Kanser İmmünoterapi Derneği’nin toplantıları için Washington’a gelen Uğur Şahin, ‘’CAR-T hücre tedavileri, katı hücrelerde B hücreli tümörlerden çok daha zor. Dolayısıyla, CAR-T hücrelerinin katı tümörlerde çalıştığına dair henüz büyük bir kanıt yok. Ancak doğru hedef ve aşı kombinasyonunun bu sınırlamanın üstesinden gelebileceğine inanıyoruz’’ diyor.
VOA: Uğur Şahin’ın doğru hedefi Claudin-6 adı verilen bir protein. Claudin-6, yalnızca kanserli hücre yüzeyinde bulunduğu için BioNTech’in CAR-T hücre tedavisinde başrolde.
CAR T cell therapy in solid tumors: a short review
Uğur Şahin süreci, “Claudin-6, tümör hücreleri üzerinde bulunuyor. T hücrelerinde de reseptörler , Claudin-6’yı tanıyan CAR-T hücre reseptörleri. Bu Car-T hücreleri infüze edildiğinde, tümör hücrelerini tanır ve öldürürler. Ancak belirli bir zaman sonra çalışmaları durur. Bu aşının fikri bu CAR-T hücrelerini yeniden aktive etmektir. Aşıyı bünyeye veriyoruz ve aşı, dendritik hücreler adı verilen özel hücrelere Claudin-6’yı sunuyorlar ve ardından CAR-T hücreleri bunu fark ediyor ve ardından çoğalmaya ve yeniden etkinleşmeye başlıyor. Yani tedavimizin fikri, CAR-T hücre tedavisini aşılarla birleştirmek. CAR-T hücrelerinin daha fazla çoğalmaya devam etmemesi durumunda, bu hücrelerin sayısını arttırabilecek bir aşımız var’’ sözleriyle anlatıyor.
Yani BioNTech’in iki hedefi var. Birincisi Claudin-6’yı hedef alan CAR-T hücre terapisi. İkincisi de bu hücre terapinin etkinliğini CARVAC adlı aşıyla arttırmak.
BioNTech, Kanser İmmünoterapi Derneği’nin toplantılarında klinik deneylerden çok erken bazı sonuçlarını sundu. Şahin, “Sunduğumuz veri setlerinden biri hücre terapisi ile ilgili olan. Örneğin yumurtalık kanseri veya testis kanseri olan hastaların tedavisi CAR-T hücreleri kullandığımız erken aşama çalışmamızda gördük ki, bu tip bir tedavi güvenli görünüyor ve bazı hastalarda tümörlerinin küçüldüğü klinik faaliyet gördük ve bu heyecan verici” şeklinde konuşuypr.
Bugüne kadarki CAR-T hücre terapilerinde ortaya çıkabilen sorun ise toksisite. Yan etkiler ölümcül olabiliyor; sitokin salınım sendromu adı verilen ciddi bir iltihaplanmaya ve beyin şişmesine neden olabiliyor. BiOnTech’in terapisinde hedef alınan Claudin-6 proteinin sağlıklı hücrelerde bulunmaması ise bu riski azaltıyor gibi görünüyor.
Bu deneylerin hala doz arttırma aşamasında olduğunu söyleyen Şahin, ‘’Birkaç hastaya yaklaşık yüz milyon T hücresi aşıladık, evet ve güvenli görünüyor. Sitokin fırtınası gibi bir sınırlama görülmüyor. Tedavi iyi tolere ediliyor. Ayrıca aşı da şu ana kadar iyi tolere edildi, ancak daha fazla veri üretmemiz gerekiyor ve hastaları izlememiz gerekiyor” uyarısında bulunuyor.
BioNTech’in Claudin-6 hedefli kanser terapisi çalışmasında Uğur Şahin tam rakam vermese de 20-25 hasta olduğunu söylüyor. Çalışmada yumurtalık, testis, rahim kanseri olanlar dışında hastalar da var ancak sayıca daha az.
Uğur Şahin, “Yumuşak doku sarkomlu hastaları da çalışmaya dahil ediyoruz. Şiddetli meme kanseri olan hastalarımız da vardı ama bu hastalar daha az sıklıktaydı. Çalışma, Claudin-6’nın bu tümör hücrelerinde görülüp görülmediğine gerçekten bağlı. Örneğin akciğer kanseri hastalarının yalnızca yüzde altısında Claudin-6 pozitif tümörler olduğunu biliyoruz. Bu da çalışmamıza akciğer kanseri hastalarının yalnızca sınırlı bir bölümünün uygun olduğu anlamına geliyor. Ama testis kanseri için baktığımızda, hastaların yüzde 90’ından fazlasında Claudin-6 var” diyor.
Aşının devrede olduğu kanser tedavisinde ise aşı olanların sayısı çok daha az. Peki bu tedavi kanserin hangi evresinde etkili olabilir?
Uğur Şahin bu soruya, “Şu ana kadar sadece ağır hastalığı olan ve başka bir tedavi seçeneği olmayan hastalarımız var. Bu hastalar üç ila dört kez kemoterapi görmüş bu gerçekten geç evre kanser hastaları. Ve bu geç evre hastalarda bir aktivite görebildiysek, elbette bu tip tedaviyi bir veya iki kür kemoterapi sonrası erken evrede olan hastalarda da kullanabiliriz. Bu da zaman alacak bir şey” yanıtını veriyor.
Uğur Şahin, tümörlerin sadece küçülmesine değil bu küçülmenin sürekli olmasına bağlı olarak tedavinin piyasaya sürülmesinin genelde üç-dört yılı bulabildiğini de belirtiyor .tamamı için kaynağa bknz