Yapılan analizine göre, kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ancak sağlıksız geçen yılların erkeklere göre daha fazla olduğu tespit edildi.
Araştırmacılar kas-iskelet sistemi sorunları, ruh sağlığı sorunları ve baş ağrısı bozuklukları gibi hastalık ve sakatlığa neden olan ölümcül olmayan durumların özellikle kadınları etkilediğini ortaya koydu. Araştırma aynı zamanda erkeklerin kardiyovasküler hastalıklar, solunum ve karaciğer hastalıkları, kovid-19 ve yol yaralanmaları gibi erken ölüme neden olan durumlardan orantısız bir şekilde etkilendiğini ortaya koydu;
The Lancet / Differences across the lifespan between females and males in the top 20 causes of disease burden globally: a systematic analysis of the Global Burden of Disease Study 2021
Modelleme araştırmasında Küresel Hastalık Yükü Çalışması 2021’den elde edilen veriler kullanılan ve jinekolojik rahatsızlıklar veya prostat kanserleri gibi cinsiyete özgü sağlık durumları dahil edilmeyen çalışamada yapılan analizlerde, Covid-19, yol yaralanmaları ve bir dizi kalp, solunum ve karaciğer hastalığı da dahil olmak üzere en önemli 20 hastalık ve ölüm nedeninden 13’ü için bu oranın 2021’de erkeklerde kadınlardan daha yüksek olduğu tahmin edildi.Değerlendirilen koşullar arasında bulgular, kadınları dezavantajlı duruma düşüren en büyük etkenlerin bel ağrısı, depresif bozukluklar, baş ağrısı bozuklukları, anksiyete bozuklukları, kemik ve kas bozuklukları, alzheimer ve diğer bunamalar ile HIV ve AIDS olduğunu ortaya kondu. Çalışmaya göre bu rahatsızlıklar erken ölüme yol açmanın aksine yaşam boyunca hastalık ve engelliliğe de katkıda bulunuyor.
Çalışmanın yazarlarından Gabriela Gil araştırmaya ilişkin şu cümleleri dile getirdi:
Kadınlara yönelik sağlık hizmetlerinin, sağlık sistemlerinin ve araştırma fonlarının bugüne kadar öncelik verdiği cinsel ve üreme sorunları gibi alanların çok ötesine geçmesi gerektiği açıktır. Depresif bozukluklar gibi dünyanın tüm bölgelerinde kadınları orantısız bir şekilde etkileyen durumlar, yarattıkları büyük yüke kıyasla önemli ölçüde yetersiz finanse edilmekte ve küresel olarak devlet sağlık harcamalarının yalnızca küçük bir kısmı ruh sağlığı hastalıklarına ayrılmaktadır. Gelecekteki sağlık sistemi planlaması, özellikle daha yüksek düzeyde engelliliğe maruz kaldıkları ve yaşlanan nüfuslarda kadınların erkeklere oranının arttığı göz önünde bulundurulduğunda, kadınları yaşamları boyunca etkileyen tüm sorunları kapsamalıdır.