Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, kalp krizi geçiren kişilerin sonraki yıllarda kalp sağlığı olanlara göre beyin sağlığında daha hızlı bir düşüş yaşadıklarını buldular.
Kalp ve beyin sağlığı arasındaki bağlantıyı inceleyen türünün en kapsamlı çalışmasında, kalp krizi geçirmiş ve tekrarlanan biliş testlerini de yapmış 30.465 kişinin sağlık verileri analiz edildi.
Hastaları 6,4 yıl takip ettiler
1971’den 2019’a uzanan ve ortalama 6,4 yıl boyunca hastaları takip eden kayıtlar, genel olarak kalp krizi kohortunda yaşlanan bir popülasyonda beklenenden çok daha keskin bir bilişsel düşüş olduğunu gösterdi.
Daha da şaşırtıcı olanı, çalışmadaki üç belirteç olan biliş, hafıza ve yürütme işlevindeki kaymanın kalp krizinden hemen sonra belirgin olmaması, ancak zaman içinde giderek daha belirgin hale gelmesidir. Her belirteçte bazı farklılıklar olsa da, genel bilişsel gerileme, normdan altı ila 13 yıl daha ileri olmaya eşittir.
Kalp ve beyin sağlığı bağlantısı bilim insanlarının ilgi gösterdiği bir alandır
Johns Hopkins’te nöroloji doçenti olan Dr Michelle Johansen “Pek çok insan kalp krizi geçirme riski altında olduğu için, çalışmamızın sonuçlarının, insanların yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi vasküler risk faktörlerini bir an önce kontrol etmeleri için bir uyandırma çağrısı olarak hizmet edeceğini umuyoruz. Kalp krizi geçirmenin yaşamınızın ilerleyen dönemlerinde biliş ve hafızada azalma riskinizi artırdığını göstermektedir. Kalp ve beyin sağlığı bağlantısı şu anda bilim insanlarının büyük ilgi gösterdiği bir alandır, ancak bu bağlantıları yönlendiren mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır.
Kalp krizi geçiren hastalar büyük bir risk altında
Bilim adamları, bilişsel gerilemenin birçok koşuldan kaynaklanabileceğini öne sürdüler: İskemik kardiyomiyopati, atriyal fibrilasyon gibi halihazırda demansla bağlantılı olan atak sonrası aritmiler, kronik enflamasyon ve depresyon. Kalp krizi geçiren hastalar daha büyük bir risk altındadır ve bu da demans ile bağlantılıdır.
Ayrıca, gelecekte kalp krizi geçirmiş hastalarda beyaz madde hiperintensiteleri (WMH), serebral kan akışı ve bölgesel beyin atrofisi ile ilgili olarak nörogörüntülemeye bakılmasını öneriyorlar.
Johns Hopkins ekibi şimdi kalp sağlığına ve bunun beyin işlevini nasıl etkilediğine daha geniş bir şekilde bakmayı planlıyor.
Ayrıca bu bulguların tıp uzmanlarının risk altındaki hastaları kalp hastalığının ilerlemesiyle birlikte gelen sayısız geniş kapsamlı olumsuz sağlık etkileri hakkında bilgilendirmesine yardımcı olacağını umuyorlar.