Ana Sayfa Manşet Kobiler Icin Yeni Normal Yonetim Stratejileri

Kobiler Icin Yeni Normal Yonetim Stratejileri

Ali Rıza Değer

Merhaba Sevgili Dostlarım.

Sizlerinde çok iyi bildiği gibi, birçok yerde, tüm kurum ve kuruluşların faaliyetlerini – Patron + Üst yönetici + Çalışan + Vs. kişilerden bağımsız olarak yürütebilmeleri ve geliştirmeleri olarak tanımlanan kurumsallaşma; hemen hemen tüm şirketler + küçük ve orta boy işletmeler için, gündemdeki yerini – Pandemi döneminde de, aynen korumakta ve korumaya da devam gibi!

İçinde bulunduğumuz aylarda özellikle de Kalkınma Ajansları vasıtasıyla, bu konuda yoğun bir talep de olduğundan, daha önce yazdığım “Aile/Ortaklık Anayasaları” ile ilgili yazılara, destek anlamında bu yazıyı kaleme almaktayım. (Konu için; Sn. Şakir Cam Gerze’ye çok teşekkürler!)

Çünkü belirli bir noktaya kadar, kurucu ortakların heyecanı ve cesaretleriyle hızlı bir şekilde gelişen şirketler (Ki, ülkemizde halen kurulan şirketlerin %80’inin, ilk 5 yıl içinde kapanmasını göz ardı edersek, bu süre 20/25 yıl gibi bir kuşak/nesil boyuna kadar ulaşabiliyor!); o kişilere bağlı olarak çalışmalarını sürdürdükçe, hepimizin bildiği bazı sıkıntılar yaşamaya başlıyorlar.

Ve bu sıkıntılara da zamanında, belirli kişilerden bağımsız olarak, çözüm üretilerek müdahale edilmezse, ipler kopma noktasına geliyor… Ve de olan çalışanlara oluyor!..

Bu; hem normal ortaklık yapısındaki şirketler, hem de aile şirketleri için geçerli!

Netice de; firmaların sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmeleri için, kurumsallaşma (Şirketler için, ilkeleri ve değerleri kapsamında, misyonlarından vizyonlarına giden yolda, yeni stratejik planlamalarla – amaç ve hedefler doğrultusunda, kişilerden bağımsız olarak somut kuralların belirlenmesi ve 5 N / 1 K standartlarıyla, uygulama disiplini!) şart!..

Kurumsallaşma’nın teknik detaylarına, internetten her zaman ulaşmak mümkün. Benim bu yazıda değinmek istediğim konu, Kurumsallaşmada Yeni Normaller ve Yönetim Stratejileri!

Artık tüm sektörler için, ekonomik sıkıntıların arttığı, öncelik sıralamalarının değiştiği, arz ve talep beklentilerinin farklılaştığı, yepyeni bir dönem başladı. Böyle belirsiz dönemlerde hiçbir şey yapmadan beklemek, bize bir şey kazandırmayacağından, harekete geçmekte fayda var.

Tabi harekete geçerken de, içinde bulunduğumuz sektörü ve rakiplerimizi çok iyi izleyerek, kendimize; mümkünse çalışanlardan, değilse dışarıdan “iyi bir ekip” oluşturmak gerekiyor!..

(Bu noktada, içeriden veya dışarıdan iyi bir ekip tanımıyla ilgili; Sn. İsa Tokmak’ın “Fotoğrafın içindekiler, tamamını göremez!” + Sn. Mustafa Denizli’nin “Hiçbir top, tek başına gol olmaz!” + Sn. Ege Cansen’in “Borçları değil, şirketleri yeniden yapılandıralım!” şeklindeki özdeyişlerini de, her zaman aklınızda bulunması için, sizlerle paylaşmak istiyorum! Ayrıca bu ekip üyelerini, uyum içinde birbirlerine bağlayan, amaç birliğide önemli! Sn. Hakan Öktem’e de teşekkürler!)

Sonra da; doğru fikirlerle doğru araştırmalarla ve doğru planlamalarla yola devam etmek için;

*) Mevcut durum ve ihtiyaç analizi yapmak…

*) İş planı ve nakit akış tablosu gözden geçirmek…

*) Gerekiyorsa finansal kredi desteklerini araştırmak…

*) Borç / Alacak dengeleri ile tasarruf tedbirlerini ön plana çıkartmak…

*) Rakipleri incelemek ve rekabet kabiliyetini arttırmak…

*) Kuvvetli ve zayıf yönlerimizi tespit etmek…

*) Tehditleri ve fırsatları yorumlamak…

*) Ekonomik ve toplumsal geleceği değerlendirmek…

*) Dijital ve teknolojik alt yapıyı güçlendirmek…

*) İşlevsel bir web sitesi (Vitrin) ile online satış organizasyonunu gerçekleştirmek…

*) Ekibimize güven veren yaklaşımlar sergilemek…

*) Farklı ve yeni düşünceler geliştirmek…

*) KOSGEB + KOBİGEL + TÜBİTAK + AR-GE + UR-GE + Vs. Teşvik ve Destekleri incelemek…

*) Önemli müşterilerle, direkt temasları devam ettirmek…

*) Mevcut ürün veya hizmetlerimize, yeni / farklı neler katabileceğimizi tespit etmek…

Gibi konularda, 5 N (Ne + Neden + Ne Zaman + Nasıl + Nerede) 1 K (Kim/Kimler) kararlarını, gerekli destekleri sağlayarak yeniden gözden geçirmek, özellikle böyle sıkıntılı dönemlerde, yeni normal yönetim stratejilerimiz içinde yer almalı, diye düşünüyorum.

