Bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ve uluslararası düzeyde büyük bilimsel katkılarıyla bizi gururlandıran bilim insanı, İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi 1983 yılı mezunu Prof. Dr. Mehmet Toner, İTÜ Senatosu kararı ile “Fahri Doktora” unvanına layık görülmüştür.
Özellikle kanser tedavisi alanında yaptığı çalışmalarla uluslararası camiada haklı bir başarı yakalayan Prof. Dr. Mehmet Toner, ülkemizi ve üniversitemizi uluslararası düzeyde saygınlıkla temsil etmiştir.
Dünyada ve ülkemizde bilim ve teknolojinin ilerlemesine yaptığı büyük katkıları ve uluslararası düzeyde önemli başarılara imza atmış olması nedeniyle Prof. Dr. Mehmet Toner, “Fahri Doktora Diploması” takdim edilecektir.
18 Mayıs 2021 Salı günü saat 11.00’da çevrimiçi gerçekleşecek olan töreni İTÜ’nün sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.
Prof. Dr. Mehmet Toner
Mehmet Toner’in bilim yolculuğu İTÜ’de başlıyor… 1983 yılında İTÜ Makina Mühendisliği Bölümünden mezun olmasının ardından, 1985’te MIT’de yüksek lisans ve 1989’da ise tıbbi mühendislik alanında doktorasını tamamlıyor. Doktorasını aldıktan hemen sonra Harvard Tıp Fakültesi’nde biyomedikal mühendisliği alanında yardımcı doçent olarak göreve başlayan Toner; 1996 yılında doçent, 2002 yılında ise profesör ünvanını alıyor.
Amerikan Makine Mühendisleri Topluluğu (ASME) tarafından üç ödüle layık görülmüştür: 1994 yılında YC Fung Genç Bilim İnsanı Ödülü, 2013 yılında biyomuhendislik alanında katkılarından dolayı H.R. Lissner Madalyası ve uygulamalı çalışmaları nedeniyle 2020 Savio-Woo Madalyası’nı almaya hak kazanmıştır. Bunların yanı sıra, 2017 senesinde Nobel Komitesi’nin düzenlediği “Microfluidics” (Mikroakışkanlar) toplantısına davet edilmiştir.
Prof. Dr. Mehmet Toner, özellikle kanser tedavisi alanında yaptığı çalışmalarla uluslararası camiada haklı bir başarı yakalamıştır. Prof. Dr. Mehmet Toner’in 60’ın üzerinde patenti, 350’den fazla bilimsel yayını bulunmaktadır. Ayrıca 400’ün üzerinde konferans vermiştir. Kendisi, çeşitli biyoteknoloji ve medikal cihaz şirketlerinin bilimsel danışma kurullarında yer aldığı gibi, birçok start-up şirketin kuruculuğunu da üstlenmiştir.