W– Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği’ ne (TEKB) Başkanı Ecz. Mustafa Turunç Bey ile eczacı kooperatifçiliği bazında Türk İlaç Sanayi paydaşlarını içine alan bir söyleşi gerçekleştireceğiz. Sayın Başkanım, sizi ve TEKB’ni kısaca tanıyabilir miyiz?
M.T.- Bugünkü adıyla Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi olarak anılan fakülteye puanla giren ilk öğrencilerinden biriyim. İstanbul Eczacı odasının değişik kurullarında yer aldım. 1995-1997 yılları arasında İstanbul Eczacı Odası yönetim kurulu başkanlığında bulundum. 1989 yılında kurulan İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nin kuruluşunda yer aldım ve kurucu ortaklarından biriyim. İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nde II.Başkanlık, yönetim kurulu üyeliği, denetleme kurulu başkanlığı ve kooperatif delegeliği gibi görevlerde bulundum. Bugün itibari ile Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu başkanlığı görevini sürdürmekteyim.
W- Kariyerinizde radyoculuk deneyiminizde var hala devam etmekte midir?
M.T.-Evet… İstanbul sağlık meslek odaları koordinasyon kurulu ve tabip odasından tanıdığım değerli dostlarım Dr. Mustafa Sütlaç ve Dr. Beyza Çelenliğil Kutay la beraber 13 yıl aralıksız Yön Radyoda, Merhaba Acil adlı sağlık programının sunuculuğu ve yapımcılığını üstlendik.
Sanırım dünyada radyo yayınlarında en uzun yayında kalan tek sağlık programıyız.
İşte radyoculukta edindiğim bu deneyimi İstanbul eczacı odasında sürdürdüm. Odamızın bir internet radyosu olsun istedik ve Yönetim Kurulu kararı ile Havan Radyo adlı bir internet radyosunun kuruluşundan itibaren koordinasyonunu üstlendim. Ve Türkiye’nin ilk meslek odası radyosu ünvanına sahip oldu Radyo Havan… Yeni göreve gelen Yönetim Kurulu çeşitli gerekçelerle radyonun kapatılmasına karar verdi. Şu anda yoğun bir mesaim olduğundan devam edemiyorum. Ayrıca bir talepte yok .
W-Kooperatifçilik nedir ne anlamalıyız? Bugünkü piyasa dinamiklerine göre durumu nedir? Dünya daki durumu nedir?
M.T.-Kooperatifçilik; bireylerin tek başlarına yapamayacakları veya birlikte yapmakta yarar bulunan ve yapacakları işleri en iyi bir şekilde yapmak adına dayanışma ruhu ile ekonomik güçlerini bir araya getiren önemli bir işletme modelidir. Kooperatifçilik demek dayanışma, birliktelik, eşit paylaşım ve hesap verilebilirlik demektir. Eczacı Kooperatifleri ise ilaç ve eczacılık alanının her noktasında eczacı olmalıdır ilkesinden yola çıkarak, eczacının ilaç veriliş koşullarını eczacı lehine regüle eden ve dağıtım alanını denetleyen eczacının sosyo-ekonomik bir örgütüdür. Kooperatifler dünyada ekonomik krizleri önlemede kaldıraç görevi gören insanı ve toplumun esenliğini merkezine alan bir modeldir ve 1 milyar insan kooperatiflere ortaktırlar. Dünya da 300 büyük kooperatifin 2008 yılı verilerine göre yaptığı ciro 1.6 trilyon dolardır. Eczacı kooperatiflerimiz ise 81 ilin 57 sinde faaliyetini sürdürmekte, eczane eczacılarımızın %58’i eczacı kooperatiflerine ortaktır. İlaç pazarından %20 oranında pay almakta ve dağıtım alanının 3. Büyük aktörüdür.
W- TEKB olarak ilkeleriniz nelerdir?
M.T.-TEKB olarak ilkelerimiz;
* İlaç ve eczacılık eğitimini alan tek meslek grubu olarak alanda
eczacının varlığını hissettirmek.
