Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) Kolon Kanseri ve Kolorektal Polip Çalışma Grubu Başkanı , koleraktal kanser taraması amacıyla kolonoskopi yaptıran 6 bin 508 vakayla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, “Kolon Kanseri Farkındalık Ayı” nedeniyle düzenlenen toplantıda, TGD İkinci Başkanı Prof. Dr. Kadir Bal, modern tanı ve tedavi yöntemleri arasında önemli bir yer tutan endoskopinin etkin ve güvenilir olduğunu belirterek, kolon kanserinde erken tanının önemine değindi.
Bal, poliplerin erkenden çıkartılmasının, kolorektal kanseri önlediğini dile getirerek, “Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olacaktır. Bu nedenle 50 yaş üstündeki kişiler izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama programına alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
TGD Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor da yaygın görülen ve ölümcül olan kolorektal kanserin, kolonoskopiyle saptanan adenomların çıkarılması durumunda sıklıkla önlenebildiğini dile getirerek, kolorektal kanserler hakkında şunları kaydetti:
“Tüm dünyada üçüncü sıklıkta görülen kanser olup, kadınlarda kanserden ölümün üçüncü sebebi, erkeklerde ise ikinci sebebidir. Sıklıkla 40 yaşından sonra görülür, yaşla birlikte sıklığı artar. Sıradan insanlarda yaşam boyu insidansı yüzde 5’tir. Yavaş büyürler ve bu nedenle karakteristik bulgularını çok geç dönemde gösterirler. Makattan kanama ve kansızlık, lokal ve sistemik yayılmaya bağlı tıkanma, dışkılama alışkanlığında değişiklik ile ortaya çıkabilir. Bu nedenle her dışkılama ile kan gelme şikayeti olanlar veya sebebi saptanmamış demir eksikliği kansızlığı olanlar mutlaka kolon kanseri yönünden hekim tarafından tetkik edilmelidir. Zamanında tespit edilemezse kanser vücutta diğer organlara yayılabilir ve ciddi, hatta ölümcül olabilen sonuçlara yol açabilir. Ölümcül seyredebilen bu tümörlerin erken dönemde ve hatta henüz kanser gelişmeden polip aşamasında tanınması, tedavisi hayati önem taşımaktadır.”
TGD Üyesi Prof. Dr. Filiz Akyüz ise 50 yaşından itibaren kolorektal kanser yönünden rutin tarama ve düzenli fiziksel egzersiz yapılması, aşırı kilolardan kurtulunması, sigara ve alkol kullanılmaması, fazla miktarda işlenmiş gıda ve kırmızı et tüketilmemesi gerektiğini vurguladı.
Bu kanser türlerindeki hastaların yüzde 90’ına 50 yaş üzerinde tanı konulduğunu, birinci derece akrabalarında kanser öyküsü varsa genç yaşta yakalanma riski arttığını ifade eden Akyüz, hayvansal yağlardan zengin, meyve-sebze ve liflerden fakir beslenmenin riski artırdığını anlattı.
– 6 bin 508 vakayla yapılan araştırma
TGD Kolon Kanseri Ve Kolorektal Polip Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Levent Erdem de kolon kanserinin tüm dünyada ve Türkiye’de kanserden ölüm sebepleri arasında ilk sıralarda yer aldığını belirterek, önlenebilir hastalık olması nedeniyle tarama programlarının önem kazandığını kaydetti.
Erdem, kolorektal kanser ve polip sıklığını saptamak ve risk faktörlerini belirlemek amacıyla farklı illerden 16 ayrı devlet ve özel üniversite tıp fakülteleri, eğitim ve araştırma hastaneleri ile özel hastanelerin gastroenteroloji bölümlerinde, koleraktal kanser taraması amacıyla kolonoskopi yaptıran 6 bin 508 vakayla yeni bir araştırma yapıldığını aktardı.
Araştırmayla kolon kanseri tarama amacıyla kolonoskopi yapılan vakaların, demografik özellikleri, aile hikayesi, sigara tüketimi, hafif-orta-ağır olmak üzere alkol alışkanlıkları, vücut kitle indeksi, polip saptanma oranları, yerleşim yeri, polip histolojik tipleri, kolon kanseri sıklığı yerleşim yeri ve tiplerinin kaydedildiğini vurgulayan Erdem, şöyle devam etti:
“Elde edilen bulgulara göre, çalışmaya katılan olguların yaş ortalaması yaklaşık 54. Olguların yüzde 52’si kadın, yüzde 48’i erkek olarak saptandı. Sigara maruziyeti oranların yüzde 23’ü aktif sigara içen, yüzde 14’ü ise sigarayı bırakmış olarak tespit edildi. Sigara içenlerin yüzde 53’ünün ise, 20 yıldır günde en az 1 paket sigara tükettiği belirlendi. Alkol kullanımı ise toplamda yüzde 8,3 olarak bulundu. Bunların yüzde 62’sinde ise orta-ağır alkol kullanımı olduğu belirtildi. Olgularda kilo fazlalığının ise yüksek seviyede olduğu saptandı. Vakaların yüzde 26’sında vücut kitle endeksi 30 ve üzeri, yüzde 6,7’sinde ise 35 ve üzeri olarak karşımıza çıktı. Vakalarda aile hikayesine bakıldığında, yüzde 14,5 oranda genetik öykü belirlendi. Kolonoskopik taraması yapılan olgularda polip sıklığı yüzde 31, kolon kanseri sıklığı yüzde 2,3 olarak saptandı. Kadınlarda polip sıklığı yüzde 27, kolon kanseri sıklığı yüzde 1. Erkeklerde polip sıklığı yüzde 37, kolon kanseri sıklığı yüzde 3,8 olarak bulundu. Tarama yapılan olgularda kolonda polip tespit edilme oranları 40-49 yaş grubunda yüzde 14, 50-59 yaş grubunda yüzde 23, 60-69 yaş grubunda yüzde 27 olarak bulundu.”
Erdem, yaşlara göre kolon kanseri görülme sıklığında ise 50 yaş üstünde belirgin olarak artış olduğunun saptandığını vurgulayarak, “Ülkemizde kolonoskopi taramasında her 3 olgudan 1’inde polip veya kanser (yüzde 2,3), her 4 olgudan 1’inde kanser öncülü adenomatöz polip saptanmaktadır. Kolon polip ve kanser taramasında ülkelere özgü yeni tarama stratejisi ve yaş belirleme gereklidir. Kolon polip ve kanser taramasında 45 yaş önemlidir. Erkeklerde 45 yaşında (kadınlarda ise sigara+vücut kitle indeksi ile risk puanı 4 ise) tarama başlamalıdır.” uyarısında bulundu.
– Ünlülerden farkındalık filmi
Bu arada, “Kolon Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında dernek tarafından, kolon kanserinde erken tanıya ve kanserin sebeplerine dikkat çekmek amacıyla bilgilendirme filmi hazırlandı.
Altan Erkekli, Deniz Çakır, Ata Demirer ve Feridun Düzağaç’ın koşulsuz desteğiyle hazırlanan film, Sağlık Bakanlığı ve RTÜK tarafından onaylandığı takdirde kamu spotu olarak yayınlanacak. Filmle kolon kanserinde farkındalık yaratılması amaçlanıyor.