Duygular ve sosyal becerilerle öğrenme kalıcı oluyor
Modern dünyada okuma ve ezberlemeden ibaret olan klasik öğrenmenin yerini beyin temelli öğrenmenin aldığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duygular ve sosyal becerilerle öğrenmenin kalıcı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aktif öğrenme ve deneyimleyerek öğrenme 21. yüzyıl becerisi olduğunun altını çiziyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyin temelli öğrenmenin kalıcı olduğunu belirterek önemine işaret etti.
Beyin temelli öğrenmenin şu andaki eğitim sistemindeki yeniden yapılanmanın teorik temelini de oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bütün dünyada eğitim modeli özellikle son 20 sene içerisinde insan beyninin nasıl çalıştığının üzerinde çalışıyor. Bunlardan birisi de öğrenme ile ilgili teoriler. Öğrenme sadece zihinsel değil, duygusal ve sosyal öğrenme boyutları da var. 21. Yüzyıl becerisi aktif öğrenme ve deneyimleyerek öğrenmeyi içeriyor” dedi.
Klasik öğrenmede bilgi kalıcı olmuyor
Önceki yıllarda öğrencilerin konuyu alıp ezberlediğini, anlatıp notunu aldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Klasik öğrenmede sadece bilişsel öğrenmeden bahsedilir. Bu öğrenme şeklinde kişi okuduğunu anlıyor anlatıyor, bu öğrenme kalıcı olmuyor. İdeal öğrenmede ise sadece mantıkla öğrenilmiyor. Duygular ve sosyal beceriler ile birlikte öğreniliyor. Bu tarz öğrenme kalıcı oluyor. Bu öğrenmede kişinin beyninin her yönüyle devreye sokulması amaçlanıyor. Bu da 21. Yüzyıl becerisi olarak tanımlanıyor. Aktif öğrenme, deneyimleyerek öğrenme. Bazı şeyleri tecrübe ederek öğrenme. Proje odaklı öğrenme. Bu yöntemde bir konu veriliyor. Bireyin onu okuyup anlaması yerine uygulama veya testlerle konuyu kavraması amaçlanıyor” diye konuştu.
Disiplin ve eğlence bir arada olmalı
Beyin temelli öğrenmede disiplin ve eğlencenin bir arada olması gerektiğinin vurgulandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyin temelli öğrenmeye göre insan en verimli şekilde disiplinli ve eğlenceli ortamda öğreniyor. Bilim ve eğlencenin bir arada olduğu festivalleri araştırdık. O dönemde sadece Amerika’da vardı. Biz de bilim festivali düzenlemek istedik. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile 2013 yılında bir protokol yaptık ve o zamandan beri Bilim ve Fikir Festivali düzenliyoruz. Bu festivalde gençler proje üretiyorlar. TÜBİTAK’ın uyguladığı şekilde bir değerlendirme yapılıyor. İlk üç dereceye girenlere ödüller veriliyor. Öğrencilere oyun ve konserlerin düzenlendiği, eğlenerek yarıştıkları bir festival ortamı sağlıyoruz. Gençleri motive etmek, onların kendilerine bir amaç ve ideal seçmelerini, merak etmelerini ve öğrenmelerini sağlamak istiyoruz” diye konuştu.
Keşfedici düşünme ortaya çıkmalı
Günümüzde eğitim sisteminin beyin temelli öğrenme modeline göre yapılandırılmaya çalışıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duyguları katarak öğrenilen bilginin kalıcı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Gençlerde zihinsel isyan, zihinsel zorlama olmalı çünkü bunun sonucunda bir şeyler ortaya çıkıyor. Keşfedici düşünme ortaya çıkmalı. Kişinin duygularını katmadan öğrendiği bilgi, kuma yazılan yazı gibi hemen siliniyor. Bilginin taşa yazılmış gibi kalıcı olması için bilgilere duygu katılması gerekiyor. Duygu katınca beyin bilgiyi unutmuyor. Heyecan uyandıran işlerin içerisinde öğrenilen bilgi unutulmuyor.
İdeal öğretmen, öğrencilerinin sevdiği öğretmen
Dikkat ederseniz öğrenciler, bazı öğretmenlerin dersine severek gelir. İdeal öğretmen öğrencinin sevdiği öğretmendir. Öğrencinin dersi ve öğretmeni sevmesi için öğretmen de öğrenciyi ve dersi sevmesi lazım. Uygulamalı derslerin artırılması gerekir. Bunun için de öğreticilerin buna inanması önemli. Biz toplum olarak değişime açık bir toplumuz. Beyin temelli öğrenmenin pratik uygulamasının başarılı olacağına inanıyorum. Herkesin kendi alanında bunu yapması gerekir.
100 yıllık varlık için insan yetiştirilmeli
Biz lisans eğitimi alan öğrencilerimize proje yaptırıyoruz. Aynı şekilde proje kültürünün lise öğrencilerine de aşılanması lazım. Hatta bu konuda çok güzel bir Çin atasözü vardır; ‘Bir yıllık varlık istiyorsanız buğday ekin, on yıllık varlık istiyorsanız ağaç dikin, yüz yıllık varlık istiyorsanız insan yetiştirin.’ Bu orta ve uzun vadede bir çalışma. Fakat gelecek nesiller için bunun yapılması gerekiyor. Artık Çin’e Amerika’ya gidip nasıl yapıyorsunuz deme zamanı değil, harekete geçme zamanı.”
Eğitimci öğrencisinin lideri olmalı
Öğrenme konusunda öğretmenlerin de yapması gereken şeyler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Öğretmenler öğrencileri nasıl daha iyi yetiştirebilirim diye sorsunlar. Bu konuda sınıf liderliği önemli. Eğitimci öğrencisinin lideri olmalı. Öğrenciyi iyi yetiştirebilmek için öğrenciyi iyi tanımak. İdeal olan danışman öğretmenlerdir. Birinci sınıftan alır ve mezun eder. Bu öğretmen öğrencisini iyi tanır. Aynı şey aile için de geçerli. Eğitimci yaptığı işi şevk ve heyecanla yaparsa daha sonuç alabiliyor. İstekli olmayan öğretmen başarılı olamaz. Eğitimci hem kendi yaptığı işten zevk almalı hem de öğrencisini iyi yetiştirme odaklı olmalı. Zevk alan kimse, yaptığı işten sıkılmaz” dedi.