Ben Dr. Bilgin Dizman yaşım 53, boyum 1.86, kilom 74 ve Nabzım 55-60 atım/dk, Tansiyonum 110/65 mm/Hg olacak şekilde vital bulgulara sahibim. Daha önceki yazılarımdan da bildiğiniz üzere 10 yılı aşan bir süredir düzenli olarak haftada 3-4 gün bireysel olarak koşuyorum.
Bugün vital değerlerim normal sınırlarda yani sporun düzenli koşmanın olumlu etkilerini kendi hayatımda da hissediyorum.
Gün içinde halsizlik, yorgunluk, stres, mutsuzluk, uyku hali v.b. semptomlar uzun süredir benim vücudumda yok. Zinde, özgüvenli, pozitif düşünen, mutlu, çözüm odaklı bir yaşam tarzım var.
Bunun en önemli destekçisi durağan olmayan hareketli yaşantım ve düzenli KOŞU sporu yapmamdır. Bu sebeple her yaştan herkese doktor kontrollü olarak yapmak şartıyla herkese yapabileceği sporu yapmasını hareketli kalmasını tavsiye ediyorum.
Zaten vücudumuzda doğumda 300’den fazla kemik bulunur; ancak, birçok kemik doğum ve olgunluk arasında birleşir. Sonuç olarak, ortalama bir yetişkin iskeleti 206 kemikten oluşur. Ve bu kemikleri birbirine bağlayan 360 adet eklem vardır. Bu eklemler bit nev’i İskelet sistemimizin menteşesi şeklinde görev alırlar. Eklemlerimiz 3 çeşittir.
- Sabit veya hareketsiz eklemler (örnek olarak kafatası eklemleri)
- Yarı oynar eklemler (örnek olarak omurlar ve çene kemiği eklemi)
- Oynar eklemler (örnek olarak sinoviyal eklemler, el, ayak, kalça, diz, omuz, kol, bacak eklemleri) olarak vücudumuzda yer almaktadırlar.
Son olarak da vücudumuzda yaklaşık 639 adet kas mevcuttur. Vücudumuzda bulunan Kaslar çizgili, düz ve kalp kası olmak üzere kaslarımız da eklemlerimiz gibi 3 çeşittir.
1. Çizgili kaslar: İstemli olarak çalışırlar. İskelete bağlı kaslarımız bu grupta yer alırlar.
2. Düz kaslar: istemsiz olarak kontrolümüz dışında çalışırlar, iç organlarımız otonom olarak çalışırlar ve bu gurupta yer alırlar.
3. Kalp kası: Çizgili kas yapısındadır ancak çizgili kasların istemli olarak çalışmasına karşın Kalp kasımız isteğimiz dışında çalışır. Adından da anlaşılacağı üzere sadece Kalpte bulunur. Çizgili kas yapısında olmasına rağmen düz kas gibi çalışır.
Görüldüğü gibi vücudumuzun hareket odaklı olarak yaratıldığı bilimsel olarak da tespit edilmiştir. Hareket etmek statik değil, kinetik, dinamik, ergonomik yaşamamıza vücudumuzun temel yapısı olan Kas İskelet sistemimizin sağlam ve sağlıklı kalmasına destek olmaktadır. Hareket etmenin tek bir doğru yolu yoktur, ancak kasların ve eklemlerin hareketini durdurmasına, fonksiyonlarını yavaşlatmasına izin verirseniz, zamanla tüm vücut hareket etme yeteneğini kaybeder. Yaşlandığınızda iyi hareket, sağlıklı yaşamak istiyorsanız, yaşlanmadan önce vücudunuzu iyi hareket ettirmelisiniz.
