W-Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal ile gündemdeki konu olan koronavirüsün gıda güvenliği ile ilişkisi hakkındaki görüşlerini alacağız
Tüketiciler açısından koronavirüs salgını süreci Türkiye’de nasıl işledi?
HRU-Sıcaklığı hala geçmediği için iki hafta önceki Cuma akşamından bahsetmek istiyorum. Hafta sonunda 31 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacağı açıklandığında, bu illerde yaşayan milyonlarca insan gecenin o saatinde sokağa çıkarak marketlerdeki ürün raflarını adeta boşalttılar. Benzeri durumu Ramazan ayı öncesinde yaşamaktayız.
Gıda satışı yapan ne kadar işyeri varsa hepsinden muhtemel hatta Tarım Bakanlığı’nın sayfasından açıkladığı hileli gıdalar benzerlerini ve de güvenli ne kadar ürün varsa toparladılar. Halbuki sağlığımızı en çok tehdit edenler de hileli gıdalar.
W-Bu durumda ucuz gıdalara yönelme olur mu?
HRU-Satın alacaklardan özellikle dar gelirli kesimler; ambalajsız, markasız, açıkta satılan gıdalara yöneltebilir.
Daha yeni, Tarım ve Orman Bakanlığı hile yapan 45 firmayı ifşa etti (tıklayınız) Tüketicilerin ilgili linklere girerek hangi firmaların, hangi ürünlerde nasıl hile yaptıkları konusunda bilgilenmeleri gerekiyor. Hileli gıdalar bağışıklık sistemimizin düşmanları.
Tarladan-bahçeden-ahırdan gelen ürünlere koronavirüs bulaşma ihtimali düşük olmasına rağmen, gayri hijyenik koşullardaki üretim ve işleme sırasında ve açıkta satılırken pekala kolayca bulaşabilir.
W- Bu durumda marketler ne yapmalı?
HRU-Burada marketlere-bakkallara-manavlara düşen görevler bulunuyor. Marketler kapanan ya da üretimini azaltan gıda işyerleri nedeniyle azalan gıda arzını dikkatlice yönetmeliler. Nasıl olsa alıyorlar diyerek arz edilen gıdaların hileli olup olmadıklarını kontrol etmeliler. Hileli mal üretenlerden uzak durmalılar. Geri dönüşümleri iyi yöneterek, yeniden gıda haline döndürülmemeleri için gerekli önlemleri almalılar.
Güçlü bir bağışıklık sisteminin koronavirüsle mücadelede çok önemli olduğunu Bilim Kurulu açıklamalarından biliyoruz. Güçlü olan bireyler hastalığı daha kolay atlatıyorlar. Burada yaşın ve kronik hastalıkların da etkili olduğunu unutmamak gerekiyor pek tabii ki.
W-Bireyler ne yapmalı?
HRU-Bağışıklık sistemini hareketsizlik, sigara kullanımı gibi faktörlerin yanı sıra kötü gıdalar da etkiliyorlar. O nedenle her zaman ama özellikle şimdi bireylerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Bu da bireylerin birinci görevleri.
Bireylere düşen diğer bir görev de aldıkları gıda paketlerinin etiket bilgilerini okumaları. Son kullanma tarihi geçmiş, bozulmuş, ambalajı yırtılmış olan paketleri ucuz bile olsalar almamaları gerekiyor.
Dikkat ederseniz hep paketlerden söz ettim. Bunu özellikle yaptım. Açıkta satılan-etiket bilgileri olmayan-ambalajsız ürünler güçlü bağışıklık sistemine gereksinim duyduğumuz bu zamanda daha bir önemli.
W-Gıda güvenliğinin yanı sıra gıda tedariki de önemli değil mi?
HRU-Türkiye’de son yıllarda artan maliyetler ve gençlerin tarım yapmak istememesi bazı gıdaların tedarikini zora soktu. Bu yüzden Türkiye yaklaşık on ana üründe kendine yeterken ve ihracat yaparken, diğer ürünlerde ithalatçı konumunda. Yapılan ithalatların bir kısmı da hammadde olarak geliyor ve işlenip ihraç ediliyor.
Bir ülkenin tüm gıda ürünlerini yurt içi kaynaklardan elde edilmesi olarak tarif edilen “gıda egemenliğini” koruyabilmesi için o ülkenin üretmesi ve bunları pazara çıkarması yani tüketiciye ulaştırması gerekiyor. Burada tedarik zincirinin iyi korunması, herhangi bir kopukluk olmaması gerekiyor.
Burada üretim miktarlarının tüketimi karşılama oranı önemli. Bu durum böyle olağanüstü koşullarda daha öne çıkıyor. Üretim ve stok en azından tüketimi karşılamalı.
Kaldı ki pandemi nedeniyle bugünlerde birçok ülke başta buğday olmak üzere birçok tarım ürününün ihracatını ya durdurdu ya da kısıtladı. Yani paranız olsa da bu yıl muhtemelen ihtiyacınız olan buğdayı satın alamayacaksınız.
Sağlıkla kalın…
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi