Dünyada yaşlı nüfus giderek artarken, uzayan ömür beraberinde yaşam kalitesi sorgulamasını da artırıyor. Ülkemizde, 2022 yılı verilerine göre nüfusun yüzde 9,9’una karşılık gelen 8 milyon 451bin kişi 65 yaşın üzerinde. Ancak yaşlıların neredeyse yarısından fazlası idrar kaçırma (inkontinans) sorunu yaşıyor ve bu da yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Türkiye’de yaşlı nüfusun yarısı bu korku nedeniyle sosyal izolasyonla karşı karşıya. Oysa hekime başvurma ve tedavi olmaları konusunda cesaretlendirilmeleri gerekiyor.
Akademik Geriatri Derneği tarafından düzenlenen 5. Uluslararası ve 16. Akademik Geriatri Kongresi 27 Eylül – 1 Ekim 2023 tarihleri arasında Ankara’da yapıldı. Kongrede konuşan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Aslı Tufan Çinçin “İnkontinansın yaşlının yaşam kalitesi ve sağlığı üzerine etkileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Canped’in desteğiyle düzenlenen uydu sempozyumda, idrar kaçırma (inkontinans) şikayetlerinin yaşlıların hayatına olan etkileri tartışıldı.
“Utanıp kliniğe başvurmuyorlar”
Sağlık politikaların iyileştirilmesi ve birçok hastalığın tedavisinin sağlanması ile birlikte insan ömrünün uzadığına işaret eden Doç. Dr. Aslı Tufan Çinçin, “Yaşlanma, zamanla birlikte gelişen ilerleyici fonksiyon kaybı, fizyolojik fonksiyonlarda bozulma ve tüm işlevlerde azalmaya neden olan süregelen ve evrensel bir süreç. Maalesef, yaşlıların hastalık ve şikayetleri sıklıkla önemsenmiyor ve yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görülüyor. Yaşlı hastaların çoğu, idrar kaçırma yakınması için kliniğe başvurmuyor. Bunun sebepleri kimi zaman çekinme, utanma, kimi zaman ise önemsememe, normal olduğunu düşünme ya da yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğunu düşünmeleridir. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalar üriner inkontinans sıklığının yüzde 16,4 ila yüzde 43,6 arasında olduğunu gösteriyor. Huzurevlerinde kalan yaşlıların yüzde 50 ila yüzde 80’inde bu sorunla karşılaşıldığı görülüyor. Kadınlarda üriner inkontinans görülme oranı ise erkeklere oranla 2 kat fazladır.” dedi.
Sempozyumda üriner inkontinans risk faktörleri;
Yaş, gebelik sayısı, obezite, diyabet, nörolojik hastalıklar, demans, BPH diye adlandırdığımız iyi huylu prostat büyümesi, ilaçlar ve fonksiyonel bağımlılık olarak sıralandı. Üriner inkontinansın kadın hastaların yaşam kalitesini ve duygu durumunu olumsuz etkilediği ve sosyal izolasyona yol açtığı belirtildi.
Akademik Geriatri Derneği’nin sunumunda, araştırma sonuçlarından da şu örnekler verildi: Yaşlıların %62,5’inin yaşam kalitesi üriner inkontinans nedeni ile olumsuz etkileniyor, %52,7’si bu korku nedeniyle evden dışarı çıkmıyor, %18,2’si misafirlik ve alışverişe gitmiyor, %18,2’si dini ritüellerini yapamıyor.
Üriner inkontinans sorunu olan kişiler, bu sorunu olmayanlara oranla 4 kat daha fazla uyku şikayetleriyle karşılaşıyor.
Hijyen ürünlerinden destek alınabilir
Sempozyumda, inkontinansın etkilerini sınırlandırmaya yardımcı ürünlerin yaşam kalitesini artırmaya destek olacağı belirtildi. Özellikle, mesane bezi, hasta bezi, emici külot gibi destek hijyen ürünlerinin idrar ve dışkı kaçırma şikayetlerinin etkilerini sınırlandırmaya yardımcı olacağı kaydedildi. Akademik Geriatri Derneği’nin sunumunda, idrar kaçırma şikayeti olan hastalarda inkontinans ürünlerinden destek alınması önerildi ve hasta bezi yardımı alabilmek için de SGK’ya başvuru yapılabileceği belirtildi. Devletin aylık 120 hasta bezi yardımı yaptığı kaydedilerek inkontinansı olan bireylerin hekime başvurma ve tedavi olma konusunda teşvik edilmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiği ifade edildi.