Sağlık camiasında aylardır süren spekülasyon ve ihtilaflar sonrasında bir araştırma ekibi, Kovid-19’un havada taşındığını ve mevcut sosyal mesafe kurallarının daha fazla maruziyete ve salgına yol açabileceğini buldu.
independent: Ön baskıdaki çalışmaların yer aldığı MedRxiv’de yayımlanan araştırmaya göre, Florida Üniversitesi viroloji ve aerosol bilimi uzmanları, 2 ve 4,8 metre mesafelerde virüsün aerosollerle iletildiğini teyit etti.
Sars-Cov-2’nin aerosol olarak bilinen küçük damlacıklar halinde havada canlı kaldığı ilk kez söz konusu çalışmada keşfedildi. Bu durum, öksüren, hapşıran ve konuşan taşıyıcıların yanında virüsün solunması riskine işaret ediyor.
Araştırmacılar, “Kovid-19’un yayılımını sınırlamaya yönelik en iyi uygulamaların özellikle sosyal mesafe, başkalarına yakınken maske takma ve el yıkama merkezli olması sebebiyle, halk sağlığı etkileri geniş” diye yazdı.
Aerosol temelli bulaşmaya karşı iki metrelik fiziksel mesafe gibi önlemlerin, kapalı ortamlarda yardımı olmayacak. Bunlar sahte bir güvenlik hissi verirken, maruziyetlere ve salgınlara yol açacak.
Koronavirüsün hava yoluyla bulaşıp bulaşmayacağına dair bilim çevrelerindeki ihtilafın kaynağı, daha önce aerosollerde viral RNA tespit edilmesine karşın canlı bir virüsün izole edilememesine dayanıyor. Genetik materyal ve canlı bir virüs arasındaki fark da bu.
Şimdiyse araştırmacılar, hastaneye yeni kabul edilen bir hastanın odasından alınan hava örneğinden Sars-Cov-2’nin genomunu başarıyla dizileyen ilk ekip olduklarını söylüyor. Havadaki canlı virüsün suşunun, hastadaki suşla aynı olduğu tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), aylar boyunca Kovid-19’un çoğunlukla yakın kişisel temasla bulaştığını ve havadan bulaşımasının hastane ortamı dışında pek mümkün olmadığını söylemiş ama Temmuz’da söylemini değiştirerek hava yoluyla bulaşımın göz ardı edilemeyeceğini ve daha fazla veri gerektiğini belirtmişti.
DSÖ, 9 Temmuz tarihli son tavsiyesinde, “Kısa mesafeli aerosol bulaşımı, özellikle de enfekte kişilerin uzun süre kaldığı kalabalık ve havalandırmanın yetersiz olduğu belirli iç mekanlarda göz ardı edilemez” demişti.
Bundan önce de 239 bilim insanı, Clinical Infectious Diseases’de yayımladıkları “Kovid-19’un havadan bulaşmasını ele alma vakti geldi” başlıklı makalede bir dizi laboratuvar çalışması ve vaka raporunu temel alarak aerosol bulaşımının tanınması çağrısında bulunmuştu.