Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Batı toplumlarında her 8 kadından biri hayatının bir aşamasında bu hastalığa yakalanmaktadır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Abut Kebudi kadınların en çok karşılaştığı bu hastalık ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Kadınlarda kanserden ölümlerin en sık ikinci sebebinin meme kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Abut Kebudi, “Meme kanseri olan hastalar tesadüfen tarama yapılırken saptanabilirler veya bize bazı şikayetlerle başvururlar ve tetkiklerde tanı konur. Genetik veya aile kökenli meme kanseri % 15’e varabilen oranda görülebilmektedir. Artık Batı toplumlarında erken tanı çok arttığı için en az tedavi ile en iyi sonuçlar alınmaktadır. Örneğin ABD’de 5 yıllık yaşam beklentisi % 90 civarında seyretmektedir” dedi. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yeni tedavi yöntemlerinin de geliştiğini vurgulayan Prof. Dr. Kebudi, meme kanseri tedavileri ile ilgili önemli tavsiye ve açıklamalarda bulundu.
“Asla zorunlu olmadıkça açık biyopsi yapılmamalıdır”
Prof. Dr. Abut Kebudi, “Asla zorunlu olmadıkça açık biyopsi yapılmamalıdır. Çünkü o tip biyopsiler daha sonra yapacağımız tedaviyi olumsuz etkileyebilmektedir. Hastalığın tedavisini oluştururken tümörün çapı, lenf nodu tutulumu, metastaz olup olmadığı, ayrıca tümörün biyolojik özelliklerini bilmek çok önemlidir” dedi.
“Artık cerrahi tedavide yenilikler var. Sadece hastalığı tedavi etmek yetmiyor, hayat kalitesi de gözetilmeli!”
Prof. Dr. Kebudi, “Cerrahi tedavi olarak eskiden tüm memenin ve koltuk altının alındığı meme kanseri ameliyatları yapılıyordu. Son 50 yılda uygun vakalarda daha sınırlı meme ameliyatları yapılmaya başlandı. Ayrıca, memeden çıkarılacak bölüm büyükse veya memeye daha iyi bir şekil vermek amacıyla onkoplastik meme cerrahisi uygulanmaya başlandı. Koltuk altı bölgesi eskiden komple alınırken şimdi örnekleme ile daha sınırlı cerrahi uygulanmaktadır. Ayrıca akıllı ilaç, immünoterapi vb. gibi yeni tedaviler de söz konusu” diye konuştu.
Prof. Dr. Kebudi, “Meme kanserini tedavi ederken çağdaş tıpta iki amacımız olmalıdır. Birincisi hastaya gereken en yeni, en geçerli tedaviyi uygularken ikinci olarak kozmetik görünümü de hesaplamalıyız” diye belirtti.
Tedavi sıralamasında yenilikler
Ayrıca, Prof. Dr. Kebudi, “Eskiden tanı konulunca genellikle tedavi ameliyatla başlıyor, diğer tedaviler sonra geliyordu. Şimdi tümördeki birçok faktöre göre bazen tedaviye Neoadjuvan Tedavi dediğimiz ilaç tedavisi ile başlayabilmekteyiz” diye vurguladı.
“Mutlaka genetik danışmanlık alınmalıdır”
Prof. Dr. Kebudi, “Meme kanserinin belirtileri için, memede veya koltuk altında sertlik, kızarıklık, memede portakal kabuğu görünümü, iyileşmeyen yaralar, meme cildi veya ucunda çekintiler gözlemlenebilir diye söyleyen Prof. Dr. Kebudi genetik mutasyonun öneminin de altını çizdi. Meme kanseri tedavisinde genetik yapının önemi ile ilgili, “Genetik mutasyon saptandığında mutlaka genetik danışmanlık alınmalıdır. Çünkü, genetik mutasyon sadece ilgili hastanın geleceğini, riskini etkilemekle kalmaz, yakın aile fertlerini de olumsuz etkileyebilir” diye söyledi.