MAX Planck Enstitüsü Akıllı Sistemler Bölüm Direktörü Prof. Metin Sitti, ilaç boyutunda, yutularak vücuda alınan kapsül robotlar ile girilmesi mümkün olmayan ya da çok zor olan organlara ulaşılabileceğini hatta artık bu kapsül robotlarla biyopsi yapmanın bile mümkün olabileceğini belirtti.
Buse ÖZEL- Özgür KUMANOVALI
12-14 Nisan tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘Prostat Kanseri’nde Robotik Cerrahi ve Yeni Teknolojiler Sempozyumu’nda konuşan Prof. Metin Sitti, ulaşılması zor olduğu için hastalıkları geç teşhis edilen pankreas, safra kesesi, böbrek, ince bağırsak gibi organlarda kapsül robotların kullanılabildiğini, bu sayede erken teşhis yapılabileceğini ve ameliyat gerektiren durumlarda bile hastanede yatmadan kolayca operasyonlar yapılıp normal hayata hemen dönülebileceğini söyledi. Sempozyumun ev sahibi Dünya Endoüroloji Derneği’nin başkanı, üroloji uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Kural ise prostat kanseri tedavisinde kullanılan fokal terapi tedavisi ile artık tedavi sonrası idrar kaçırma sorununun önüne geçilebildiğini belirtti.
Dünya Endoüroloji Derneği, Society of Urologic Robotic Surgeons ve Acıbadem Üniversitesi’nin işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Prostat Kanseri’nde Robotik Cerrahi ve Yeni Teknolojiler Sempozyumu’ İstanbul’da düzenlendi. 14 ülkeden yaklaşık 250 katılımcının yer aldığı, uluslararası katılımlı sempozyumda prostat kanserinde yeni tedaviler ve teknolojik gelişmeler ele alındı.
“GELECEKTE DE ROBOTLAR DOKTORLARIN YERİNİ ALMAYACAK”
Sempozyumda teknolojik gelişmelerden de söz edilirken elektrik, elektronik mühendisi olan Türk bilim insanı Prof. Metin Sitti, robotik cerrahide yenilikleri anlattı. Prof. Sitti, robotların, doktorların yerini alıp almayacağı sorusuna yanıt verdi ve “Robotlar kimsenin yerini, hiçbir zaman almayacak. Her zaman sadece insanlığa yardımcı olacaklar. Tıbbi robotlarda da amaç doktorun yerini almak değil doktorlara yardımcı olacak robotlar geliştirmek. Dolayısıyla doktor ve cerrah her zaman ameliyathanede olacak. Ancak mesela hastanın yattığı yatak akıllı bir robota dönüşecek, bir sürü akıllı bilgiler veren robotlar olacak. Mesela hastaya ilaç getiren robotlar olacak. Ancak bunların hepsinin amacı doktorlara yardımcı olmak” dedi.
“KAPSÜL KAMERALAR İLE İLAÇ YUTARAK BİYOPSİ MÜMKÜN OLACAK”
Robotların daha da küçülmeye başladığını ve hatta kapsül robotlar ile manyetik alan kullanılarak görüntülenmesi zor organlara ulaşılabildiğini belirten Prof. Sitti, “Amacımız hastanın ve doktorun hayatını daha kolay hale getirmek. Operasyonlardan önce genellikle anestezi alınması gerekiyor ya da hastanede yatış yapması gerekiyor ancak kablosuz robot teknolojileri ile hastanın ilaç almadan, operasyon yapılıp, sonra işine dönebileceği, çok kısa sürede iyileşebileceği yöntemler gelişiyor. Prostat kanserinde cihazlar çok iyi hale gelmekte. Kablosuz cihazlardan bir tanesi de kapsül şeklinde robotlar. Bunlar normal ilaç kapsülleri gibi yutulabilen boyuttalar. Bunun içinde kamera ve bir sürü değişik cihazlar var. Bununla mide, bağırsak sistemi, üriner sistem, prostat, böbrek gibi bölgelere kablolu cihazlar ile ulaşamıyoruz çünkü çok küçük ve uzun organlar. Bu cihazlar ile görüntü alıp, biyopsi yapıyoruz. Doku örneği alarak kanser olup olmadığını kesinleştirmek için biyopsi yapabiliyoruz. Ayrıca ilaç da verilebiliyor.
Mesela robot gittiği yerde kanser tespit ediliyorsa oradaki yan etkiyi azaltıcı şekilde ilaç verebiliyor. Bütün operasyon bitince de robot kendiliğinden çıkıyor. Almanıza gerek kalmıyor. Yalnızca kapsül robotlara biyopsi cihazı eklersek o zaman biyopsi cihazını almamız gerekebiliyor. Buradaki amaç da o alınan örneği incelemek.”
Dünya Endoüroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Kural ise 50 yaşından sonra her 7 erkekten 1’inin bir prostat hastalığı için tedavi gördüğünü, son yıllarda uygulanan tedaviler ile idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğunun tamamen ortadan kalktığını belirtti.
Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Kural, Türkiye’de de uygulanan fokalterapi adı verilen tedavi ile prostat kanseri ameliyatı sonrası idrar kaçırma ve foknsiyon kaybının en aza indiğini, erken teşhis ile yapılan tedavilerde ise prostatın alınmadan sadece hastalıklı bölgeyi tedavi etmenin mümkün olabileceğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Fokal tedavi ile prostatın bir bölgesini ısıtarak, yakarak ya da dondurarak tedavi edilebiliyor. Biz genellikle ısıtarak tedaviyi tercih ediyoruz. Yüksek şiddetle odaklanmış ultrasonablasyon tedavisi giderek yaygınlaşıyor. Yan etkiler fokal tedavide mevcut değil. Fokal tedavide hasta seçimi de çok önemli. Yeniden tedavi olması gerekebilir hastanın. O yüzden her hastada uygulanamayabilir. Ancak eğer hasta fokal tedaviye uygun ise ameliyatın diğer risklerini de taşımıyor hastalar. İdrar kaçırma bu tedavide hemen hemen hiç yok gibi. Cinsel açıdan da herhangi bir fonksiyon kaybına uğramıyor.”
“PROSTAT KANSERİ TEDAVİSİNDE 3 HEDEF VAR”
Dünya Üroloji Robotik Cerrahi Derneği Başkanı ve üroloji uzmanı Prof. Dr. Ashok Hemal ise robotik cerrahi ile hastaların daha az kanama, daha az hastanede yatış süresi olduğunu belirtti ve şunları söyledi, “Prostat kanseri tedavisinde 3 önemli hedefimiz var. Birincisi kanseri kontrol etmek. İkincisi idrar kaçırmayı önlemek. Üçüncüsü ise cinsel fonksiyonların kaybını önlemek. Operasyonu robotik cerrahi ile yaptığımızda, açık cerrahiye göre bu 3 hedefe de başarıyla ulaşıyoruz.”
“PROSTAT KANSERİNDE TEDAVİ NE OLURSA OLSUN ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ”
Sempozyumda konuşan Cerrahpaşa Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli Yalçın prostat kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Prostat kanserine nasıl müdahale ederseniz edin eğer erken teşhis varsa iyi sonuç alınabilir. Prostat kanserini teşhis etmek için çok basit testler var. Kan tahlilinde PSA değerine bakılarak ve 40 yaşından sonra özellikle ailesinde kanser vakası olanların hem prostat hem de diğer kanserler açısından erken dönemde doktora müracaat etmeleri gerekiyor. Prostat kanserinde rektal muayene ve kan sayımı çok şeyi ortaya çıkarabilir.”