İlaç sektörünün başarılı profesyoneli, World Medicine Ophthalmics Türkiye Ülke Müdürü Sayın Dr. Aytekin Bulut’la sohbet edeceğiz.
W- Dr. Aytekin Bey kendiniz, firmanız ve göreviniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
A.B.- Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fak. 1994 yılı mezunuyum. Mecburi hizmet ve askerlik görevlerimi tamamladıktan hemen sonra, daha önceden belirlediğim profesyonel bir hedef olarak ve oldukça da isteyerek hiç beklemeden ilaç sektörüne geçme kararı aldım. Sektöre bir Amerikan firmasında Onkoloji grubunda satış temsilcisi olarak başladım. Bu seviyeden başlama tercihim de bilinçli bir tercihti ve o tarihten günümüze kadar bu tercihimden hep mutlu oldum ve kariyerime sahada başlamış olmanın avantajını ve gücünü hep hissettim. Aradan geçen yıllarda, yabancı ve yerli firmalar bünyesinde ürün müdürlüğü, grup ürün müdürlüğü, medikal ve pazarlama müdürlükleri, lokal ve uluslararası satış ve pazarlama direktörlüğü, iş geliştirme direktörlüğü gibi görevlerim oldu. Kariyerimi bu şekilde ve adeta satış-pazarlama alanındaki hiçbir kademeyi/pozisyonu atlamadan yaşamış olmamın da bana süreç içerisinde büyük resmi görme noktasında muhteşem katkıları oldu diyebilirim. Her kademeden çok şey öğrendim, her kademede çok şey aldım ve de verdim.
Geldiğim noktada World Medicine Ophthalmics Türkiye’nin ‘Ülke Müdürlüğü’ görevini, ülkemizde faaliyetlere başladığımız 2019 başından beri büyük bir mutluluk ve heyecanla devam ettiriyorum.
Firmamız, 35’ten fazla ülkeye ilaç ihracatı gerçekleştiren ve pek çok ülkede satış-pazarlama faaliyetleri olan WM şirketler grubunun oftalmoloji sahasındaki dedike bir iştirakidir. Ülkemizde satış, pazarlama ve idari kadrolaşmamızı çekirdek seviyede tamamlayarak ve sürecin en başından itibaren benim yönetimimde olacak şekilde yola çıktık. Aradan geçen iki yıl gibi kısa bir sürede – ki 2020 yılının çok büyük bir kısmının COVID-19 Pandemisi etkisi altında olduğunu da hesaba katarak – başlangıçtaki ekibimizi sayısal olarak yaklaşık üç katına büyüterek yola büyük bir azim ve kararlılıkla devam ediyoruz.
W- Geçen yıl başlayan ve içinden geçmekte olduğumuz Covid-19 Pandemi sürecini değerlendirebilir misiniz?
A.B.- Bu Pandemi süreci sanırım sadece bize veya içinde olduğumuz ilaç sektörüne değil, hem lokal hem de küresel ölçekte tüm endüstriyel sahalardaki oyunculara yepyeni şartlar, mücadele edilmesi gereken güçlükler ve alınması gereken önlemler manzumesi getirdi. Pandeminin etkisi ile sağlık otoritemizin almak zorunda kaldığı paydaşlarımıza dönük fiziki ziyaret yasağı kararı ve tanıtım faaliyetlerinin fiziki boyutunun Pandemi hastanesi olarak ilan edilen ünitelerdeki tamamen askıya alınması ve dijital/online tanıtım noktasında da belirli düzenleyici hususların gündeme gelmesi gibi pek çok durum faaliyetlerimizi bütünüyle gözden geçirmemize yol açtı. Elbette herkes bu durumdan çok etkilense de, startup bir firma olarak bizler çok daha hassas iş süreçleri içerisinde bulduk kendimizi. Sürecin en başından itibaren ve oldukça proaktif bir yaklaşımla tüm iş süreçlerimizi gereken kısımları ile dijital bir dönüşüme süratle tabi tutarak, bir yandan değişen yönetmeliklerimizin yasal sınırları içerisinde kalmaya azami bir dikkat gösterirken öte yandan iş hedeflerimizin gerisinde kalmamaya da aynı titizlikle gayret ettik. Bu arada unutmadan devletimizin bu zorlu günlerde iş dünyasına pek çok başlık altında sağladığı desteklerin öneminin altını da çizmek isterim. Aradan geçen süre içerisinde herkesin kullanmaya başladığı şekli ile bir ‘yeni normal’ durumu oluşmaya başlasa da, Pandeminin etkisi halen devam ediyor. Aşılamalar ve gündeme gelebilecek diğer koruyucu önlemlerle hepimizin yeniden ve bildiğimiz o normale en kısa sürede dönebilmesini temenni ederim.
