Kök hücreler kişinin kendi dokularından elde ediliyor ve dermatolojiden ortopediye tıbbın birçok alanında kullanılabiliyor. Dermatolojik hastalıkların tedavisine ek olarak ciltteki kolajen miktarını artıran kök hücreler yaşlanma karşıtı etkileriyle de ön plana çıkıyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Uz. Dr. T. Kevser Uzunçakmak, kök hücre tedavisi ve kök hücreyle cilt gençleştirme hakkında bilgi verdi.
Kök hücreler, birçok dokuda bulunan ve çeşitli hücre tiplerine dönüşebilme kabiliyetine sahip farklılaşmamış öncü hücrelerdir. Kök hücreler, kaynaklarına ve farklılaşma kapasitelerine göre sınıflandırılabilir. Kök hücreler deride, normal deri sağlığının korunmasına ve herhangi bir yaralanma sonrası derinin onarımında yardımcı olurlar.
Kök hücreler kıl folikülü ve yağ dokularından elde ediliyor
Kök hücreler, yağ dokularından veya doğrudan kıl folikülü çevresindeki kök hücrelere yönelik saçlı deriden alınan örneklerden elde edilebilmektedir. Saç hastalıkları için sıklıkla kulak arkasındaki dokulardan, yüz gençleştirme için ise karın bölgesindeki yağ dokularından kök hücre alınmaktadır. Yağ dokuları kalça ve uyluk bölgesinden de alınabilmektedir. Yağ dokusundan kök hücre toplama işleminde, hedeflenecek bölge dikkatli bir şekilde belirlenir. Lokal anestezi altında yapılan işlemde yaklaşık 30 ml yağ özel şırıngalar ile aspire edilerek alınır ve laboratuvara gönderilir. Laboratuvar ortamında çoğaltılan kök hücreler uygun ortamlarda saklanır. Tedavi edilecek bölgelere enjekte edilir.
Birçok deri hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor
Kök hücre tedavisi; sistemik skleroz, sistemik lupus eritematozus, skleromiksödem, Merkel hücreli karsinom, vitiligo, pemfigus vulgaris, sedef hastalığı, atopik dermatit, epidermoliz bülloza (kelebek hastalığı) ve saç dökülmeleri gibi birçok deri hastalığının tedavisinde başarılı sonuçlar vermektedir. Bu hastalıklara ek olarak yeni ve sağlıklı kolajen sentezi artışı sağlayabilmesi nedeniyle cilt kırışıklık tedavisi ve cilt gençleştirme gibi birçok alanda başarı ile kullanılabilmektedir. Araştırmalar yağ dokudan elde edilen kök hücrelerin kolajen sentezinden sorumlu hücreler olan fibroblastları aktive ettiği ve deride antioksidan ve yara iyileştirici etkilere sahip çeşitli büyüme faktörleri salgıladığını göstermektedir.
Saç dökülmelerinde uygulanabiliyor
Kök hücre tedavisi; cilt gençleştirme ve kırışıklık tedavisinde, saç dökülmelerinde, özellikle tıbbi ismi androgenetik alopesi olan, halk arasında erkek tipi kellik olarak bilinen saç dökülme yakınması olan hem kadın hem erkek bireylerde kullanılabilmektedir. Ayrıca; bacak ülserleri, Buerger hastalığı, bası yaraları, derin yanıklar ve diyabetik ülserler gibi kronik yaraların tedavisinde de başarıyla uygulanabilmektedir.
Kök hücre tedavisi cilt gençleştirmede de ön plana çıkıyor
Kök hücre tedavisinde kişinin kendi kök hücreleri tedavi planlanan alanda deri orta tabakasına enjekte edilmekte ve bu alanda fibroblast adı verilen temel hücre tipine dönüşebilmektedir. Fibroblastlar vücutta kolajen adını verilen, esnekliği sağlayan temel yapısal proteini üreten hücrelerdir. Yaşlanmanın etkisiyle azalan kolajen sentezi, kök hücre tedavisi ile tekrar doğal yolla artırılmaktadır. Vücudun kendi sentezlediği bu yeni kolajen, cilt dokusunda elastikiyet ve yoğunluk artışının yanı sıra ve ince kırışıklıklarda yaklaşık 8 hafta içerisinde etkisini göstermektedir. Deriye yönelik kök hücre uygulamalarında etki 2. aydan itibaren görülmeye başlamaktadır. Tedavinin etkisi hastaların %90’ında 1 yıla kadar, % 75’inde ise 5 yıla kadar devam edebilmektedir.
Cilt kendi hücresiyle yenileniyor
Cilt gençleştirmede kullanılan dolgu, botoks gibi diğer yöntemlerde cilde sentetik maddeler verilmektedir. Kök hücre tedavisi ise sentetik olmayan tamamen hastanın kendi hücrelerinden elde edilen bir tedavi yöntemidir. Gerek kalıcılık açısından gerekse hangi dokuda neye ihtiyaç varsa ona yönelik tedavi sağlanabilmesi açısından diğer tedavi yöntemlerine göre oldukça avantajlı bir tedavi seçeneğidir.
Kök hücre tedavisinin yan etkisi bulunmuyor
Kişinin kendi hücreleri olduğu için genel olarak uygulama sonrası belirgin bir yan etki görülmemektedir. Uygulama sonrası biyopsi yoluyla kök hücre temin edilen hastalarda kırmızı mercimek büyüklüğünde iz oluşabilmektedir. Yağ dokudan elde edilen kök hücre örneklerinde enjektör yardımı ile işlem yapılmakta iğne giriş yerlerinde belirgin iz kalmamaktadır. İşlem sırasında ve sonrasında hastalarda çok nadiren kısa süreli minimal ağrı olabilmektedir. Kök hücre tedavileri mutlaka uzman hekimler tarafından tam donanımlı merkezlerde yapılmalıdır.