Hayat harekettir. Hareket etmeyi bıraktığımızda yaşamayı da bırakırız, bu yüzden aktif kalmak yaşımız ilerledikçe hepimizin 1 numaralı arzusudur. 75-80 yaşın üzerindeki sağlıklı insanlara sorduğunuzda, neredeyse tümünün oybirliğiyle sırlarının “Aktif olarak, Hareketli kalmak” olduğunu söyleyeceklerdir. Hareket, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için hayati önem taşır . Hastalarımıza yapılan her operasyondan sonra bile hareket etmelerini öneririz. Normal bir çocuğun izleyin sürekli hareket ettiğini göreceksiniz. Aynı şekilde gençler de, bebekler de özgürce ve kontrollü hareket ederler. Vücudumuz ve kaslarımız, çalıştıkları zaman en iyi şekilde görevlerini yaparlar ve sağlığımız için gerekli olan fonksiyonların yürütümüne destek olurlar ( oksijenin derin dokulara taşıınmasını, mitokondrilerden enerji oluşumunu, vücudumuzun postürünün/duruşunun sağlıklı olması, sağlıklı bir hayatın sürdürülmesi vb.). Kaslar dinlenmediğinde gerginleşirler, bu da vücutlarını hareket ettirmeyen insanları rahatsız eden kronik “gerilim” ile sonuçlanır. Vücudumuzun hareket etmeye ihtiyacı var. Bir saat boyunca bilgisayar başında oturur şekilde yazıyorsanız, ayağa kalktığınızda ilk içgüdüsel hareketiniz esnemek olur. Hastalar bile ameliyat olduklarında, artık (istemeseler de) doktorları omların mümkün olan en kısa sürede ayağa kalkmaları ve sağlıklarına hızlı kavuşmaları için hareket etmelerinin gerektiğini telkin etmektedirler.
Araştırmalar, insanları hareket ettirdiğinizde çok daha hızlı bir şekilde iyileştiğini gösteriyor. Bunu düşündüğünüzde, egzersiz genel olarak sadece vücudunuzu hareket ettirmektir. Hareket etmenin bariz Kas ve Kardiyovasküler faydalarına ek olarak, yaptığımız hareket ve fiziksel aktivite vücutta hayati sıvıları kan, lenf sıvısı, eklem içi sıvılarını pompalar. Direkt dolaşımı az olan hücreler ve dokular, hareket ve egzersizle oluşan fiziksel sıkıştırma ve esneme ile oksijen ve besin alır ve bu esnada ortaya çıkan atık ürünlerini uzaklaştırır.
İyi sağlık, vücudun hareket zincirinin (diğer bir deyişle kinetik zincir) düzenli olarak devam ettiği sürece devam edecektir.
Tüm sporların ortak özelliği HAREKET etmektir. Vücudumuz anatomik olarak tüm yapılarıyla “HAREKET” etmek için yaratılmıştır. Ayrıca spoRUN temelinde mutlaka hareket vardır. Fırsat buldukça açık havada ve doğada O2 oksijen seviyesi daha yüksek ortamlarda en az 20 dakika hareket etmek, koşmak, yürümek vb. faaliyetler vücudumuza pozitif etki edecektir.
Ben de düzenli olarak bana yaptığım bu antreman koşularımın yanısıra ilimiz ce yakın illerde yapılan Koşu Yarışmalarına katılıyorum. Bu tür sportif etkinlikler hem fiziki olarak hem de sosyal olarak hem mental hem de biyolojik olarak vücudumuza olumlu etkilerde bulunmaktadır.
Son olarak dün 15 Mart Pazar günü sabah 08.15 de Üsküdar İskele Meydanı’nda başlayan ve Spor İstanbul tarafından organize edilen Colour İstanbul adıyla 5K- 10K Koşu müsabakaları gerçekleştirildi. Benim de sportif olarak destek veren DigiPharma Consulting sponsorluğunda katıldığım bu etkinlikler yine eğlenceli ve coşkulu olarak yaklaşık 3000 kişilik katılımla gerçekleştirildi. İyi bir derece ile sakatlanmadan sağlıklı olarak yarışı tamamladım.
Bu tür koşularda amaç öncelikle SAĞLIK, spor, zindelik, mutluluk ve birlikte paylaşmaktır. Benim koşulara başlamamdaki ilk neden de spor ve sağlıklı yaşama isteğiydi. Ancak geçen sene “Adım Adım” organizasyonu ile Maraton İstanbul kayıtları esnasında karşılaştım. Ve koşularımın, koşularımızın, adımlarımızın İnsanlara İYİLİK olarak dönebileceğini öğrendim. İşte bu yüzden son 1 yıldır KOŞMAK çok şey yapmak anlamına geliyor benim için.
Kendim için koşmak, toplum için KOŞMAK.
Tüm arkadaşlarımdan, dostlarımdan, tanıdık, tanımadık her kişiden ‘İYİLİK KAZANSIN İSTEYEN HERKES’ bu tür kampanyalara gücü nispetinde desteklesin istedim.
