Yeni araştırmalarla önem kazanan probiyotikler aslında kültürümüzün önemli bir parçası. Kökeni 5 bin yıl öncesine kadar dayanan Kefir mayası, atalarımız tarafından şifa kaynağı olarak kullanılıyordu. Bu köklü geleneği Ege Üniversitesi ile gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmalarıyla daha faydalı getiren Altınkılıç, kefirli yoğurdu üretti. Uzman Diyetisyen Prof. Dr. Murat Baş, 5 bin yıllık sağlık geleneğinin bugün geldiği son nokta olan kefirli yoğurdun diğer probiyotiklerle olan farklarını ve faydalarını anlattı.
Orta Asya’daki göçebe Türkler tarafından şifa kaynağı olarak kullanılan kefir, sağlık geleneğimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Yeni araştırmalarla faydaları ortaya çıkan probiyotikler arasında en değerlisi olarak nitelendirilen kefirin, bir başka sağlıklı gıda olan yoğurt ile birleşmesinden doğan ‘kefirli yoğurt’ içerdiği B12 vitamini, proteinlerle günlük ihtiyacın önemli bir bölümünü karşılıyor, kefirden aldığı probiyotiklerle de bağışıklık sistemini güçlendiriyor, sindirimi düzenliyor ve içinde 60’dan fazla faydalı bakteri ve maya barındırıyor.
‘Atalarımızın Peygamber darısı dediği kefirden, kefirli yoğurda’
Kefirin geleneğimizdeki önemine ve kefirli yoğurdun hikâyesine değinen Acıbadem Üniversitesi Hastanesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Uzman Diyetisyen Prof. Dr. Murat Baş, “Kefirin Orta Asya’da göçebe olarak yaşamlarını sürdüren Türkler tarafından 5 bin yıl önce bulunduğu tahmin edilmektedir. Kefirin üretilmesinde kullanılan orijinal kefir daneleri babadan oğula geçen bir miras gibi değer taşımıştır. Hastalıklara şifa olması nedeniyle kefir Peygamber danesi, Peygamber darısı gibi isimler almıştır. Kefir Kafkasların uzun yaşamasını sağlayan içecek olarak da bilinmektedir. Kafkasya’da kronik hastalıkların çok az olması kefiri bin bir derde deva şifa kaynağı ve sağlık mucizesi olarak benimsenmesini sağlamıştır” ifadelerini kullandı. Kefirli yoğurdun özenle sürdürülen bir Ar-Ge çalışmasının eseri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Baş, “Altınkılıç firmasının Ege Üniversitesi ile yürüttüğü 3 yıllık Ar-Ge çalışmasıyla üretilen kefirli yoğurt, kefir mayasıyla, yoğurt mayasını birleştirerek her ikisinin de faydalarını tek bir gıdada toplamayı başardı. Yoğurt kadar besleyici ve kefir kadar sağlıklı olan kefirli yoğurt, tadı bakımından da kolay tüketilebilmesiyle öne çıkıyor” dedi.
‘Kefir yoğurdu normal yoğurda göre daha sağlıklıdır’
Yoğurdun tek başına probiyotik kaynağı olmadığını söyleyen Uzman Diyetisyen Prof. Dr. Baş, “Normal yoğurt eşsiz bir fermente gıda olmakla birlikte, içerisinde bulunan yararlı bakteriler genellikle sindirim sistemindeki asit ve enzimlere dirençli değildir. Bu nedenle kefir yoğurdunun, sağlık yararının daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Aslında normal yoğurt sanıldığı gibi probiyotik kaynaklarından biri değildir. Çünkü, yoğurt içerisinde bulunan probiyotik bakterilerin hemen hepsi mide asitleri tarafından parçalanır ve kalın bağırsağa ulaşamazlar. Ancak, kefir mayasında bulunan probiyotik bakterilerin kalın bağırsağa ulaştığına dair bilimsel kanıtlar mevcuttur ve bu durum kefirli yoğurdu normal yoğurda göre birkaç adım öne çıkarmaktadır” şeklinde konuştu.
‘Günlük ihtiyacın önemli bir bölümünü karşılıyor’
Kefirli yoğurdun besleyiciliğine değinen Prof. Dr. Baş, “Yaklaşık 150 gram kefirli yoğurt 8 gram protein içerir ve günlük kalsiyum ihtiyacının yaklaşık yüzde 28’ini kadarını karşılar. Kefirli yoğurt B12 vitamini için de iyi bir kaynaktır ve günlük ihtiyacın yüzde 30’unu karşılar. Tıpkı yoğurt gibi daha büyük porsiyonlarla tüketilebilen kefirli yoğurt, Taze meyve ile birleştiğinde, kefir eşsiz bir lezzet haline döner ve iyi bir ara öğün seçeneğidir” ifadelerini kullandı.
