İsrail Takviye Doz Aşı Yaşını 30’a Düşürdü
Corona virüsünün Delta varyantıyla mücadeleyi hızlandıran İsrail, takviye doz aşı uygulaması kapsamında yaş sınırını 30’a indirdi.
İsrail Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, üçüncü doz Pfizer/BioNtech aşı uygulamasının 40 yaştan 30’a düşürme kararının, uzmanların, aşı komitesinin ve epidemiyologlardan oluşan görev gücünün tavsiyeleri üzerine alındığı bildirildi. İsrail’de takviye Pfizer/BioNtech aşıları, ikinci doz aşısını beş ay önce olmuş kişilere yapılıyor.
İsrail’de uzmanlar ve yetkililer, Corona virüsüne karşı takviye aşı uygulamasının bir aydan kısa süre önce etkisini göstermeye başladığını söylüyor.
Delta varyantı, dünyanın en hızlı kitlesel aşılama programını uygulayan ve bu uygulamanın faydalarını yeni yeni görmeye başlayan İsrail’i Haziran ayında vurdu. O dönemde ekonomik faaliyetleri başlatan ve kısıtlamaların çoğunu kaldıran İsrail’de tek haneli rakamlarda seyreden günlük enfeksiyon vakaları, geçen hafta günde 7 bin 500’e çıktı. İsrail’de Haziran’da Corona enfeksiyonu bağlantılı ölüm vakası görülmezken geçen hafta 150’den fazla kişi hayatını kaybetti. 600 kişiyse hastanelerde halen tedavi görüyor.
30 Temmuz’da 60 yaş ve üzerindeki vatandaşlarına Pfizer/BioNtech aşısının üçüncü dozunu yapmaya başlayan İsrail, takviye Corona virüsü aşısı uygulamasına başvuran ilk ülke oldu. Takviye doz aşı olabileceklerin yaş sınırını 30’a indiren İsrail, ikinci doz Pfizer/BioNtech aşısını beş ay önce olan 30 yaş ve üzerindeki vatandaşlarına üçüncü doz aşıyı yapıyor.
Reuters haber ajansının konuştuğu uzmanlara ve incelediği İsrail Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 10 günde İsrail’de üçüncü doz Pfizer/BioNtech aşısını olan ilk grup arasında enfeksiyon oranının düşmeye başladığı gözleniyor.
İsrail’de takviye aşılarını yaptıran 60 yaş ve üzerindeki kişiler arasında hastalığın yayılma hızı, 13 Ağustos’ta düşmeye başladı. R değeri olarak bilinen bu gösterge, İsrail’de 1’in altına düştü. Bu da bu yaş grubu arasında salgının gerilediğini gösteriyor.
Uzmanlar takviye dozların enfeksiyon vakalarının gerilemesinde etkili olduğunu söylese de bu gerilemeye katkıda bulunan başka etkenler de var.
Weitzmann Bilim Enstitüsü’nde veri uzmanı olan ve aynı zamanda İsrail hükümetine danışmanlık yapan Eran Segal, “Sayılar hala çok yüksek, ancak enfeksiyon oranlarındaki yüksek artış, ağır hastalık vakaları ve pandeminin yayılma hızı azaldı. Bu durum büyük olasılıkla üçüncü doz takviye aşılara, ilk doz aşılarını olanların sayısının artmasına ve sayıları haftada 100 bini bulduğu sanılan birçok insanın enfeksiyona yakalanarak artık doğal bağışıklık kazanmasına bağlı” şeklinde konuştu.
Takviye aşı mı kapanma önlemi mi?
Bu ay dünyada kişi başına düşen en yüksek enfeksiyon oranlarından birine sahip olduğu görülen İsrail için şimdi asıl soru, ülke ekonomisine zarar verecek yeni bir kapanma sürecine gitmeden dördüncü salgın dalgasının atlatılıp-atlatılamayacağı.
Yeni elde edilen bulgular, ağır hastalığı önlemede hala çok etkili olsalar da aşıların zamanla etkisini yitirmeye başladığını gösteriyor. Ancak uzmanlar ve sağlık kurumları arasında üçüncü doz takviye aşıların gerektiği konusunda uzlaşma sağlanmış değil. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise ülkelerin vatandaşlarını üçüncü dozla aşılamadan önce düşük gelirli ülkelerde yaşayanların birinci doz aşılarını olması gerektiğini savunuyor.
ABD, aşı etkinliğinin zaman içinde azaldığını gösteren verilere dayanarak, ikinci doz aşısının üzerinden sekiz ay geçen herkese takviye doz aşı yapılmasının planlandığını açıkladı. Kanada, Fransa ve Almanya da takviye aşı kampanyaları planlıyor.
9 milyon 300 bin nüfuslu İsrail’de yaklaşık 1 milyon kişi, şimdiye kadar aşı olmamayı tercih etti. Aşılar, 12 yaşın altındaki çocuklara henüz yapılmıyor.
İsrail Sağlık Bakanlığı’na göre ülkede 60 yaş ve üzerindekilerin yarısından fazlası, üçüncü aşılarını da oldu.
Ancak takviye dozlar pandeminin hızını kesse de Delta varyantından tamamen kaçınmak olanaksız görünüyor.
İsrail, Delta varyantının hızla yayılmaya başlaması üzerine yeniden kapalı mekanlarda zorunlu maske uygulamasına, kalabalıkları sınırlamaya ve test sayılarını arttırmaya başladı. İsrail’in “Covid’le yaşama” politikası, Eylül ayında okulların açılması ve ailelerin sonbahardaki Yahudi bayramlarını kutlamak için biraraya gelmesi üzerine ilk ciddi sınavını verecek.