Biz ADIM ADIM koşarken sizlerin desteği büyüyen bir güç ile ihtiyaç sahiplerine ulaşacaktır.
Sizlere şimdi koşulan kilometrelerin vücudumuza neler kattığını paylaşmak istiyorum.
Koşmak öncelikle fiziki olarak vücudumuzu, kaslarımızı, eklemlerimizi, kemiklerimizi güçlendirir ve geliştirir. Ancak bilinmeyen bir şekilde Koşmanın ruh sağlığı üzerine de çok olumlu etkileri olduğu ispat edilmiştir.
Koşmak çok fazla ve karmaşık ekipmana ihtiyaç duymaz, hemen hemen her yerde, sizin için uygun olan herhangi bir zamanda, başka birilerine ihtiyaç duymaksızın tek başınıza da yapabileceğiniz, ve çok kapsamlı karmaşık kuralları ve şartları olmayan, isteyen her insanın yapabileceği bir spor olmasından dolayı popüler bir egzersiz şeklidir.
Koşmak sağlıklı olmak için çok önemlidir, nabzımızın düşmesine kalp hızımızın azalmasına yardımcı olur, kalp sağlığımız için olumlu etkisi vardır.
En az 30 dakika açık havada koşmak Endorfin Serotonin hormonu salgılanmasını ve stresimizin azalmasına destek olur ve kendimizi pozitif ve mutlu hissetmemize katkıda bulunur.
Koşmak yağ yakımını hızlandırır, yağ depolarının azaltılmasına destek olur. Kilo vermemize diyetle birlikte yardımcı olur,
Düzenli koşmak beynimizin hafıza ve öğrenmeden sorumlu kısmı olan Hipokampus bölgesini çalıştırarak uyarır ve birçok hafıza sorunlarımızın çözümlenmesine katkıda bulunur.
Düzenli olarak günde 30 dakika koşarak kendimizi iyi hissedirebilir ve bağışıklık sistemimizi tetikleyerek daha az hasta olmamıza destek olur. Haftada 5 gün koşmak v.b. aerobik egzersizler vücudumuzun üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini %40’a kadar düşürmemize olanak sağlar.
Özellikle Bacak kasları olmak üzere tüm vücut kaslarını güçlendirir.
Kanser çeşitlerinin oluşum riskini %30’a kadar azaltabilmektedir.
Düzenli ve açık havada koşmak denge sistemimizi geliştirerek Parkinson, Alzheimer gibi hastalıklara karşı bizi korumaya destek olur.
Koşmak özgüvenimizi yükseltir.
“Hayat bir maraton gibidir. Bir maratonu bitirebilirseniz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.”
Ancak Koşmak iki ucu (başlamak ve bitirmek) da bizim elimizde olan kontrolümüz dahilinde akış gösteren; ölçülebilir, yeri ve zamanı kontrolümüzde olan bir aktivasyon. Ve bitirdiğimizde bir BAŞARI mutluluğu hissettiren çabanızın karşılığı olarak elde ettiğiniz büyük bir anlamı olan bir histir.
Her koşu bir şey katar insana AZMİN ZAFERİ. Koşma süresince yaptığınız mücadele beyniniz bırak yeter der ama siz kontrolü elinize alıp HEDEFE gitmek için vücudunuza hakim olursunuz.
İşte bu size basit ama çok anlamlı bir gerçeği öğretir: Çabanız ve mücadeleniz sonuç verir, çabanız boşa gitmez, mücadeleniz size yukarıda yazdığım HERŞEYi verir. Kazanmak hele büyük mücadelelerle kazanmak yazıyla anlatılamayacak bir hisler bütünüdür. İşte bu duyguyu yaşamak çok kolay doktorunuza danışın ve basit bir spora başlayın Hareket Edin. Yeni bir HAYAT tüm güzellikleri ile sizi bekliyor.
Sağlığınız için, kendiniz için, bir hedef için amaç için koşun, yüzün, yürüyün Hareket edin şunu unutmayın HAREKET birazcık, hiçten iyidir; ama FAZLASI muhtemelen daha da iyidir.
Haydi başla unutma “SAĞLIK İÇİN BAŞLAMAK…”