Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Bugüne kadar ilaçta yerelleşme kapsamında hayata geçen yatırım projeleri ile ithalden imalata geçerek yaklaşık 2.85 milyar TL’lik bir katkı sağladık. Mevcut potansiyelin tamamını kullandığımızda bugünün rakamları ile ülke ekonomisine 6.1 milyar liranın üzerinde katkı sağlamış olacağız.” dedi.
Demircan, Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı kapsamında, iki Bakanlık tarafından ortaklaşa bir otelde düzenlenen “Türkiye Sağlık Sanayi Zirvesi “ne katıldı.
Sağlığın ekonomisinin ve ekonomi sağlığının, birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını belirten Bakan Demircan, “Sağlık ekonomisi ve ekonomi sağlığının korunması için gerekli olan tek şey siyasi istikrar ortamı. İnşallah, 24 Haziran seçimleriyle 2002’den bu yana süregelen siyasi istikrar ortamın daha da pekişmesi sağlanacaktır.” diye konuştu.
Bakan Demircan, Türkiye’nin potansiyeline yakışan büyük kalkınma hedefleriyle büyüme ve gelişme yolculuğunun sürdürdüğüne işaret ederek, sağlık başta olmak üzere her alanda büyük gelişmeler kaydedildiğini ifade etti.
Siyasal istikrar sayesinde bugün sağlık başta olmak üzere, küresel rekabet alanlarında büyük yatırımlar gerçekleştirebilindiğini ve makro hedefler belirlenebildiğini vurgulayan Demircan, “Tek başına insanımızın sağlığının söz konusu olması bile sağlığı stratejik sektör yapmaya yetmektedir. Kaldı ki sağlık sektörü dediğimizde çok büyük bir ekonomiden bahsetmiş oluyoruz. Bu iki unsur, sağlığı fevkalade stratejik bir sektör haline getirmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Sağlık, ekonomimizin lokomotif sektörü haline gelecek”
Demircan, Türkiye’nin bu sektörün önemini kavradığını belirterek, şu görüşlerini paylaştı:
“Sağlık, geleceğimizi ipotek altına alan ekonominin sırtında bir kambur olmaktan çıkartılacaktır. En kısa zamanda olağanüstü potansiyeli ile ekonomimizin lokomotif sektörü haline gelecektir. İlaç ve medikal sanayi yatırımları açıcısından Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirmek zorundayız. Bu kapsamda ilaç ve tıbbi cihazda yerelleşme çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Ülkemiz, ilaç üretiminde dünya standartlarında üretim yapabilecek bir alt yapı ve kapasiteye sahip. Halihazırda ise mevcut kapasitenin yüzde 65-70’ini kullanıyoruz. İhracatı büyütmek, istihdamı artırmak, ihtiyaç duyduğumuz ileri teknolojiye sahip olmak istiyoruz. Yaptığımız çalışmalardan çok güzel sonuçlar almaya başladık. Bugüne kadar ilaçta yerelleşme kapsamında hayata geçen yatırım projeleri ile ithalden imalata geçerek yaklaşık 2.85 milyar TL’lik bir katkı sağladık. Mevcut potansiyelin tamamını kullandığımızda bugünün rakamları ile ülke ekonomisine 6.1 milyar liranın üzerinde katkı sağlamış olacağız.”
Biyoteknoloji Platformu’na dahil 21 firma bulunduğunu anlatan Demircan, ilaç alanında geleceğin teknolojisi olan biyoteknolojinin de yatırım alanı olarak hızla geliştiğini bildirdi.
– “Molekülden ilaç üretilmesi noktasında gerilerdeyiz”
İlaç sektöründe yerelleşme hedeflerine ulaşılabilmesi için mutlaka bilgi ve teknoloji üretilmesi ve patent alınması, lisanslı ve patentli ürünlerin üretilmesi gerektiğine, Türkiye’de lisans koruması kalkmış ürünlerin üretildiğine değinen Demircan, “Biz daha molekülden ilaç üretilmesi noktasında gerilerdeyiz.” diye konuştu.
Demircan, bunun için sermayenin de yatırım yapması, bu alanda çalışanların desteklenmesini isteyerek, Türkiye’nin bu alanda başırılı olabilmesi için hem yetişmiş kişilerin desteklenmesi hem de yabancı ülkelerden bu alanda uzmanlaşanların transfer edilmesi gerektiğini bildirdi.
Yapımına başlanan tesislerin toplam yatırım maliyetinin 4 milyar lirayı bulduğunu aktaran Demircan, şunları söyledi:
“Çalışmalarının neticesinde ilaçta yerelleşme kutu bazında yüzde 80’lere ulaşmıştır. Fiyat bazında ise yüzde 50’lere yaklaşılmıştır. Ancak kutu bazında yüzde 20’lerde olan ithal ilaca, fiyat bazında yüzde 50 ödeme yaptığımız gerçeğini değiştirmek durumundayız. Yerelleşme politikalarımızın gördüğü ilgiden son derece memnunuz. Sadece ilaçta değil, tıbbi cihaz, aşı, yerli plazma gibi yüksek teknoloji ve katma değer sunan çok önemli yatırım projelerimiz var. Tıbbi Cihaz Projesi kapsamında öncelikle, tıbbi sarf malzemeleri, cerrahi el aletleri ve görüntüleme cihazlarında yerel üretim hedefliyoruz. Görüntüleme cihazlarının yerli ortaklarla Türkiye’de yatırım yapılarak üretilmesi için belli bir mesafeye gelindi. Bu kapsamda yarın bu konuda bir ihale ilanı yapılacak.”
– “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi aşısının patentini aldık”
Bakan Demircan aşı alanında yüzde 100 dışa bağımlı olunan “Hepatit-A Aşısı Yerlileştirme Projesi” ile yerelleşme çalışmalarına başlandığını anımsatarak, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi aşısının patentini aldık. Bu örnektir. Bunu diğerlerinin de izlemesi lazım. Bu projenin hayata geçirilmesi ile kamu maliyesine 860 milyon TL katkı ve 100 milyon doların üzerinde ihracat potansiyeli oluşturmayı hedefliyoruz.” dedi.
Yüksek maliyetli bir genetik kan hastalığı olan SMA’da tanı kitinin yerelleştirilmesi projesinin yürütüldüğünü ifade eden Demircan, önemli yatırım projelerinden birinin de “Yerli Plazmadan Plazma Ürünleri Üretimi” olduğunu bildirdi.
Demircan, başta İslam ülkeleri olmak üzere, yerli plazma ürünlerine yönelik şimdiden taleplerin geldiğini belirtti.