* Alanın her noktasında eczacının var olması gerektiği ilkesini
hayata geçirmek.
* İlaç veriliş koşullarını eczacı lehine oluşturmak ve piyasayı
eczacı lehine denetlemek.
* Eczacının küçük birikimlerini birleştirerek dayanışma ruhu ile
güçlü bir piyasa aktörü olmak.
* Birliktelikten doğan gücümüzü ilaç ve eczacılık alanının dışındaki
alanlarda da kullanarak eczacıyı farklı alanlarda da avantajlar
sağlamak.
* Çeşitli eğitim hizmetlerini ortaklarına sunarak eczacılarımızın daha
yetkin bir sağlık hizmeti vermesini sağlamak.
* İmkanlar ölçüsünde sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirerek,
topluma olan sorumluluğumuzu yerine getirmek.
* Eczacılarımızın haklarının savunulmasına katkı sunarken, halkın
çıkarını da gözetmek. Diyebiliriz.
W-Ortaklarınıza sunduğunuz hizmetler nelerdir?
M.T.- Mesleki, finans ve muhasebe, iletişim, eczane de kategori yönetimi ve benzeri konularda eğitimler veriyoruz. Birliktelikten doğan gücümüzü kullanarak akaryakıt, elektrik sigortacılık alanlarında ortaklarımıza önemli avantajlar sunuyoruz. Tabiî ki eczacılara sunduğumuz en önemli hizmet ilaç alanını eczacı lehine oluşturmaktır.
W-TEKB olarak hacminizi öğrenebilir miyiz; pazar payınız , ülke içi dağılımınız?
M.T.- yukarıda da ifade ettim. İlaç pazarının %20 oranında pay alıyoruz. 57 ilde faaliyet gösteriyoruz. 15500 eczacı ortağa sahibiz ve 7.5 milyar TL ciro yapıyoruz.
W-TEB ile ilişkileriniz nasıldır, “2017 yılını eczacı kooperatifleri aidiyet yılı” nasıl değerlendirildi?
M.T.- TEB le her dönem diyalog içinde olan bir örgütüz. Ancak 3 yıldır proje bazlı, daha sonuç alıcı toplantılar yapıyoruz. Ve mesleki çatı örgütü olan TEB in 2017 yılını eczacı kooperatifleri yılı ilan etmesi aramızdaki bağın ne kadar kuvvetli olduğunun bir göstergesi… bu ilan bizler içinde çok anlamlı ve çok değerli…
W- İlaç sanayi ile ilişkileriniz nasıldır? Firmalara karşı tutum farklılığı olmakta mıdır?
M.T.- ilaç sanayi ile bir sorunumuz yok, İlişkilerimiz son derece sıcak. İnanıyorum ki, eczacı kooperatiflerinin varlığı eczacılarımız için ne kadar önemli ise, sanayinin tüm satış aksiyonlarını eksiksiz eczacıya yansıtan bir kurum olarak onlar açısından da önemliyiz. Alandaki varlığımız, bazı dengeleri korumak adına sanayi içinde de olumlu bakılan bir konumdayız diye düşünüyorum. Yeri geldiğinde paydaşların birbirlerini anlama konusundaki yaşanılan sıkıntıların aşılması noktasında arabulucu rolümüz nedeni ile de önemli bir kurum olduğumuzu düşünüyorum.
W-Yanlış hatırlamıyorsam 19971999 döneminde hem ecza depoları hem de eczacı kooperatifleri için sıkıntılar iflaslar yaşanmıştı tekrarı olmaması için TEKB olarak ortaklarınız ile ne gibi önlemler aldınız?
