İtalya, Lombardiya’dan bir doktor
Normalde yaptığınız işten farkı yok aslında. Fark sürekli maskeler, eldivenler, gözlükler, koruyucu elbiseler giyip çıkarmak gerektiği için her şeyin çok yavaşlamış olmasında.
Bu koruyucu donanımı sürekli giymeniz gerekiyor. Çıkaramazsınız. O yüzden altışar saat çalışıyor ve altı saatte bir değişiyoruz.
Bir kere çalışmaya başladığınızda sonuna kadar devam etmeniz gerekiyor giysiler ve donanım yüzünden. Tuvalete gidemez, bir şey yiyip içemezsiniz.
Dışarı yemeğe çıkamıyor parkta dolaşamıyorsunuz. Hastanede çalışma arkadaşlarınızla bir kahve içemiyorsunuz. İşe gidiyor çalışıyor ve eve dönüyorsunuz.
Hastalarla ilişkiler de tamamen farklılaştı. Normal olarak biraz fazladan kalır, hastayla sohbet edip bir ilişki geliştirmeye çalışırdım.
Şimdi bunu yapamıyorsunuz. Oksijen çok gürültü yaptığından hasta sizi duyamıyor ve siz de o odada gereğinden fazla kalmak istemiyorsunuz.
Ayrıca giydiğiniz plastik koruyucu elbiseler içinde bunalıyorsunuz. Bir de hasta yakınlarıyla artık sadece telefonda konuşabiliyorsunuz.
Savaş zamanı doktorluk yapıyor gibi hissediyorum. Sürekli çalıştığımız için durup düşünmeye vaktimiz yok.
Muhtemelen sonradan oturup bunların hepsini düşüneceğiz. Olağanüstü hallerde hep böyle oluyor. Düşünmüyor, sadece yapmanız gerekeni yapıyorsunuz.