Halk arasında çocuk diş hekimliği olarak bilinen ‘pedodonti’, 0-13 yaş grubu çocuklara özel diş hekimliği anlamına geliyor. Yetişkinlerden farklı olarak çocukların daha özel ilgi beklediklerini ve hastalıkların kendilerine uzun uzun anlatılması gerektiğini paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü Klinik Koordinatörü Dt. Arzu Tekkeli, “Çocukların süt dişleri 4-6 ay arası çıkmaya başlar. Çocukların ilk diş kontrollerinin ise 1 yaş itibariyle yapılması gerekir. Hiçbir işleme gerek olmasa bile; çocuğun diş hekimiyle tanışması ve oyuncaklarla dolu, süslü, eğlenceli çocuk diş hekiminin odasını görmesi büyük fayda sağlar. Çocuğun ağzında bir çürük ya da bir ağrı oluşmadan yani hiçbir sağlık sorunu yokken diş hekimiyle tanışıp ağız içi muayenesi olması, diş hekimi korkusunun gelişmemesi açısından da çok önemli. Diş hekimiyle ilk tanışma ağlayarak sonuçlanırsa diş hekimi fobisi de başlamış oluyor” dedi.
Diş sağlığının korunmasının çok önemli olduğunu ve bu noktada anne-babalara önemli görevler düştüğünü vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü Klinik Koordinatörü Dt. Arzu Tekkeli, “Süt dişleri çıkmaya başladığı andan itibaren bakım yapılmalı. Bebekken çocuklar fırçayı eline alıp kendi diş temizliğini yapamaz. Burada anne-babalar özel tülbent ya da gazlı bezle yeni çıkan dişlerin bakımını yapmalılar. Bu konuda hekimlerine danışmalarında yarar var. Ayrıca diş sağlığı için çocuğun beslenme takibinin de yapılması gerekiyor” uyarısında bulundu.
Düzenli kontroller dişin düzgün sıralanması için gerekli
Koruyucu diş hekimliği kapsamında, sürmüş olan dişlere yönelik sadece çürük tedavisi değil fissür örtücü ve flor uygulamaları gibi çürük önleyici tedavilerin de olduğunu belirten Dt. Arzu Tekkeli, “Bu tedavilerin, çocuğun çene yapısı uygunsa ve yeterli ölçüde gelişmişse uygulanmasının doğru olacağını hatırlatmakta fayda var. Rutin kontrollerde velinin fark etmediği minik çürükler veya diş gelişiminde çeşitli bozukluklar ortaya çıkabilir. Mesela yer darlığı, dişlerin çarpık olması veya yamuk çıkması gibi problemlere karşı erkenden önlem alınabilirse ileriki dönemlerde dişlerin daha düzgün sıralanmasını sağlayacak uygulamalar var. Ortodontik tedaviler hakkında velilerin pedodontistler tarafından bilgilendirilmesi çok önemli” diye konuştu.
Çocuk diş hekimliği ağırlıklı olarak koruyucu uygulamaları içeriyor
Yetişkin diş hekimliğinde uygulanan dolgu, kanal tedavisi, bazı ilaçlara ve tüketilen yiyeceklere bağlı olarak dişlerin üzerinde oluşan lekelerin temizlenmesi gibi uygulamaların çocuk diş hekimliğinde de yapıldığını söyleyen Dt. Arzu Tekkeli, “Çocuk diş hekimliğinde yetişkinlere oranla daha fazla koruyucu uygulama bulunuyor. Bu koruyucu uygulamalar hakkında velinin bilgilendirilmesi için çocukların mutlaka düzenli diş hekimi kontrollerinin yapılması gerekiyor. Ayrıca diş ve damak yapısının sağlıklı gelişmesi için parmak emme ve uzun süre emzik kullanma gibi alışkanlıklardan da vazgeçmek lazım. Emzik kullanımı ya da parmak emmeye bağlı olarak dişlerde, hatta çene yapısında bile değişiklikler ve bozulmalar meydana gelebiliyor. Bunlara yönelik de tedaviler yapılıyor” açıklamasında bulundu.
Nasıl olsa süt dişi deyip dişi çekmek doğru değil
Süt dişlerin zamanında düşmeyebildiğini paylaşan Dt. Arzu Tekkeli, “Böyle bir durumda süt dişin altındaki kalıcı diş artık belli bir noktaya kadar gelmiş, hatta görünür haldeyse o süt dişini çekmek gerekir ki yeni gelen kalıcı diş daha düzgün yerleşsin. Bazen veliler dişte çürük varsa, “Nasıl olsa süt dişi” diyerek özellikle çekilmesini istiyor, oysa bu doğru değil. Süt dişi erken çekildiği zaman alttaki kalıcı diş, kılavuzunu kaybettiği için doğru yerden çıkamayıp farklı yerlerden çıkabiliyor. Süt dişini çok erken kaybettiğimizde yandaki dişler de boşluğa doğru yatabiliyor ve bu sebeple alttaki diş yine doğru yerden çıkamayıp farklı yerlerden çıkabiliyor. O yüzden çocuk diş hekimliği belli kuralları olan ve düzenli kontrollerin çok önemli olduğu bir diş hekimliği dalı” dedi.
Yılda bir düzenli kontrol gerekli
Çocukların 6 ayda bir kontrole gitmelerinin önemli olduğunu dile getiren Tekkeli, “Ancak çocuğun hiçbir problemi yoksa, her şey yolunda gidiyorsa ve tüm ağız bakımları düzenli olarak yapılıyorsa senede bir diş kontrolüne gitmesi yeterli. Bu sıklığa çocuk diş hekimi karar vermeli” şeklinde konuştu.
Dijital anestezi ile çocuk ağrıyı hissetmiyor
Bazen çocukların dişlerine genel anestezi altında müdahale etmek gerektiğini hatırlatan Dt. Arzu Tekkeli, “Burada endişe edecek bir durum yok. Çocuğun ağzında yaygın çürükler varsa, korku düzeyi yüksekse ve yaşı küçükse tedavinin anestezi altında gerçekleştirilmesi daha uygun oluyor. Burada çocukta herhangi bir travma oluşturmadan tek seferde ağzındaki tüm çürüklerin temizlenmesi çok daha iyi bir seçenek” hatırlatmasında bulundu.
Yeni nesil bir anestezi uygulaması olan dijital anestezinin pedodonti pratiğinde kullanılan önemli bir teknik olduğunun altını çizen Dt. Arzu Tekkeli, “Geleneksel anesteziden en önemli farkı doku basıncına göre ayarlanabilmesi ve bu sayede de çocuğun hiç ağrı hissetmemesi, işlem yapıldığını bile anlamaması. Dijital anestezi, geleneksel iğne tabanlı anestezi tekniklerinin yerine uygulanabilir ya da tamamlayıcı olarak da tercih edilebilir. Çocuklar genel olarak iğneden ve dolayısıyla da diş hekiminden korktuğu için bu iğnesiz enjektör çocuklara daha rahat uygulama yapmamıza fırsat sunuyor. Bunun yanı sıra özel jeller ile uygulama öncesinde iğnenin neden olduğu acıyı azaltabiliyor, anestezi sırasında kullanılan titreşimli veya işitsel cihazlar çocuğun dikkatini dağıtarak çocukların ağrıyı daha az hissetmelerini sağlıyor” dedi.