Kanserin türleri ve son tedavi yöntemleri konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, kanser görülme sıklığının artacağını ancak yeni yöntemler sayesinde kanserin tedavi edilebilir bir hastalık haline geleceğini söylüyor. Prof. Türken, kanserle ilgili doğru bilinen yanlış inanışlar konusunda da uyarıyor: “Çoğu bilgi hatalı”…
Kanser görülme sıklığındaki seyrin bu şekilde devam etmesi halinde 2030’da 22 milyon yeni kanser tanısı konulacağı öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Dairesi Başkanlığı’nın verilerine göre; Türkiye’de her yıl yaklaşık 163 bin yeni kanser tanısı konuyor. Erkeklerde akciğer, prostat ve kolorektal kanser; kadınlarda meme, tiroit ve kolorektal kanseri ilk üç sırada. Her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanıyor.
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken kansere yakalanma hızının daha da artacağını söylüyor ancak “Kanser tarih olmayacak, gelişen tedavi yöntemleri sayesinde tedavi edilebilir bir hastalık haline gelecek” diyor. Prof. Dr. Türken, erken tanının kanser tedavisinde başarının en temel anahtarı olduğunu söyleyerek, şöyle devam ediyor:
“Kanserin cerrahi tedavisinde ameliyat yöntemlerinde iyileşmeler var. Örneğin meme kanserinde eskiden organın tümü alınırdı. Şimdi kısıtlı cerrahi uygulanıyor. Işın tedavisinde akıllı füzeler gibi hedefi takıp eden, şaşırmayan yöntemler gündemde. Kemoterapi olarak bilinen sistemik tedavilerde de klasik kemoterapinin yerini akıllı moküller yani hedefe yönelik ilaçlar ve immünoterapi almaya başladı. Akıllı moleküller ise kanser hücrelerinin dış zarındaki reseptörlere bağlanarak hücrenin çoğalmasını engelliyor.”
Yakalanmamak mümkün mü?
Prof. Dr. Türken, kanser rakamlarındaki artışı ise şu temel nedenlere bağlıyor: Doğal beslenmeden uzaklaşılarak katkı maddeli gıdaların tercih edilmesi, hareketsiz yaşam tarzı, hava ve çevre kirliliği, sigara…
Peki ne yapmak lazım? İşte Türken’in reçetesi:
Sağlıklı beslenin, katkı maddeli yiyeceklerden uzak durun.
Obezite kanser ile yakından ilişkili. Düzenli egzersiz onkolojik açıdan da koruyucu.
Sigarayı bırakın. Elektronik sigara kullanımı da riskli.
Güneşin zararlı ışınlarından korunun.
Uyku düzenine dikkat edin, özellikle melatonin hormonunun salgılandığı 23.00-03.00 saatleri arasında uykuda olun.
Bedeninizin disiplini olsun. Aynı saatte yatıp kalkın ve öğün saatleriniz belli olsun.
EN ÇOK KARŞILAŞILAN, DOĞRU SANILAN YANLIŞLAR
Kanserle ilgili, çoğu doğru bilinen yanlış inanışlar var. Prof. Dr. Türken de en çok karşılaştıkları soruları ve doğru yanıtlarını şöyle sıraladı:
Kanserin hastadan gizlenmesi doğru mu?: “Kanserin hastadan gizlenmesi Hukuken de doğru değil. Ancak hastalığı söylerken dikkatli olmak, uygun bir şekilde söylemek gerekiyor. Gerçekleri iyimser bir dille ifade etmek, kötümser durumları da saklamadan anlatmak gerekli.”
Bıçak değerse kanser yayılır mı? “Çok yersiz bir korku. Hastalık tanısı için biyopsi şart. Artık ameliyatlarda zaten tümörlü dokuya pek dokunulmuyor. Tümörün etrafından bizim cerrahi sınır dediğimiz sağlam doku parçası da alınarak bütün tümör çıkarılıyor.”
Şeker, kanseri artırır mı? “Şekerin doğrudan kansere yol açtığı, ispatlanmış bir bilgi değil. Ancak aşırı şekerli gıdalarla beslenme kalp ve damar hastalıkları ile diyabete zemin hazırlıyor.”
Kanser bulaşır mı? “Bazı kanser türleri, enfeksiyonlar sonrasında da oluşabiliyor. Örneğin karaciğer kanseri Hepatit B ve Hepatit C hastalıklarından sonra gelişebiliyor. Bu hastalıklar bulaşıcı. Ancak yine de kanser bulaşıcı bir hastalık diyemeyiz.”
Kanserde erken tanı hangi türde önemli? “Bütün türlerinde önemli. Birçok kişide ciltte benler var. Benlerde büyüme, renkte farklılık varsa mutlaka doktora gidilmeli. Vücudunuzda yağ bezesi gibi şişlikler olabiliyor, hafife alınmamalı. Dışkı alışkanlığında farklılık, idrarda kan görülürse bir doktora görünmek gerekir.”
Evhamlı, kaygılı, duygusal kişiler daha çok mu kanser oluyor? “Depresif, kötümser, hayata bağlı olmayan insanlarda, özellikle ağır psikolojik stres geçirdikten sonra bu tür hastalıkların daha fazla görülebiliyor. Doğrudan stresle ilişkilendirmek doğru olmayabilir. Ama stres, eşlik eden faktörlerden bir tanesi. Tek başına stres, kanser yapar demek de doğru değil.”
Uyku bozukluğu kansere yol açar mı? “Vücut döngümüzün normal bir ritimde seyretmesi koruyucudur. Ritmin bozulması ve uyku düzenimizin değişmesi, bağışıklık sistemimiz üzerinde istenmeyen etkilere yol açabilir.”
Obezite ile kanser arasında ilişki var mı? “Kesinlikle! Özellikle meme, bağırsak ve rahim kanserlerinde obezite bir risk faktörü.”
Hareketsizlik kanser riskini artırır mı? “Egzersizin, sağlıklı beslenmenin kalp damar sistemi için koruyucu olduğu biliniyordu. Son yıllarda yapılan çalışmalar gösterdi ki düzenli egzersiz kanserde de koruyucu faktör.”
Kanser tarihe karışır mı? “Tarihe karışmayacak tabii ki. Beslenme tarzı, risk faktörleri devam ettiği sürece karışmayacak. Ama çok kolay tedavi edilir bir hastalık olacak.”
Kanserle savaşın ipuçları bu söyleşide
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1-7 Nisan Kanser Haftası’nda “Kanser ile Savaş” söyleşisi düzenliyor.
Söyleşi, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken moderatörlüğünde bugün (3 Nisan Çarşamba) saat 14.00’te gerçekleşecek.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Manuk Manukyan, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Erdin İlter ile Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Mahir Atasoy kanser türleri, tanı yöntemleri ve tedavideki gelişmeler hakkında ayrıntılı bilgi verecek.
Söyleşinin onur konuğu olan sanatçı Bahar Öztan da yumurtalık kanseri sürecinde yaşadıklarını anlatarak deneyimlerini paylaşacak.