W- Pandemi sonrası dönemde (Post-Pandemi) sizce ilaç sektöründe neler farklı olacak. İş yapış şekillerinde neler bekliyorsunuz?
A.B.- Bir önceki soruda da belirttiğim gibi, Pandeminin beraberinde zaruri hale getirdiği en önemli değişim alanı fiziksel iletişimin yerini dijital alternatiflere bırakması oldu. Bu dijital dönüşüme en hızlı ve en iyi ayak uyduran oyuncuların rekabette bir adım önde olacağı aşikâr. Post-Pandemi döneminde ise gerçek manada eskiye hiçbir zaman tam olarak dönülemeyebileceği ihtimalinden hareketle, ilaç sektöründeki iş yapış şekillerinde hibrit bir iş modelinin uzunca bir süre söz konusu olacağına ve dijital çözümlerin, konvansiyonel yol ve yöntemler yanında önemini ve yerini artıracağına inanıyorum. Bu noktada biz de WM Ophthalmics Türkiye ekibi olarak, bu dijital kollateralizasyonu oldukça güçlü bir şekilde sağlama gayreti içerisinde olduk. Tüm belirleyici öneme sahip iş başlıklarımızı büyük ölçüde dijitalize ettik ve uygulamaya taşıma noktasında da KVKK yükümlülüklerimizi de sayısal olarak daha geniş bir paydaş grubu için yerine getirdik. Tanıtım faaliyetlerinin dijitalize olması yanında, tüm firmaların ekiplerini etkin ve verimli bir şekilde sevk ve idare etmesi noktasında da dijital çalışma biçiminin kendisine ait iyi yönetilmesi gereken gri alanları olduğunu görüyorum. Haftanın büyük bir çoğunluğunu veya hatta tamamını online çalışmalar ile evde geçirmek zorunda kalan çalışanların verimliliklerini muhafaza etmek ve değişen iş yapış şekillerinin performans yönetim sistemlerinde adil karşılıklar bulmasını sağlamak, dönemin malum zorlukları yanında her seviyedeki yöneticinin büyük bir titizlikle yönetmesi gereken çok önemli kriz alanları olacaktır diye düşünüyorum Pandemi sonrası dönemde.
W- İş yaşamınızdaki başarılı çalışmalarınız yanında kitap hazırlıklarınız var. Kitabınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
A.B.- Profesyonel hayattaki çalışmalarım yanında, ağırlıklı olarak bir hobi olması noktasından hareketle ilgi duyduğum bazı alanlarda araştırmalar yapmayı, yeni şeyler öğrenmeyi, okumayı, dinlemeyi, seyretmeyi çok severim. Bu motivasyonun bir parçası olarak, özellikle son 1-2 yıldır düşünsel planda hazırlıklarını yaptığım bir konudaki çalışmalarımı kitaplaştırmak istedim.
Kitabın adı ‘Yeni Dünya Düzeni, D.E.P.O. Kişilikler ve Toplum 5.0’. Bu kitabı kaleme almaktaki gayemi, “günümüz dünyasını adeta istila eden ‘Yeni Dünya Düzeni’ komplo teorilerine yenilerini eklemek değil, dünyada eski veya yeni bir ‘düzenin’ hep var olageldiği gerçeğinden hareketle, okuyucunun dikkatini daha çok son yirmi-otuz yılda insan ve toplum temel davranışları ve karakter özellikleri üzerinde görülen, küresel ölçekteki bazı tipik değişimlere çekmek” şeklinde ifade edebilirim.