M.T.- Evet… konjonktürel ve farklı nedenler nedeniyle iflaslar yaşandı. TEKB olarak eczacı kooperatiflerimizin sözünü ettiğiniz durumla karşılaşmaması için 3 ayda bir TEKB masasında ekonomi koordinasyon toplantıları yapıyor ve kooperatiflerimizin finansal tablolarını değerlendirip, bilanço ve gelir-gider tablolarını irdeleyip ortak akılla gereken uyarı ve tavsiyeleri birbirimize yapıyoruz. Ortaklarımıza da hep söylediğimiz, kooperatiflerinin genel kurullarına katılmaları, kooperatifleri sorgulamaları, hizmet eksikliklerini yönetim kurullarıyla paylaşmaları, giderilmesi konusunda yapıcı bir görev almaları… Ancak, hiçbir ortağımızın kooperatifine küsme ve ilişiği kesme hakkının olmadığını da ortaklarımızın iyi kavraması gerekir. İnsan evladına kızabilir ancak küsme hakkı yoktur. Ortakların konuyu bu şekilde ele almaları gerekir.
W- İlaç tedarik zincirinizin avantajları nelerdir? Özellikle soğuk zincir dağıtımınız . Ayrıca depolarınızda yapay zeka veya robt teknoloji kullanmakta mısınız, bu gibi teknolojik sistemlerde avrupaya göre durumumuz nasıldır?
M.T.- Yaklaşık 10-12 bin ilacın sanayi tarafından eczanelere ulaştırılması son derece zor. O nedenle de dağıtım kanalları oluştu. Ve eczacılarımızın talep ettiği ilaca ivedi bir şekilde kendilerine ulaşması konusunda önemli bir görev üsleniyoruz. Övünerek söylemeliyim ki, GMP kuralları çerçevesinde soğuk zincir uygulamasını ilk hayata geçiren dağıtım kanalıyız eczacı kooperatifleri… Ayrıca, depo alanımız da özel yazılımlarla komut alan otomatik otomasyon ve bandlarımız mevcut ve Avrupa da ki dağıtım kanallarından hiçte aşağı olmadığımızı söylemeliyim.
W- Ticari ecza depoları ile rekabette yaşanan sıkıntılar olmakta mıdır?
M.T.- Doğaldır ki, hepimiz ticaret yapıyoruz. Ticaret yapıyorsanız alanda rekabet kaçınılmaz. Ancak bizim sektöre yakışan rekabeti etik kurallar çerçevesinde yapılması. En azından bizim rekabete bakışımız bu çerçevede. Rekabeti etik kurallar çerçevesinde yapmayıp bel altı vuruşlarıyla yapmak hiçbir kuruma bir şey kazandırmayacağını düşünüyorum. Zaman zaman küçük sıkıntılar yaşansa da aşılmayacak noktalarda değiliz. Dağıtım kanalı paydaşları olarak bizlere yaraşan tavır içinde olmalıyız.
W- OTC ilaçlara bakışınızı paylaşır mısınız: sizce bu konuda nasıl bir düzenleme olmalıdır? Yakın zamanda TİTCK’nun reçetesiz ilaç listesi düzenlemesi için bir girişimi olmuştu nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.T.- ilaç sanayi dünya genelinde, devletlerin fiyat basıları nedeniyle kendilerince bir çıkış noktası olarak reçetesiz satılan ilaç kavramını ortaya attı ve ciddi bir kamuoyu oluşturdular. Ülkemizde de OTC kavramı içinde önemli bir kısım ilaç gruplarını reçetesiz satılır kavramı içine sokma peşinde. Devlet de ilaca ayırdığı payın düşürülmesi bağlamında bu modele sıcak bakıyor. Bir eczacı ve eczacı örgütünün yöneticisi olarak endişemiz, her ne kadar bu ilaçlar eczane dışında satılmayacak diye söylenmesine rağmen ileriki dönemlerde bu ilaçların eczane dışına çıkarılamayacağının bir garantisi yok. Amerika ve Avrupada ki örneklerini de izlediğimizde endişelerimizin haklı olduğunu da görmekteyiz. Ayrıca, olaya salt eczacı çıkarından da bakmıyoruz. Kavramlarla oynansa da mevcut ürün bir ilaç ve ilaç eczacı danışmanlığı, denetimi de verilmelidir. İlacın eczane dışında satılması ülkemizin sağlık okuryazarlığı da göz önüne alırsa ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır. Allah’tan TEB ve Eczacı Odalarımızın konuyla ilgili tepkilerine TİTCK Başkanı ve yetkilileri sağduyu ile yaklaşıp tasarıyı geri çektiler. Kendilerine anlayışlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
W- Reçetesiz ilaçlarda gri alan var mıdır? İlacın (reçetesiz de olsa) halka direk tanıtım konusunda ihlaller olduğunu düşünüyor musunuz?
