medRxiv’de 9 Kasım 2021’de yayımlanan olgu sunumuna göre, bağışıklığı baskılanmış bir hastanın COVID-19 tedavisinde remdesivir kullanılması sonucunda yeni ve dirençli bir mutasyonun ortaya çıktığı saptandı. Yale Üniversitesi ve Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar COVID-19 geçiren bağışıklığı baskılanmış hastalarda remdesivir direncinin izlenmesinin önemini ve kombinasyon tedavilerinin potansiyel faydasını vurguluyorlar.
De novo emergence of a remdesivir resistance mutation during treatment of persistent SARS-CoV-2 infection in an immunocompromised patient: A case report
SARS-CoV-2’nin remdesivire dirençli mutasyonlarının in vitro deneylerde oluştuğu, ancak antiviral bir ajan olan remdesivirle tedavi gören hastalarda şimdiye kadar bildirilmemiş olduğu belirtiliyor. Çalışmada, indolent ve uzun süreli SARS-CoV-2 infeksiyonu seyri geliştiren ve edinilmiş B-hücre eksikliği olan bağışıklığı baskılanmış bir kadın hasta sunulmuş.
Remdesivir tedavisiyle hastanın semptomları hafiflemiş ve geçici bir virolojik yanıt elde edilmiş, ancak yüksek dereceli viral saçılımın nüksetmesiyle komplike hale gelmiş. Tüm genom diziliminde, nsp12 RNA’ya bağımlı RNA polimerazda tedavi öncesi örneklerde bulunmayan bir mutasyon olan E802D tanımlanmış. In vitro deneyler, mutasyonun remdesivir IC50’de ~6 kat artış sağladığını, ancak remdesivir olmadığında “uyum bedeli (fitness cost)” ile sonuçlandığını göstermiş. Hastada kalıcı klinik ve virolojik yanıt, casirivimab-imdevimab ile tedaviden sonra sağlanmış. In vitro gözlemlenen uyum bedeli E802D’nin oluşturduğu riski sınırlayabilse de, çalışma, SARS-CoV-2 infeksiyonu olan bağışıklığı baskılanmış hastalarda remdesivir direncinin izlenmesinin önemini ve kombinasyon tedavilerinin potansiyel faydasını göstermesi açısından önemli bulunmaktadır.