Yeni Akit Gazetesi köşe yazarı Ali Karahasanoğlu, 18 Ağustos 2018 tarihinde Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak ve İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Zafer Cenap Sarıalioğlu’nun basına vermiş olduğu demeçlerden yola çıkarak “İlaç fiyatları üzerinden korku salanlara ne ceza gerekir?” başlıklı bir yazı kaleme almıştır. Söz konusu yazıda Birlik Başkanımızı ve Oda Başkanımızı hedef göstermiş, kendilerini aleni bir şekilde tehdit etmiş, halkı kin ve nefrete teşvik etmiştir. Karahasanoğlu yazısındaki nefret söyleminde çıtayı yükseltmiş: “Hatta, onlara malzeme veren Eczacılar Birliği Başkanı’nı, Eczacılar Odası Başkanı’nı, sendika yöneticisini ne yapmak gerekir? Darağacında sallandırmaktan başka, ne yapmak gerekir?” ifadelerini kaleme almıştır. Gazetecilik etiğinin ayaklar altına alındığı bu yazıdan ötürü, yazıyı yayınlamakta beis görmeyen Yeni Akit Gazetesi’ni ve mesleği “hukukçuluk” olan “yazar” Karahasanoğlu’nu kınıyoruz.
Her şeyden önce, biz Türk Eczacıları Birliği olarak kamu yararına hizmet eden ve halk sağlığını önceleyen bir sağlık meslek örgütüyüz. Temel kaygılarından biri toplumun ilaca ulaşması olan meslek birliğiyiz. 1956 yılında kurulduğumuzdan beri ilacın bulunabilir ve alınabilir olmasını savunuyoruz. O nedenle de yerli ilaç sanayisini, ilaç fiyatlarının ucuz olmasını desteklediğimiz gibi, ilacın fiyatının toplumun ilaca erişmesini engellemeyecek seviyede olması gerektiğini savunuyoruz.
Karahasanoğlu’nun üzerinde yazdığı; ilaçların piyasadaki varlıklarını etkileme tehlikesi olan Euro kurunun yıllık olarak belirlenmesi ve yıl içinde değiştirilmemesi ile ilgili Sağlık Bakanlığımızın açıklamasında da yer alan konu, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırması Hakkında Tebliğ ile zaten bağıtlanmış ve iki yıldır o şekilde uygulanmaktadır. Zaten ilaçların piyasa fiyatlarının Euro kuruna göre yükseltilmesini savunmak da Türk Eczacıları Birliği’nin görevi değildir. Türk Eczacıları Birliği’nin görevi, her demokratik toplumda olduğu gibi ilaçların piyasada bulunma güçlüğü tehlikesine karşı ve bunun sonucunda oluşabilecek sağlık sorunlarına ilişkin yetkilileri uyarmaktır. Kaldı ki yapılan açıklama bu minvaldedir. Açıklama ile ilgili dayanak da Birliğimizin takip ettiği dağıtım kanalları, ilaç şirketleri ve eczane verileridir. Bu verilerin dikkate alınmasını istemek, idamı mı gerektirir? Uyarı amaçlı yapılan bu açıklamaya karşı “darağacını” işaret etmek, gazeteci kimliğinin yanı sıra hukukçu kimliği olan birisine yakışmamaktadır.
Bizler eczacılar olarak halkımıza ilaç ve sağlık hizmeti verirken hastalarımızı asla mağdur etmedik. Birlik Başkanımızın ve Oda Başkanlarımızın yapmış olduğu açıklamalar, asla korku atmosferi oluşturmaya yönelik değildir. Aksine demokrasilerde meslek örgütlerinin varlık sebeplerinden biri olarak ilgili mercileri zamanında önlem alınabilmesi adına uyarma amaçlıdır. Bu görevi yerine getirmenin “darağacında sallandırmak” ile cezalandırılmasının istenmesi; hukuk bilmezliğinin, demokrasi bilmezliğinin, etik bilmezliğinin bir sonucu olabilir ancak.
Kaldı ki Sayın Erdoğan Çolak, Euro kuru ve buna bağlı olarak ilaçların bulunabilirliği konusunda pek çok kez açıklama yapmış, bunun bugünün sorunu olmadığının altını pek çok kez çizmiştir. Ve açıklamalarının devamında halk ve kamu yararı adına ilacın ve hammaddenin yerlileşmesi gerektiğini defalarca dile getirmiştir. Birlik Başkanımızın, halk ve kamu yararına yönelik yaptığı açıklamalardan ötürü kendini bilmez, gazetecilik etiğinden bihaber bir şahıs tarafından hedef gösterilmiş olmasını kabul etmiyoruz. Gerek Türk Eczacıları Birliği, gerek Birlik Başkanımız Ecz. Erdoğan Çolak, gerekse de Eczacı Odası Başkanlarımız toplum sağlığına yönelik gerekli gördüğü konularda açıklama yapmaktan dün olduğu gibi bugün de asla geri durmayacaktır.
Birlik Başkanımız ve Oda Başkanımıza yönelik bu mesnetsiz yazı ve yazının sahibi şahıs ile ilgili tüm hukuki haklarımız saklı kalmak koşuluyla mücadele edeceğimizi ve süreci kararlılıkla takip edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