M.T.- İlaç dışı ürün kavramı ile beraber reklamı serbest olan ürünlerle ilgili sağlık bakanlığının reklam yönetmeliğinde sıkı kurallar var. Ancak bu kuralların kimi zaman delindiğine şahit oluyoruz. Uyarı yapıldığında bakanlık devreye girerek müdahale ediyor. Aslında en büyük sorun Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınan ruhsatlarla eczane dışında da satılabilir pek çok ürün var ve her derde deva olarak tanıtılarak satılıyor ve bu ürünleri pazarlayabilmek için televizyon kanalları ve radyolar kuruluyor. Önerimiz bu grupların da sorumluluğu ve ruhsat işlemlerinin sağlık bakanlığına aktarılmasıdır.
W- Artan eczacı mezun sayısını düşünürsek, eczacılar için bir istihdam kapısı olmakta mısınız?
M.T.- Eczacı kooperatifleri olarak meslektaşlarımızı istihdam etmekten mutluluk duyarız. 57 şubemizde eczacı mesul müdür istihdam etmekte ve bölge yöneticiliği ve satış pazarlama departmanlarına talep eden meslektaşlarımızı işe alıyoruz. Ancak kooperatiflerimizin ihtiyaç duyduğu diğer alanlarda ( finans, muhasebe, lojistik vb ) eczacılarımızın eğitimi gereği almak mümkün olmamaktadır.
W- Eczane eczacılığının geleceğini nasıl görmektesiniz?
M.T.- Eczacılık mesleği dünyanın en eski mesleklerinden biridir. Ne olursa olsun hep var olacaktır. Buradaki esas mesele eczacının nerede ve ne şekilde konumlandırıldı ve konumlandırılacağı meselesidir. Eczacı, yapacağı dayanışma ve mücadele ile kendi geleceğini kendisi belirleyecektir. Ben gelecek adına umutsuz değilim. Toplum da olan saygın konumunu sürdüreceğine inanıyorum.
W- Benzeri şekilde ilaç sanayinin geleceğini nasıl ön görmektesiniz? İlaç pazarının TL bazlı oranı biyoteknolojik ilaçlara doğru hızla kaymakta ve onkoloji tedavisindeki ilaçların alımını hastaneler direk yapabilmekte!
M.T.- İlaç endüstrisinin yapısı ve pazara bakıldığında çok uluslu ilaç firmalarının ağırlığını görmekteyiz. Yerli ilaç firmalarının sayılarının azaldığı ve ilaç pazarında tekelleşme olgusunun yoğunlaştığını söylemeliyiz. Bu dönemlerde çeşitli nedenlerle firmaların yeni inovatif ürünlerini getirmediklerini de gözlemliyoruz. İfade ettiğiniz gibi biyoteknolojik ilaçlar fiyatlarını da göz önüne alarak alandaki etkinlikleri artmaya başladı. Hastanelerde yatan hastanın ilaçlarının hastane tarafından karşılanmasını olması gereken bir hizmet olarak görüyor ve normal karşılıyorum. Ancak bu hizmet suiistimal edilerek hastane yönetimi tarafından poliklinik hastalarına yani ayakta tedavi gören hastalara da hastane eczanesinden ilaç verildiğini de biliyor ve bu çıkarcı ve etik dışı uygulamanın da engellenmesi gerekir.
W- Dağıtım kanallarını düşününce aynı şekilde geleceklerini nasıl görmektesiniz?