Aslında bu tür önerilerle, birçok yerde (Webinar + Seminer + Eğitim + Vs.) karşılaşıyoruz. İnsanın “Tamam! Söylemesi kolay da, gel yap!” diyesi geliyor! Ama maalesef kolay değil! J

Çünkü yaşanan sıkıntılar, bireyselden öte sektörel. Onun içinde; Ticaret ve Sanayi Odalarının, Sektörel Derneklerin, Organize Sanayi Bölgelerinin, Borsalar ve İhracatçı Birliklerinin, üyeleri ile ilgili sorunlara ortak çözümler üretmesi önemli. Bunun içinde birçok çalışmalar yapıldığını biliyoruz, ama yeterli olup olmadığını bilmiyoruz! Yani, ateş düştüğü yeri yakıyor!

Daha önce pek alışık olmadığımız şekilde yaşadığımız olağanüstü pandemi döneminde, hem bireysel olarak – hem de iş dünyası olarak, bazı zorunlu değişiklikler yaşamaktayız!

Oldukça geniş bir yelpazede çok çeşitli şirketler, çalışanlarını evden çalışmaya yöneltti. Dijital teknoloji ve esnek çalışma modelleri, zamanla güncel tercihler arasında yer aldı.

Bu noktada konunun uzmanlarından Peryön – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim

Kurulu Başkanı Sayın Berna Öztınaz… “Önümüzdeki dönemde çalışma hayatında fiziksel etkileşimin daha az olduğu, toplantıların uzaktan bağlantı yoluyla yapıldığı, hijyen’in ana gündem maddelerinden biri olduğu ve yeni çalışma modellerinin çalışan ve işveren arasında görüşülerek hayata geçirildiği bir süreç bizi bekliyor. Aslında günümüzden daha demokratik ve uygar, toplumun ihtiyaçlarına uygun, yeni bir iş hayatı başlıyor” diye, süreci tanımlıyor!

Ve devam ediyor… “Öngörülmesi çok da mümkün olmayan benzersiz bir dönemin içerisinde bulunduğumuz bu zamanlarda – Değişim – hiç olmadığı kadar hızla hayatlarımızı etkiliyor.

Şirket içerisinde yer alan liderler, alınması gereken tedbirleri panik havasından uzak şekilde uygulamaya koyarken, çalışanlarının geleceğe dair umutlu olması için destekleyici bir görevi de üstleniyor. İnsan odaklı şirketler, iyi yönetim becerileri ile performanslarının her zaman olduğundan daha da iyiye gittiğini görebiliyor.

Evden çalışma modelinin başarısı iş hayatında tartışılırken, Valoir araştırma şirketinin 2020 için hazırladığı, uzaktan çalışma araştırmaları çok daha somut ve gerçekçi verileri karşımıza çıkarıyor. Araştırma sonuçlarına göre; uzaktan çalışma modeline geçen çalışanların % 86 sı,  üretkenliklerinin üst seviyede arttığını ifade etmiş, grubun içerisinden yüzde 40’dan fazlası ise gelecekte de, evden çalışmaya devam etmek istediklerini belirtmişlerdir.

Evden çalışmayı destekleyen büyük şirketlerden Google, çalışanları için evden çalışma uygulamasını Temmuz 2021’e kadar uzattığını açıklamıştır. Twitter ise aldığı kararla, evden çalışması mümkün olan çalışanlarının “süresiz” olarak bu çalışma şeklinde devam etmesini mümkün kılmıştır.

İş hayatının geleceğinde ise; ilerleyen günlerde iş hayatında – fiziksel etkileşimin daha az, teknolojik bağlantıların daha yoğun kullanıldığı bir süreç bekleniyor. İş dünyasında artık işlev görmeyen pek çok alanının revize edilmesi, doğruların ve işlevselliğin üst seviyeye taşınması yaşanan sürecin kazandıracağı değişiklikler olarak öngörülüyor!”

Elbette, bu görüşlere katılmamak mümkün değil!.. (Sn. İsmail Gürsu Boğaziçi’ne teşekkürler!)

O nedenle, yazının giriş bölümünde de bahsettiğim gibi, özellikle Kobi’ler olarak; önce iyi bir ekip oluşturmak ve problemleri ortaya koyarak, sürdürülebilir çözümler aramak gerekiyor!
Bir yıldan fazla bir süredir, hem sağlık – hem de ekonomik açıdan olumsuzluklar yaşadığımız bu sıkıntılı dönemin de, bir an önce sona ermesini diliyor ve yolunuz açık olsun diyorum!..

Daha mutlu bir gelecek için, sevgi ve saygılarımla…

ALİ RIZA DEĞER

iletişim
[email protected]