‘60’dan fazla yararlı bakteri ve maya içeriyor’
“Altın besin Kefirli yoğurt, içinde barındırdığı 60’dan fazla çeşit yararlı bakteri ve maya ile ciddi bir probiyotik kaynağıdır” diyen Murat Baş, “Probiyotik mikroorganizmalar kalın bağırsağa ulaştığında sağlık üzerinde yararlı etkiler gösterirler. Sindirime, vücut ağırlığı yönetimine ve zihinsel sağlığa yardımcı olarak sağlığı çeşitli şekillerde etkileyebilirler. Yapılan çalışmalarda, kefir mayasının 60’ dan fazla çeşit bakteri ve maya içerdiği belirlenmiştir. Bu da onları çok zengin ve çeşitli bir probiyotik kaynağı haline getirir” dedi.
‘Bağışıklık sistemini destekler’
Sağlıklı bir bağışıklık sisteminin, sağlıklı bir bağırsak faunasından geçtiğini belirten Prof. Dr. Murat Baş, “Pandemi döneminde bağışıklık sistemini desteklemek için bağırsak sağlığı çok önemlidir. Kefirli yoğurt içerisinde bulunan probiyotik bakteriler bağırsak sağlığını destekler. Bağışıklık hücrelerinin yaklaşık yüzde 70’i bağırsakta üretilir. Bu nedenle sağlıklı bağırsak, sağlıklı bağışıklık anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
‘İyi bir kalsiyum kaynağıdır, osteoporoz riskini azaltır’
Kemik erimesine karşı kefirli yoğurt tüketiminin iyi bir seçenek olduğunun altını çizen Murat Baş, “Osteoporoz, kemik dokusunun bozulması ile karakterizedir ve birçok ülkede önemli bir sorundur. Özellikle kadınlar arasında yaygındır ve kırık riskini önemli ölçüde artırır. Yeterli kalsiyum alımının sağlanması, kemik sağlığını iyileştirmenin ve osteoporozun ilerlemesini yavaşlatmanın en etkili yollarından biridir. Kefirli yoğurt sadece iyi bir kalsiyum kaynağı değil, aynı zamanda kalsiyum metabolizmasında önemli bir rol oynayan K2 vitamini için de iyi bir kaynaktır. K2 vitamini K vitamini tiplerinden biridir ve kemiklerde ve dişlerde kalsiyum birikmesini sağlayarak bu dokuların güçlenmesini sağlar. Büyüme çağındaki çocuklarda kemik gelişimi ve büyümeye destek verir. Deney hayvanlarında yapılan çalışmalar, kefirin kemik hücrelerinde artan kalsiyum emilimine destek verdiğine işaret etmektedir. Bu, kırıkların önlenmesine yardımcı olan kemik yoğunluğunun artmasına destek sağlar” diye konuştu.
‘Kefirli yoğurt sindirim sistemi sorunlarını giderebilir’
“Kefirli yoğurt içindeki probiyotikler çeşitli sindirim sorunlarının giderilmesine yardımcı olabilir” diyen Uzman Diyetisyen Baş, “Kefirin içerisinde bulunan probiyotikler, bağırsaklardaki probiyotik dost bakterilerin dengesinin geri kazanılmasına yardımcı olabilir. Örneğin, ishalin tedavi edilmesinde oldukça etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Dahası, bazı bilimsel kanıtlar probiyotiklerin ve probiyotik gıdaların birçok sindirim problemini hafifletebileceğini düşündürmektedir. Bunlar arasında irritabl bağırsak sendromu (IBS), ülserler, kabızlık ve diğer bazı sindirim sorunları gelmektedir” dedi.
‘Laktoz oranı çok daha düşük’
Laktoz intoleransı olan kişiler için yoğurtlu kefirin daha iyi bir seçenek olacağını vurgulayan Murat Baş, “Süt ve süt ürünleri, “laktoz” adı verilen doğal bir karbonhidrat içerir. Bazı kişiler laktozu düzgün bir şekilde parçalayamaz ve sindiremez. Bu duruma laktoz intoleransı denir. Kefir ve yoğurtta bulunan laktik asit bakterileri sütte bulunan laktozu parçalar ve süte göre oldukça daha düşük bir laktoz içeriği meydana gelir. Bu nedenle kefirli yoğurt sindirim sorunlarına neden olmaz” diyerek sözlerini sonlandırdı.