M.T.- Dünyada ki gelişmelere bakıldığında dağıtım kanallarının klasik hizmet biçiminin değişimine yönelik gelişmelerin olduğunu görüyoruz. İlaç sanayi bazı ülkelerde direkt eczane satışına doğru yönelirken, bir kısmı bir büyük dağıtım kanalıyla distribütörlük anlaşması yaparak, diğer kanallara bu merkezden hizmet verme modelini benimsemekte, yada mevcut dağıtım kanallarının bir kısmını sadece lojistiğini yapacak bir modele dönüştürüp hizmet verme anlayışına doğru evrilmektedir. Ülkemize bakıldığında yukarıdaki modellerle ilgili küçük küçük denemeleri görmekteysek de ülkenin konumu, kültürü, coğrafyası ve hizmet anlayışıyla ilgili olarak dağıtım kanallarının klasik hizmet anlayışının daha uzun süre devam edeceği düşüncesindeyim.
W- Yakın bir gelecekte eczanelerde hastaya özel bir nevi majistiral ama daha fazla etken maddelerin olacağı bir sistem olabilir mi? Bu durumda ecza deposunun teknik donanımı ve tedarik nasıl olabilir?
M.T.- Havan, eczacılık mesleğinin sembol örneklerinin en başında gelir. Teknolojinin olağanüstü artışıyla beraber eczanelerde yapılan majistral ilaçların oldukça azaldığı hepimizin bir gerçeği. Biyoteknolojik ilaçların, kişiye özel ilaçların artık konuşulduğu bir dönemde bu değişiklikler alanımıza yavaş yavaş girecekler. Ancak Avrupa da bile kişiye özel bu ilaçlar söz konusu ilacın yapımıyla ilgili yer koşulları, teknik donanımı, hijyenik şartları sağlık otoritesi tarafından refere edilmiş eczane veya kurum tarafından yapılabilmektedir. Ülkemizde şu ana kadar yapılmamakta, ancak yaygınlaştığı takdirde ortaklarımıza hizmet etme anlayışı içinde böylesi bir merkezi, koşularını sağlayarak yapabiliriz.
W- Güncel en önemli konuya gelirsek; basında ve TEB üyelerinden aldığı bilgiye göre 2017 şubat dönemine benzer bazı ilaçlarda yokluklar olduğu ifade edilmekte? Bu ilaçlar ithal yerli üretim fark ediyor mu, belli bir firmaların ilaçları mı, bölgesel mi-tüm ülke mi gibi sualler akla gelmekte, size göre durum nedir, neden kaynaklanmaktadır, suçlu aramak yerine çözüm önerileriniz olur mu?
M.T.- Son iki yıldır Ocak-Şubat ayları içinde ilaç sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu sıkıntıyla ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık. Merak edenler TEKB internet sayfasından takip edebilir. Çözümü konusunda özetle görüşümüz; sağlık otoritesi, alanın tüm paydaşlarını bir araya getirerek ortak bir çözüm bulunmasından yanadır.
W- Sizin ve TEKB’nin gelecek vizyonunuzu paylaşır mınız?
M.T.- Şahsımın ve TEKB’nin gelecekle ilgili beklentimiz, bir defa kooperatif işletme modelini yaratan tek sağlık meslek grubuyuz. Bir yanı ile üzülüyor ancak başarımızla da gurur duyuyoruz. Beklentimiz %58 ortak sayısı örgütlülüğü oranını Pazar yapısına da yansıtabilmektir. Bunu başardığımız da sürdürülebilen bir eczane hizmetinin sağlanmasında eczacılarımızın bugünden çok daha fazla güvencesi olacağız. Bu başarıyı sağlayabilecek olanaklarda aslında elimizde, meslektaşlarımı sahip oldukları bu değerli kurumlara sahip çıkmaya davet ediyorum.
W- Başkanım değerli görüşleriniz paylaştığınız için teşekkür eder, başarılar dileriz.