Fakat; Avrupa’da İtalya, Ortadoğu’da ise İran’da kabus her geçen gün büyüyor!
independent: Koronavirüs salgını her gün yeni ülkelere sıçrayarak, can almayı sürdürüyor. Çin’de günlük ölü sayılarında düşüş görülürken, başta İtalya ve İran olmak üzere diğer ülkelerde ise dikkati çeken bir artış yaşanıyor.
Hastalığın merkezi durumundaki Çin’de son 24 saatte 43 yeni vaka kayıtlara girdi, 23 kişi hayatını kaybetti. Ölü sayısı 3 bin 120’ye çıktı. Toplam vaka sayısının 80 bin 738 olduğu ülkede, virüse yakalanan 58 bin 676 kişinin ise iyileştiği rapor edildi.
Gelen son dakika bilgilerine göre, Çin Wuhan’daki geçici corona virüsle mücadele hastanelerini kapatma kararı aldı. Hükümet kaynaklı yayın grubu Paper’ın haberine göre; Pekin yönetimi virüsün sıfır noktası Wuhan’daki geçici hastaneleri kapatma kararı aldı.
‘Ölü sayısı’ sansürleniyor iddiası
Türkiye’nin komşularından İran da koronavirüs salgınında en çok kayıp veren ülkeler arasında. Sıkı karantina tedbirleri uygulamadığı için eleştirilen İran’da ölü sayısı 237, toplam vaka sayısı ise 7 bin 161 olarak açıklandı. Sayılar konusunda dürüst davranmadığı da ileri sürülen İran’ın 2 bin 394 hastanın ise iyileştiğini rapor etti.
Sağlık Bakanlığı Halkla İlişkiler Sorumlusu Kiyanuş Cihanpur ölü sayısını 237 olarak açıklarken, Gilan Sağlık Müdürü Muhammed Hüseyin Kurbani ise sadece eyaletlerinde 200’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
İran’dan yayın yapan “Gilkhabar” sitesine göre, Gilan Sağlık Müdürü Kurbani, Sağlık Komisyonu olağanüstü toplantısında yaptığı konuşmada, “Gilan’da koronavirüsten 200’den fazla kişi öldü. Yaklaşık 900 kişi bu hastalığa yakalanmış durumda” bilgisini verdi.
Kum kentinde virüs bulaşan hastalar için 500 yataklı bir hastanenin tahsis edildiğini belirten Kurbani, Gilan’daki hastaların ise çeşitli hastanelere dağıtılmasını eleştirdi.
Kurbani, Gilan’ın Kovid-19 ile mücadelede yeterli altyapıya sahip olmadığının da altını çizdi.
Covid-19 da erkekler daha çok etkilenmekte
Covid-19 öncesi SARS ve MERS salgınlarında da erkekler kadınlara oranla daha yüksek şekilde etkilenmişti. Hatta Annals of Internal Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, 2003 SARS salgını sırasında virüs bulaşan insan popülasyonunda kadın sayısı daha fazlaydı, ancak erkeklerin ölüm oranı kadınlara göre yüzde 50 daha yüksekti.
MERS salgınında da sonuç farklı değildi. Virüs bulaşan erkeklerin yüzde 32’si hayatını kaybederken kadınların yalnızca yüzde 25,8’i yaşamını yitirdi. 1918 yılında yaşanan ve milyonların ölmesine neden olan büyük tifüs salgınında da ölenler arasında erkeklerin daha fazla olduğu kaydediliyor.
Kadınlık hormonlarının avantajı ve dezavantajı
Bir başka hipotez, neslin devamını sağlayabilmek adına kadınların bağışıklık sisteminde henüz anlaşılamamış olan bir hayatta kalma avantajının yerleşik olduğu.
Bu farkın kadınlık hormonu olan östrojen ile alakalı olabileceği düşünülüyor. Kadınların genlerinde iki X kromozomu taşıyor olmaları ve bu ek X kromozomun bağışıklıkla ilgili bazı genleri taşıyor olması da yine nedenler arasında görülüyor.
ABD’nin Iowa Üniversitesi Mikrobiyoloji Bölümü uzmanları yaptıkları araştırmalarda östrojen hormonu bloke edilmiş ve yumurtalıkları alınmış dişi farelerin SARS virüsüne maruz kaldıklarında çok daha hızlı ve kolay şekilde öldüklerini tespit etti.
Ayrıca kadınların aşılara daha iyi karşılık verdiği ve aşı sonrasında daha iyi hafızaya sahip bir bağışıklık sistemi geliştirdiği belirtiliyor.
Ne var ki, bu avantajın beraberinde getirdiği en büyük dezavantaj kadınların romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklara daha açık olmaları. Günümüzde otoimmün hastalıklara sahip olan kişilerin yüzde 80’inin kadın olduğuna dikkat çekiliyor.