Bilindiği üzere 30.09.2019 tarihinde “Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge” yürürlüğe girdi.
Biz idareden , gelişmiş ülkelerin hiçbirinde olmayan, alınmasının veya verilmesinin akıl ve mantık dışı olduğu birçok raporun tamamen hayatımızdan çıkarılmasına dönük düzenleme beklerken, tek tip bir rapor formatıyla her gelene bu kağıdı verin ama bir şekilde bu raporları verin diyen , özensiz bir şekilde hazırlanmış çok sayıda madde içeren , aynı zamanda birçok Kanun ve Yönetmeliğe aykırı bir Yönerge ile karşı karşıya kaldık.
– Aile Hekimliği Kanunu
– Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun
– Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi
– 6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu
– Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları Yönetmeliği
– Hasta Hakları Yönetmeliği
– Sağlık Uygulama Tebliği
bizim tespit ettiğimiz mevzuat aykırılıklardan sadece bazıları.
Yönergenin bu kadar mevzuata aykırı olması da zaten durumun vehametini açıkça ortaya koyuyor.
Tabi hal böyle olunca bu Yönergenin birçok maddesine iptal davası açmak kaçınılmaz oldu ve İstahed Hukuk olarak mevcut Yönergenin; 5. Maddesinin 3. Bendi,6. Maddesinin 5. ve 7. Bentleri , 11. maddesinin 2. Bendi, 17. Maddesinin 1. ve 3. bentleri, 31. maddesinin 3. 5 .ve 6. Bentleri , 33. Maddesinin 2. Bendi , 34. Maddesinin 1 bendi, 42. Maddesinin 2, 7 , 9 ve 13. bentlerinin hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ile iptal davası açtık.
Bu maddelerden örnekler verecek olursak ;
MADDE 5- (3) Kişilerce ibraz edilen her türlü form, beyanname, kimlik kartı, vergi kimlik kartı, sürücü belgesi, pasaport gibi bütün tanıtıcı belgeler, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve güncel fotoğraf bulunması halinde kimlik tespitinde kullanılır. Kimlik tespiti için kullanılacak belgelerde hiçbir şekilde silinti, kazıntı ve düzeltme yapılmamış olmalıdır.
Üzerinde fotoğraf ve kimlik numarası olan her form ve beyanname kimlik tespitinde kullanılabilir diyor madde. Türkiye’de geçerli kimlikler bellidir ve bu kimlikler harici hiçbir belge kimlik yerine geçemez ve kimlik tespitinde kullanılamaz. Ayrıca bu madde SUT’ta belirtilen kimlik tespiti hükmüne açıkça aykırılık teşkil etmekte ve bu şekilde resmi olmayan bir belgenin yeterli olması, hekimin sorumluluğunu doğuracağı gibi bir takım sahtecilik ve dolandırıcılıklara da sebep olabilecektir.
MADDE 17- (3) Sürücü/sürücü adayının motorlu bir aracı kullanmak için gerekli olan yeterli görme keskinliğine sahip olduğundan emin olunması için uygun değerlendirme yapılır.Kişilerin görme keskinliğinin yetersiz olduğuna ve/veya göze ait hastalığa dair şüphe söz konusu olduğunda, uzman hekim tarafından muayene edilir. Sürücü/sürücü adaylarından iki gözü de gören ve beyan formunda belirtilen renk körlüğü, gece körlüğü (tavukkarası), göz kapağında düşme, çift görme veya şaşılık, blefarospazm, katarakt, afaki veya progresif göz hastalığı bulunmayan kişilerin pratisyen hekim/aile hekimi tarafından görme keskinliği yönünden mezkûr hüküm kapsamında muayenesi yapılır. Göz muayenesinde gözlükle görme keskinliğinin sağlanması halinde “gözlük kullanmak kaydıyla” sürücü belgesi alabileceğine dair sağlık raporu düzenlenir. Pratisyen hekim/aile hekimi tarafından kod tablosunda belirtilen kod numaralarından yalnızca gözlük (01.01), gözlük veya kontakt lensle (01.06) kod numaraları kullanılabilir. Mezkûr hüküm kapsamında görme keskinliğine karar verilememesi veya yukarıda belirtilen durum/durumların olması halinde sürücü/sürücü adayı, göz muayenesi yönünden değerlendirilmek üzere göz hastalıkları uzmanına sevk edilir
Bu maddede de göz muayenesinde sadece görme keskinliği değerlendirmesinin yeterli olduğu belirtilmiş olup Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları Yönetmeliği’nde geçen görme muayenesi ile ilgili diğer hususlar yok sayılmış ve göz muayenesi basitleştirilmeye çalışılmıştır. Tabiki bu madde ile hekimin sorumluluğu konusunda bir değişiklik söz konusu olmamaktadır. Ayrıca Yönerge maddesi dayanağı olan Yönetmeliğe aykırılık teşkil edemez.
MADDE 42- (3) Yönerge’de özel düzenlemesi bulunduğu belirtilen raporlar dışında birinci basamak sağlık tesislerinde Yönerge eki Ek-5 Durum Bildirir Tek Hekim Sağlık Raporu Formatı dışında başka bir formatta rapor düzenlenemez.
Bu formatta verilen işe giriş raporları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasına aykırıdır. 6331 e göre işe giriş raporu sadece Ek-2 İşe giriş/periyodik muayene formu formatında düzenlenebilir. Kanuna aykırı bir Yönerge maddesi yok hükmündedir.
Yine bu formatta , bizce birinci basamakta kesinlikle verilmemesi gereken , yivli silahlara göre daha çok adli olaylara konu olmasına rağmen yivli silahlarla ilgili mevzuatla aynı kategoriye inatla alınmayan “yivsiz av tüfeği” raporu için mevcut bölüm tıklandığında sadece kişi ya bu raporu alabilir ya alamaz seçeneği karşımıza çıkmakta , herhangi bir sevk seçeneği bulunmamaktadır. Bu durum hekimin karar vermesinde yardımcı olacak konsültasyon hakkının kısıtlanması anlamına gelmekte olup Tıbbi Deontoloji Nizamnamesine aykırıdır.
Bu şekilde birçok maddeye yine benzer gerekçelerle iptal davamızı açmış bulunuyoruz.
Sonuç olarak; sağlık raporu hizmetinin büyük bölümünün birinci basamak sağlık hizmeti olmadığının farkına varılmasına, bu konunun bizi içermeyen bir çözümle, modern dünyanın, bilimin ve Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin ışığında , ilgili uzmanlık dalları, kurumlar ve yasama ile birlikte çözülmesine ihtiyaç vardır. Gereksiz tüm raporlar hayatımızdan çıkarılmalı bu akıl dışı birçok uygulamaya yol açan mevzuat, tarafların tecrübeleri ile düzenlenmelidir.
Gereksiz tüm sağlık raporlarının uygulamadan kaldırıldığı, kalması elzem olan raporların da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tüm sağlık şartlarının belirli olduğu bir düzenleme Bakanlığımızdan beklentimizdir. Bu konuda yapılacak her türlü düzenlemeye , davet edildiğimiz takdirde İstahed olarak elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu idareye ve kamuoyuna bildiririz.
Saygılarımızla
İSTAHED YÖNETİM KURULU