Bu değişimlerin en belirgin olanları olarak ortaya çıkan Deist-Egoist-Pragmatist-Oportünist (D.E.P.O) kişilik özellikleri ve bireyleri ağırlıklı olarak bu dört ana davranış kalıbında yoğunlaşan yeni küresel toplum (Toplum 5.0), kitabın isminin ve kaleme alınma amacının en temel sebepleri oldu. Bu arada bir dip not olarak kitabın 15 Ocak 2021 tarihi itibarı online kitabevlerinde satışta olacağını da eklemek isterim.
W- Başarılı ve yoğun çalışmalarınız arasında fırsat bulduğunuz kitabınınız için tebrik ederiz. Okuyucularımız arasında yer alan birçok kişide kitap yazma/yazabilme isteği mevcut. Siz nasıl hayata geçirdiniz, onlarla bu konuda paylaşmak istedikleriniz nelerdir?
A.B.- Kitap yazmanın, daha doğrusu bir şeyler yazabilmenin öncelikle insanı çok yeşerten bir faaliyet olduğunun altını çizmek isterim. Öncesinde çok okumayı, çok araştırmayı, çok gözlem yapmayı gerektiren bir yanının olması gerçekten insana çok şey katıyor, fikri planda çok zenginleştiriyor. Ancak her şeyde olduğu gibi bu özel konuda da planlama en önemli gereksinimlerden biri. Kitaba konu olacak saha ile ilgili kronolojik bir yaklaşımla araştırmalar yapılmasını, günlük ve haftalık ölçekte makul sürelerin düzenlilik esaslı olarak bu işe vakfedilmesini, yazıma geçmeden önce kitabın ana temasının zihinde bütünüyle kurgulanmasını tavsiye edebilirim. Bu kurgu daha sonra yazıma geçtiğinizde size oldukça büyük bir hız kazandırıyor bunu yaşayarak deneyimledim.
W- Aytekin Bey gelecekte farklı alanlarda yeni çalışmalarınız olacak mı, paylaşmak ister misiniz?
A.B.- Aslında farklı bir alandan daha çok kitap yazımı ile ilgili ikinci bir projemin söz konusu olacağını söylemek isterim. İlk kitabın son sözünde bu ikinci kitabın da haberini vermiş ve ne olacağından kısaca bahsetmiştim.
W- İlaç sektöründe başarılı çalışmaları olan birisi olarak sektöre yeni girmeyi düşünenlerle paylaşmak istedikleriniz nelerdir?
A.B.- İlaç sektörü gerek üretim hacmi ve de gerekse ticaret kapasitesiyle hem yerel hem de küresel ekonomilerin en kritik sektörlerinden biridir. Ayrıca, faaliyetiyle ve ürettikleriyle insan yaşamını ve sağlığını etkileyen bir sektör olması, sektörümüzün önemini bir kat daha arttırmaktadır. Gelecekte pek çok sektörün yaşaması muhtemel yüksek teknoloji-nedenli iş gücü daralmasının olasılıkla en az seviyede görüleceği ender alanlardan birisi ilaç sektörü olacaktır düşüncesindeyim. Ancak buna mukabil sektörümüzün insan kaynağı ihtiyacı noktasındaki kalifikasyon beklentileri de yükseleceğinden, hedefi ilaç sektörü ve özelde de yöneticilik kariyeri olan genç arkadaşlarıma eğitim aldıkları alanlarla ilgili sertifikasyonlarını zenginleştirmelerini, en az 2 yabancı dile hâkim olmalarını ve farklı ilgi alanları içinde de aktif olmalarını tavsiye ederim.
W- Aytekin Bey paylaşımlarınız için teşekkür ederiz. Kitabınız ve sonrasındaki yeni projeleriniz için başarılar dileriz.