hastamıza ilacını ulaştıramıyoruz.
Uyarıyoruz; eğer sesimiz duyulmazsa, İlaç Fiyat Kararnamesi hakkındaki çağrımız kamu otoritesi tarafından kabul görmezse ilaç krizi daha fazla derinleşecek, daha çok sayıda ilaç bulunamaz hâle gelecek, halk sağlığı geri dönülmez biçimde yara alacaktır. Kamu otoritesi, hangi dağıtım ağında bu ilaçların bulunduğunu beyan ediyorsa temin etmeye ve hizmetimizi kesintisiz sürdürmeye hazırız.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ 43. OLAĞAN BÜYÜK KONGRE DELEGASYONU