Ana Sayfa Tıp&Sağlık İnsülin tedavisinin yüzde 90’ı gereksiz

İnsülin tedavisinin yüzde 90’ı gereksiz

İstanbul Medeniyet Üniversitesi İç Hastalıkları ve Diyabet uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kanat, Tip 2 diyabet hastalarının kullandığı insülin tedavisinin neredeyse yüzde doksanının gereksiz olduğunu söylüyor. Gerçek Hayat’a konuşan Prof. Dr. Mustafa Kanat, “Tüm sağlık bütçesinin neredeyse yüzde 23’ü diyabet ve diyabete eşlik eden komplikasyonlara harcanıyor” diyor.

Emeti Saruhan

İç Hastalıkları ve Diyabet uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kanat, diyabet tedavisinde kullanılan insülin ilaçları konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Tip 2 diyabet hastaları için kullanılan insülinin yüzde 90’ının gereksiz yere hastalara verildiğini söyleyen Prof. Kanat, bu durumun tehlikelerine dikkat çekti. Diyabet hastalarının tedavilerinin uygun şekilde yapılamadığını söyleyen Kanat, bu hastaların kalp ve damar hastalıkları nedeniyle kaybedilmesinin önüne geçilemezken, sağlık harcamalarının da gereksiz yere arttığını anlattı. Diyabet konusundaki uzmanlığını Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’nde yapan Prof. Kanat, dünyada diyabet tedavilerinin değiştiğini, insülin kullanımının çok gerilere düştüğünü de belirtti.

IMS verilerine göre, Türkiye’de 2014 yılında 11.248.580 kutu insülin tüketilirken, bu rakam 2017 yılında 15.004.877 kutuya yükseldi.

2014 yılında insüline 556.032.204 TL harcanırken, 2017 yılında bu miktar 828.485.446 TL’ye çıktı. 3 yılda nerdeyse %50 oranında artıştan söz ediyoruz.

Diyabetin tedavisi var mı?

Bu sorunun cevabı hem evet, hem de hayır. Tedavisi var ama radikal bir tedavi yani hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yok ve maalesef diyabet ilerleyen bir hastalık. Bir ilaçla başlıyoruz sonra ikinci ilaç, üçüncü ilaç ardından insüline başlıyor hastalar. Çok ciddi maliyeti olan bir hastalık aynı zamanda.

Tüm sağlık bütçesinin neredeyse yüzde 23’ü diyabet ve diyabete eşlik eden komplikasyonlara harcanıyor.

Yazılan insülinlerin yüzde 90’ı gereksiz

Her hafta 10-15 kişinin insülinini kestiğini söyleyen Kanat, yazılan insülinlerin yüzde 90’ının gereksiz olduğunu ifade etti.

“Türkiye’de reçete edilen insülinlerin belki yüzde doksanı gereksiz yazılıyor. Hastaya faydadan çok zarar verebilir. Tabi bu hastadan hastaya değişebilir. Kişiye özel karar vermek lazım. Altını çiziyorum, Tip 1 diyabet hastaları sadece insülinle tedavi ediliyor. Tip 1’lerden değil Tip 2 diyabet hastalarından bahsediyoruz. Tip 2 diyabet hastaları için şu anda ülkemizde kullanılan insülinlerin yüzde 90’ı gereksiz yazılıyor.”

Ben her hafta en az 10- 15 hastanın insülinini kesiyorum.

Dünyada nasıl uygulanıyor diyabet tedavisi?

Modern diyabet tedavisi son on yılda tamamen değişti. İnsülin tedavisi dünyada çok çok geri plana düşen bir tedavi. Ülkemizde insülinin çok kullanılma sebeplerinden biri de yeni jenerasyon ilaçları dahiliye hekimlerinin yazamaması. Sadece endokrinologlar yazabiliyor. Bu ilaçlardan biri GLP1 Reseptör analoğu dediğimiz ilaçlar. Bir tanesi de SGLT2 inhibitörü türü ilaçlar. Kabaca 800 endokrin uzmanı, 8 milyon diyabet hastası var. Bir uzman 10 bin diyabet hastasına bakmak zorunda. Dahiliye uzmanı bu ilaçları yazamayınca, hasta da endokrinoloji uzmanına gidemeyince dahiliye uzmanı mecburen diğer ilaçlar yerine insüline yöneliyor.

Tip 2 diyabet tedavisinde insülin direncine son derece etkili ilaçlardan biri Pioglitazon. Çok ucuz, aylık 10 -15 lira maliyeti var ama aile hekimleri bu ilacı yazamıyor.

Neden?

10 yıl önce pahalı bir ilaçtı. Her ilacın patent hakkı var. Patent hakkı dolduktan sonra ilaçların fiyatları dramatik olarak azalıyor. 10 yıl önce bu ilaç pahalı olduğu için böyle bir yasa konulmuş şimdi hala devam ediyor. Bu ilaç hem şeker kontrolünü sağlıyor hem de insülin fabrikalarını koruyor. Fakat bunu aile hekimliği yazamıyor. Bu işin sadece dâhiliye uzmanına, endokrinoloğa yıkılması da hastaların kontrolü açısından çok zor bir şey. Aile hekimliğinde işin önemli bir kısmının bitmesi lazım. Sekiz milyon hasta yükünden bahsediyoruz.